ABD Başkanı Barack Obama, sekiz yıllık başkanlık süresinin sonuna yaklaşırken, dış politikada Küba ile diplomatik ilişkilerin yaklaşık 50 yıl sonra yeniden başlatılması başarısıyla dikkati çekiyor.
ABD Başkanlığını, 20 Ocak 2017'de seçilen Donald Trump'a devredecek Obama, başkanlığı döneminde her ne kadar dış politika yaklaşımlarıyla eleştiriler toplasa da ardında bıraktığı Küba açılımıyla adından söz ettiriyor.
Obama, 2008 yılında seçim kampanyasını yürüttüğü sırada, başkan seçilmesi halinde ABD karşıtlığıyla tanınan devletlerin liderleriyle ön koşulsuz görüşmeyi hedeflediğini söylemişti. Şüphesiz bu ülkelerin arasında 1961'de diplomatik ilişiklerin koptuğu Küba da yer alıyordu.
Küba devriminin 25 Kasım'da hayatını kaybeden lideri Fidel Castro'nun yaşlılık ve hastalık nedeniyle devlet başkanlığını Şubat 2008'de kardeşi Raul Castro'ya bırakması, Obama'nın hedefine ulaşmasını kolaylaştırdı. Hem Raul Castro'nun yönetimi devralmasıyla hem de Barack Obama'nın Kasım 2008'de başkan seçilmesiyle ABD ile Küba ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldı.
Adaya 1960'dan bu yana uygulanan tecrit politikasının işe yaramadığının farkında olan Obama, başkanlık koltuğuna oturduktan birkaç ay sonra, Nisan 2009'da, Küba'ya aile ziyaretlerinin önündeki kısıtlamaları kaldırdığı gibi dini ve eğitim amaçlı seyahatlere de izin çıkardı.
Obama, 2011'de adaya gidiş gelişlerle ilgili kısıtlamaları biraz daha gevşetti, Küba yönetimi de kendi vatandaşlarının yurt dışına çıkışlarındaki vize prosedürlerini kolaylaştırdığını açıkladı.
İkili ilişkilere 2014'te "dostluk eli" değdi
İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için en büyük adım, 17 Aralık 2014'te atıldı. Küba, ajan suçlamasıyla adada tutuklu olan Alan Gross'u insani gerekçelerle salıverdi, Obama yönetimi de "Küba Beşlisi" olarak adlandırılan gruptan hala ABD'de hapiste bulunan üç kişiyi serbest bıraktı.
Tarihi günde ayrıca 45 dakikalık telefon görüşmesi yapan Barack Obama ile Raul Castro, diplomatik ilişkilerin düzeltilmesi için kameralar karşısında eş zamanlı açıklamalarda bulundu.
Obama, Beyaz Saray'daki açıklamasında, on yıllardır Küba'ya yönelik izolasyonun hiçbir işe yaramadığını vurgulayarak Küba halkına "Amerika dostluk elini uzatıyor." diye seslendi.
İkili ilişkiler açısından bir diğer tarihi dönüm noktası Nisan 2015'te yaşandı. Obama, Panama'daki Amerika Zirvesi kapsamında Raul Castro ile bir araya gelerek diplomatik ilişkilerin sonlandığı dönemden itibaren bir Küba devlet başkanıyla görüşen ilk ABD başkanı oldu. Görüşmeden birkaç hafta sonra önemli bir adım daha atan Obama yönetimi, İspanya ve Kolombiya'daki ayrılıkçılara destek verdiği gerekçesiyle 1982'de "terörü destekleyen ülkeler listesine" dahil edilen Küba'nın, Mayıs 2015'te bu listeden çıkarıldığını açıkladı.
Bu, ilişkilerin yeniden normale döndürülmesi amacıyla başlatılan süreçteki en somut adım olurken iki ülke, karşılıklı olarak büyükelçiliklerini açtı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin 14 Ağustos 2015'te Havana'da ABD bayrağını göndere çekmesiyle açılan büyükelçilik, ikili diplomatik ilişkiler açısından diğer bir tarihi adım olarak nitelendirildi.
Başkan Obama, bu yıl Küba'ya özel ve tarihi anlam taşıyan bir ziyaret gerçekleştirdi. Mart ayında başkent Havana'ya giden Obama, 88 yıl sonra Küba'yı görevi başındayken ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu.
Trump Küba açılımını sonlandırabilir
Öte yandan Barack Obama'nın ardında bırakacağı Küba mirası, ülkenin yeni başkanı seçilen Donald Trump'ın görevine başlamasından sonra gölgelenebilir.
Yürürlükte olan Küba'ya yönelik ekonomik ambargonun kaldırılması, Kongre'nin yetkisi dahilinde.
Ambargonun kaldırılmasını bugüne kadar Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre'den bir türlü geçiremeyen Obama'nın, geri kalan günlerinde bu amacına ulaşması da zor.
dikGAZETE.com