Ödemeler dengesi 1’inci çeyrek raporunda, dış ticaret dengesindeki iyileşmenin cari açıktaki iyileşmenin temel nedenini oluşturduğu kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2016 yılı 1’inci çeyrek ’Ödemeler Dengesi Raporu’nu açıkladı. Rapora göre; cari işlemler açığı, 2016 yılı ilk çeyreğinde daralma eğilimini devam etti. Dış ticaret dengesinde iyileşme, cari açıktaki iyileşmenin temel nedenini oluşturdu. Hizmetler dengesi ise net seyahat gelirlerinde ortaya çıkan düşüşün etkisiyle cari açığın azalma eğilimine yaptığı olumlu katkıyı azalttı.
Altın hariç ihracat yılın ilk çeyreğinde azalış eğiliminde oldu. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat artarken, jeopolitik ve ekonomik gelişmeler nedeniyle Irak’a ve Rusya’ya yapılan ihracatın yüksek oranda gerilemesi, ihracatın bu çeyrekte azalmasına neden oldu. Diğer taraftan, uzun bir dönemdir düşüş eğilimde olan bavul ticareti gelirleri, düşük bazında etkisi ile, geçen yılın aynı çeyreğine göre, artış gösterdi. Altın ihracatı ise geçen senenin aynı dönemine göre, altın fiyatlarına bağlı olarak, düşüş gösterdi.
Altın hariç tutulduğunda, ithalat 2014 yılının üçüncü çeyreğinde başlayan azalış eğilimine bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Düşen enerji fiyatlarının enerji ithalat faturasını düşürmesi, ithalattaki gerilemenin temel nedenini oluşturdu. Altın ithalatı ise, bu çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre bir miktar arttı. Cari işlemler hesabının dış ticaretten sonra en önemli belirleyicisi olan hizmetler kalemi, yılın ilk çeyreğinde, net seyahat gelirlerindeki gerilemeye bağlı olarak azalma eğiliminde oldu.
Cari İşlemler Hesabının Finansmanı
2016 yılının ilk ayında küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyrin ve ayrışmanın devam etmesinin yanı sıra, para politikalarındaki belirsizliklerin yol açtığı finansal oynaklık, küresel risk iştahının olumsuz seyretmesine neden oldu. Öte yandan, Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırımlarında hızlı davranmayacağı beklentisi ile Şubat ayından başlayarak küresel risk iştahında göreli bir iyileşme görüldü. Diğer taraftan, Suriye’de süregelen olumsuz jeopolitik siyasi gelişmelerin bu dönemde de yoğun olarak devam etmesi, finans hareketlerine etki eden ülkemize özgü ayrıştırıcı bir unsur olarak öne çıktı.
Ödemeler dengesi finans hesabına ana başlıklar itibarıyla bakıldığında, doğrudan yatırım girişlerinde bu çeyrekte, geçen yılın aynı döneminin aksine büyük işlemlerin olmaması, doğrudan yatırım girişlerinin 2015 yılının ilk çeyreğine göre düşüş göstermesine neden oldu. Portföy yatırımlarında ise yılın ikinci ayıyla birlikte, küresel risk iştahındaki toparlanmaya paralel, giriş yönlü hareket gözlendi. Diğer yatırım girişlerinde ise bankacılık sektörüne girişler bir miktar gerilerken, diğer sektörlerin yurt dışı borçlanmaları artarak devam etti. Finansman unsurlarının kalitesi yönünden bakıldığında; rezerv yeterlilik oranları ve gelişmekte olan ülkeler (GOÜ)’e yönelen sermaye akımlarında Türkiye’nin payı bir yıl öncesine göre gerilerken, diğer tüm unsurlar bir yıl öncesine göre aynı kalmış veya bir miktar iyileşme gösterdi.
Doğrudan yatırım girişleri, bu çeyrekte bir önceki yıla göre gerileme gösterdi. Bu durum, doğrudan yatırımlarda genel bir eğilim değişikliğinden ziyade, geçen sene ilk çeyrekte görülen büyük miktarlı az sayıda işlemin ortaya çıkardığı baz etkisinin bir sonucu olarak gerçekleşti. Öte yandan, doğrudan yatırım girişlerinin bir unsuru olan gayrimenkul yatırımları, 2016 yılı ilk çeyreğinde artış eğilimini sürdürdü.
Bu çeyrekte Çin ve enerji ihracatçısı ülkelerde büyümeye yönelik ortaya çıkan endişelerin bir miktar azalması ve FED’in faiz artışlarına yönelik beklentilerin piyasalarca olumlu yorumlanmasının bir sonucu olarak, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları Şubat ayından itibaren giriş yönüne döndü. Enstrüman olarak bakıldığında, bankacılık sektörü borçlanma enstrümanları hariç, diğer tüm sektörlerin borçlanma enstrümanlarında ve hisse senetlerinde giriş yönlü hareket gözlendi.
Gerek bankacılık sektörünün gerekse diğer sektörlerin yurt dışından kredi türü borçlanmalarında, 2016 yılı ilk çeyreğinde arz yönlü bir kısıt gözlenmedi. Bu dönemde bankacılık sektörü toplamda, düşük bir miktarda, net borç geri ödeyici olurken, geçen yılın ilk çeyreğinde başlayan kısa vadeli kredi borçlanmasından uzun vadeli borçlanmaya kayış, bu dönemde de devam etti. Öte yandan, diğer sektörler, yurt içi büyük projelerin finansmanına yönelik sağlanan uzun vadeli kredilerdeki artışın etkisi ile net borçlanıcı yönde hareket ettiler.
Merkez Bankası rezervleri yılın ilk çeyreğinde, portföy ve diğer yatırım girişlerinin olumlu etkisi ile artış gösterdi.
(İHA)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2016 yılı 1’inci çeyrek ’Ödemeler Dengesi Raporu’nu açıkladı. Rapora göre; cari işlemler açığı, 2016 yılı ilk çeyreğinde daralma eğilimini devam etti. Dış ticaret dengesinde iyileşme, cari açıktaki iyileşmenin temel nedenini oluşturdu. Hizmetler dengesi ise net seyahat gelirlerinde ortaya çıkan düşüşün etkisiyle cari açığın azalma eğilimine yaptığı olumlu katkıyı azalttı.
Altın hariç ihracat yılın ilk çeyreğinde azalış eğiliminde oldu. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat artarken, jeopolitik ve ekonomik gelişmeler nedeniyle Irak’a ve Rusya’ya yapılan ihracatın yüksek oranda gerilemesi, ihracatın bu çeyrekte azalmasına neden oldu. Diğer taraftan, uzun bir dönemdir düşüş eğilimde olan bavul ticareti gelirleri, düşük bazında etkisi ile, geçen yılın aynı çeyreğine göre, artış gösterdi. Altın ihracatı ise geçen senenin aynı dönemine göre, altın fiyatlarına bağlı olarak, düşüş gösterdi.
Altın hariç tutulduğunda, ithalat 2014 yılının üçüncü çeyreğinde başlayan azalış eğilimine bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Düşen enerji fiyatlarının enerji ithalat faturasını düşürmesi, ithalattaki gerilemenin temel nedenini oluşturdu. Altın ithalatı ise, bu çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre bir miktar arttı. Cari işlemler hesabının dış ticaretten sonra en önemli belirleyicisi olan hizmetler kalemi, yılın ilk çeyreğinde, net seyahat gelirlerindeki gerilemeye bağlı olarak azalma eğiliminde oldu.
Cari İşlemler Hesabının Finansmanı
2016 yılının ilk ayında küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyrin ve ayrışmanın devam etmesinin yanı sıra, para politikalarındaki belirsizliklerin yol açtığı finansal oynaklık, küresel risk iştahının olumsuz seyretmesine neden oldu. Öte yandan, Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırımlarında hızlı davranmayacağı beklentisi ile Şubat ayından başlayarak küresel risk iştahında göreli bir iyileşme görüldü. Diğer taraftan, Suriye’de süregelen olumsuz jeopolitik siyasi gelişmelerin bu dönemde de yoğun olarak devam etmesi, finans hareketlerine etki eden ülkemize özgü ayrıştırıcı bir unsur olarak öne çıktı.
Ödemeler dengesi finans hesabına ana başlıklar itibarıyla bakıldığında, doğrudan yatırım girişlerinde bu çeyrekte, geçen yılın aynı döneminin aksine büyük işlemlerin olmaması, doğrudan yatırım girişlerinin 2015 yılının ilk çeyreğine göre düşüş göstermesine neden oldu. Portföy yatırımlarında ise yılın ikinci ayıyla birlikte, küresel risk iştahındaki toparlanmaya paralel, giriş yönlü hareket gözlendi. Diğer yatırım girişlerinde ise bankacılık sektörüne girişler bir miktar gerilerken, diğer sektörlerin yurt dışı borçlanmaları artarak devam etti. Finansman unsurlarının kalitesi yönünden bakıldığında; rezerv yeterlilik oranları ve gelişmekte olan ülkeler (GOÜ)’e yönelen sermaye akımlarında Türkiye’nin payı bir yıl öncesine göre gerilerken, diğer tüm unsurlar bir yıl öncesine göre aynı kalmış veya bir miktar iyileşme gösterdi.
Doğrudan yatırım girişleri, bu çeyrekte bir önceki yıla göre gerileme gösterdi. Bu durum, doğrudan yatırımlarda genel bir eğilim değişikliğinden ziyade, geçen sene ilk çeyrekte görülen büyük miktarlı az sayıda işlemin ortaya çıkardığı baz etkisinin bir sonucu olarak gerçekleşti. Öte yandan, doğrudan yatırım girişlerinin bir unsuru olan gayrimenkul yatırımları, 2016 yılı ilk çeyreğinde artış eğilimini sürdürdü.
Bu çeyrekte Çin ve enerji ihracatçısı ülkelerde büyümeye yönelik ortaya çıkan endişelerin bir miktar azalması ve FED’in faiz artışlarına yönelik beklentilerin piyasalarca olumlu yorumlanmasının bir sonucu olarak, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları Şubat ayından itibaren giriş yönüne döndü. Enstrüman olarak bakıldığında, bankacılık sektörü borçlanma enstrümanları hariç, diğer tüm sektörlerin borçlanma enstrümanlarında ve hisse senetlerinde giriş yönlü hareket gözlendi.
Gerek bankacılık sektörünün gerekse diğer sektörlerin yurt dışından kredi türü borçlanmalarında, 2016 yılı ilk çeyreğinde arz yönlü bir kısıt gözlenmedi. Bu dönemde bankacılık sektörü toplamda, düşük bir miktarda, net borç geri ödeyici olurken, geçen yılın ilk çeyreğinde başlayan kısa vadeli kredi borçlanmasından uzun vadeli borçlanmaya kayış, bu dönemde de devam etti. Öte yandan, diğer sektörler, yurt içi büyük projelerin finansmanına yönelik sağlanan uzun vadeli kredilerdeki artışın etkisi ile net borçlanıcı yönde hareket ettiler.
Merkez Bankası rezervleri yılın ilk çeyreğinde, portföy ve diğer yatırım girişlerinin olumlu etkisi ile artış gösterdi.
(İHA)