CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, katıldığı programdaki açıklamalarına ilişkin sosyal medyada yer alan videoyla ilgili, "O yalan paylaşımı yapan kıza kolaylıkla dava açabilirdim, açmayacağım ama her gün anlatacağım. Niye? İnşallah utanır diye. İnşallah o güzel kızımızın ailesinden birisi onu bu yanlıştan çevirir, uyarır." dedi.
Zeytinburnu'ndaki çarşamba pazarını ziyaret eden İmamoğlu, daha sonra Topkapı'da bir otelde STK temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleriyle buluştu.
Burada yaptığı konuşmada iki gün önce katıldığı bir televizyon programındaki açıklamalarına değinen İmamoğlu, "Devletin bazı kademelerinde bulunan insanların, kötü söz söylemesi bana çok ters geliyor. ‘Ya bu siyaset için yapılır’ yok kardeşim, yapılmaz. Bir televizyoncu anneannemin, babamın yanına gidip mikrofonu uzatınca, babam bir laf etti orada. Aslında ağır bir laf oldu benim için ama önemli. Uyarı önemli. ‘Doğru, düzgün, dürüst görüyoruz oğlunuzu, öyle midir? Yalan konuşur mu?’ Babam, ‘Yok’ dedi, ‘Düzgündür, yalan da söylemez ama' dedi babam, 'Yalan söylemeden ne kadar siyaset yapacak bilmiyorum' dedi. Bunu niye söyledim, böyle alışılmış bir tarafı var siyasetin. Ben o tarafına girmeyeceğim. Size söz veriyorum, bu salonda başka, salonun dışında başka konuşmayacağım. Milletini aldatan ve kendi de aldanan bir insan asla olmayacağım. Toplumu aldatan siyasiler, televizyon programında söylediğim bir cümlenin, bir kısmını kesip, sözüm ona beni bir kısım terör örgütleriyle ilişki kurdurma adına, söylediğim sözü başka şekilde kullanarak koca koca siyasiler, bakan, milletvekili vesaire… Aralarında hukukçu ve profesörlerin de olduğunu söylediler bana. Utanç verici bir şey. Bu millettin vicdanını, ahlakını bu tarz yalanlarla yanıltabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Hiç inanmıyorum." diye konuştu.
"O yalan paylaşımı yapan kıza dava açabilirdim, açmayacağım""Ama yapılan iftira ile bir kısım insanımızın aklına kötülük sokabilirsiniz." diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
"Bir gencimizle karşılaşıyoruz. 'Sen' diyor, 'Terör örgütleriyle bu şehri yöneteceksin’ dedim ki, 'Oğlum bu yanlış bir ifade güzel kardeşim. Gel sana dinleteyim diyorum' dinlememekte ısrar ediyor. Üzüntüyle bir kardeşim gibi görerek, Türk toplumunda vardır bu, Avrupa’da yapılmaz ama biz de vardır. Eğer evrensel bakarsak belki yanlış yapmış olabilirim ama bizim millette dokunmak vardır yani. Şimdi pazarda bir çocuk dedi ki bana ‘Başkanım en çok elinizi omzuma koyduğunuzda mutlu oluyorum bir de elini kalbime koyup konuştuğunuzda’ Şimdi yapsam mı, yapmasam mı? Bizim millette dokunuş samimiyettir. Ben de elimi yüzüne tutarak ‘Bak ne olur aldanma’ diye teselli etmeye, uyandırmaya çalıştım. Aslında kalbinin etrafındaki o buzlaşmış yapıyı eritmeye çalıştım ama dinlemedi beni. O kadar üzüldüm ki… Ama bunun esas üzücü tarafı, bir yöneticinin ‘Tokat attı, yok bilmem ne yaptı, şunu yaptı, bunu yaptı…' Bu ne biliyor musunuz? Bu siyasi anlayışta şöyle bir şey gelişti. Karala, leke at, ne kadar bunu yaparsan bir de işin içine affedersiniz yalakalık katarsan siyasi mertebeleri hızla çıkıyorsun. Gerçekten AK Parti içinde iyi işler yapan ve iyi işler yapmak isteyen tanıdıklarım ve dostlarım da var ama onlara söyledim, sizin döneminiz bitti. Niye bitti? Çünkü belli ki bu parti artık size görev vermez. Kime verir? En güzel lekeyi atana verir, televizyonda en kirli konuşmayı yapana verir."
Ekrem İmamoğlu, katıldığı programdaki açıklamalarına ilişkin sosyal medyada yer alan videoyla ilgili, "O yalan paylaşımı yapan kıza kolaylıkla dava açabilirdim, açmayacağım ama her gün anlatacağım. Niye? İnşallah utanır diye. İnşallah o güzel kızımızın ailesinden birisi onu bu yanlıştan çevirir, uyarır. 'Bak kızım bu yalan bir şey, yanlış bir şeyi yayıyorsun. En büyük günah kardeşim ya, ramazan ayındayız.' Keşke bu tarz olayların yaşanmadığı bir süreç olsaydı." dedi.
"Bayramda tatile gidenler olabilir, kısa tutun ve geri gelin"İmamoğlu, seçim otobüsüyle Zeytinburnu İstasyon Meydanı'nda vatandaşlara hitap ettikten sonra Fatih Kocamustafapaşa'ya geçti.
Kocamustafapaşa Meydanı'nda miting düzenleyen İmamoğlu halkın 16 milyon insana hizmet eden bir belediye başkanı istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Referandumu hatırlıyorsunuz. Sonrasında geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimi oldu onu da hatırlıyorsunuz. Ne dediler, 'Referandumdan sonra gaza basacağız. Ülkenin ekonomisi uçacak.' dediler. Herkese büyük vaatlerde bulundular. Ne yazık ki dünyanın en yüksek enflasyonundan birine sahip bir ülkeyiz. Resmi rakamlara göre son 8 ayda 1,5 milyon insanımız işsiz kaldı. Sadece İstanbul'da dört aileden birisi açlık sınırının altında. Hani ekonomi fırlayacaktı? Hani seçimden sonra herkes mutlu olacaktı, işsizlik bitecekti? Ama olmadı. Ben ne yaptım? Ne dedim? Seçimden sonra gelir gelmez taahhütlerimizi başlayacağız dedim. Sadece 18 günde ulaşım indirimini yaptık mı? 18 günde sadece milli bayramlarda değil milli ve dini bayramlarda ulaşım ücretsiz mi? Suda indirim yaptık mı? Belediye toplantılarını açıp şeffaflığı hediye ettik mi? Bunun için çıldırıyorlar. 'Ya biz ne desek yapmadık. Bu adam 18 günde bir sürü iş yaptı.' Biz sizi hissediyoruz, biz vatandaşımızın ne istediğini, önceliklerimizin ne olduğunu biliyoruz. 18 günde bunu yaptık. 1800 günde neler yaparız neler. Şimdi 18 günde bunları yaptık çıldırıyorlar ya 1800 günde bunları deli edeceğiz deli. Bunlar kim. Bunlar bir avuç insan. Bu bir avuç insan bazen YSK'de yedi kişi oluyor, bazen belediyede 3-5 kişi oluyor. Neticede bir avuç insan. Şu avucunuza sığmazlar."
İmamoğlu, 23 Haziran’da demokrasi adına ve İstanbul'un iyi bir yönetime kavuşması adına sandıkta milletin mutlaka cevap vereceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Değerli dostlarım, önümüzdeki bu süreç çok çok önemli. Hep beraber çalışmalıyız. Her birinizden eşinizi, dostunuzu, komşularınızı, akrabalarınızı ziyaret etmenizi istiyorum. Bu ziyaretinizde mutlaka güler yüzle konuşun, sohbet edin. Deyin ki 'Bu kardeşimiz bize güler yüzlü siyaseti gösterecek. Siyasetin yanına ahlakı koyacak.' Ben o güzel çocuklar için çalışacağım. Ahlaklı siyaset için mücadelemi anlatın. Önümüzde bayram var. Bayramda tatile gidenler olabilir, kısa tutun ve geri gelin. Benim her birinize sandıkta ihtiyacım var. Herkesin oy kullanmasını istiyorum. 23 Haziran'da sandıkta görev alacağız. Yüz binlerce insan sandık güvenliğini sağlayacağız ve bir avuç insana fırsat vermeyeceğiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com