Bingöl’ün Genç ilçesinde, ’terörist’ diye öldürülen Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in 16. duruşmasında ’taksirle ölüme sebebiyet verme, evrakta sahtecilik ve tehdit suçlarından ceza alan özel harekat polislerini, zaman aşımı kurtardı. Maktullerin avukatı, kararı temyiz edeceklerini söyledi.
PKK’lı oldukları iddiasıyla 17 Nisan 1999’da öldürülen daha sonra bölücü örgütle ilişkilerinin olmadığı ortaya çıkan Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in cinayetiyle ilgili dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K., komiserler Bülent G., Ahmet Kenan Ç. ve polis memurları Mehmet A. ile Mehmet Y.’nin yargılanmasına devam edildi. Sanıkların, “tehdit”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamalarıyla tutuksuz yargılandıkları davanın, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, maktullerin yakınları ile avukatları ve sanık avukatları katıldı.
Savcılık mütalaasının okunmasının ardından Ankara Batı Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılan sanık Ahmet K., mütalaayı kabul etmediğini belirterek, “Ben o tarihte bürolar amiriydim, özel harekata talimat vermek gibi yetkim ve görevim yoktu, hakkımdaki iddialar somut tespitlere dayanmamaktadır beraatımı talep ediyorum” dedi.
Sanık Ahmet K.’nın avukatı Hacı Muharrem Mankır ise, “Açıklanan tüm gerekçe doğrultusunda müvekkilimin öncelikle tüm suçlardan beraatine mahkemeniz aksi kanaatte ise zaman aşımı ve 4616 sayılı yasadaki düzenleme dahil tüm lehe olan kanun maddelerinin müvekkil hakkında uygulanması talep olunur” ifadelerini kullandı.
“KASTEN ÖLDÜRÜLDÜKLERİ SABİTTİR”
Yılmaz Eliveren’in babası ve Mehmet’in ağabeyi Ahmet Eliveren ise mütalaayı kabul etmediğini belirterek, tüm sanıkların iddianamedeki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarını talep etti.
Maktullerin vekili avukat Abdullah Alakuş da, celse arasında yazılı olarak sunduğu beyanları aynen tekrar ettiklerini belirterek, zaman aşımı tespitini doğru bulmadıklarını söyledi. Mütalaanın tehdit ve evrakta sahtecilik suçlarının oluştuğu yönündeki tespitlerine iştirak ettiklerini belirten Alakuş, şunları söyledi:
“Ancak öldürme eyleminin taksirle oluştuğu yönündeki eylemine iştirak etmiyoruz. Tüm dosya kapsamında maktullerin tasarlanarak ve kasten öldürüldükleri sabittir. Yine zaman aşımı tespitine katılmıyoruz. Olaydan hemen sonra maktullerin terörist gruba dahil olduklarından bahisle soruşturma açılmıştır ancak bizim 2010 tarihindeki şikayetimiz üzerine başlatılan 2. soruşturmanın maktullerin terörist olmadıkları sanıklar tarafından kasten öldürüldükleri tespit edilmiş ve buna göre soruşturma genişletilmiştir. Bize göre, zaman aşımı süresinin bu tespitten sonra başlatılması gerekir.”
Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, sanıkların bahse konu eylemi ölen şahıslara karşı adam öldürme kastıyla nitelikli şekilde işlediklerine ilişkin kesin somut inandırıcı delil elde edilemediği, eylemin taksirle ölüme sebebiyet verme suçu oluşturduğu ve eylemlerin zaman aşımı sürelerinin dolduğuna hükmetti. Mahkeme heyeti, “tehdit”, “resmi evrakta sahtecilik” ve “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamaları sabit görülen sanıklar hakkında, suçlamaların daha lehe olduğu ve zaman aşımı süreleri dolduğu gerekçesiyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği suçlamaların düşürülmesine karar verdi.
(İHA)
PKK’lı oldukları iddiasıyla 17 Nisan 1999’da öldürülen daha sonra bölücü örgütle ilişkilerinin olmadığı ortaya çıkan Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in cinayetiyle ilgili dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K., komiserler Bülent G., Ahmet Kenan Ç. ve polis memurları Mehmet A. ile Mehmet Y.’nin yargılanmasına devam edildi. Sanıkların, “tehdit”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamalarıyla tutuksuz yargılandıkları davanın, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, maktullerin yakınları ile avukatları ve sanık avukatları katıldı.
Savcılık mütalaasının okunmasının ardından Ankara Batı Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılan sanık Ahmet K., mütalaayı kabul etmediğini belirterek, “Ben o tarihte bürolar amiriydim, özel harekata talimat vermek gibi yetkim ve görevim yoktu, hakkımdaki iddialar somut tespitlere dayanmamaktadır beraatımı talep ediyorum” dedi.
Sanık Ahmet K.’nın avukatı Hacı Muharrem Mankır ise, “Açıklanan tüm gerekçe doğrultusunda müvekkilimin öncelikle tüm suçlardan beraatine mahkemeniz aksi kanaatte ise zaman aşımı ve 4616 sayılı yasadaki düzenleme dahil tüm lehe olan kanun maddelerinin müvekkil hakkında uygulanması talep olunur” ifadelerini kullandı.
“KASTEN ÖLDÜRÜLDÜKLERİ SABİTTİR”
Yılmaz Eliveren’in babası ve Mehmet’in ağabeyi Ahmet Eliveren ise mütalaayı kabul etmediğini belirterek, tüm sanıkların iddianamedeki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarını talep etti.
Maktullerin vekili avukat Abdullah Alakuş da, celse arasında yazılı olarak sunduğu beyanları aynen tekrar ettiklerini belirterek, zaman aşımı tespitini doğru bulmadıklarını söyledi. Mütalaanın tehdit ve evrakta sahtecilik suçlarının oluştuğu yönündeki tespitlerine iştirak ettiklerini belirten Alakuş, şunları söyledi:
“Ancak öldürme eyleminin taksirle oluştuğu yönündeki eylemine iştirak etmiyoruz. Tüm dosya kapsamında maktullerin tasarlanarak ve kasten öldürüldükleri sabittir. Yine zaman aşımı tespitine katılmıyoruz. Olaydan hemen sonra maktullerin terörist gruba dahil olduklarından bahisle soruşturma açılmıştır ancak bizim 2010 tarihindeki şikayetimiz üzerine başlatılan 2. soruşturmanın maktullerin terörist olmadıkları sanıklar tarafından kasten öldürüldükleri tespit edilmiş ve buna göre soruşturma genişletilmiştir. Bize göre, zaman aşımı süresinin bu tespitten sonra başlatılması gerekir.”
Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, sanıkların bahse konu eylemi ölen şahıslara karşı adam öldürme kastıyla nitelikli şekilde işlediklerine ilişkin kesin somut inandırıcı delil elde edilemediği, eylemin taksirle ölüme sebebiyet verme suçu oluşturduğu ve eylemlerin zaman aşımı sürelerinin dolduğuna hükmetti. Mahkeme heyeti, “tehdit”, “resmi evrakta sahtecilik” ve “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamaları sabit görülen sanıklar hakkında, suçlamaların daha lehe olduğu ve zaman aşımı süreleri dolduğu gerekçesiyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği suçlamaların düşürülmesine karar verdi.
(İHA)