GÜMÜŞHANE
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük yararlılık gösteren vatandaşlardan Şerife Boz, Mehmet Köse ve Abdullah İrgin, Gümüşhane'de düzenlenen programda o gece yaşadıklarını anlattı.
Gençlik ve Spor Bakanlığının "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi" kapsamında, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda sanatçı İsmail Hakkı'nın moderatörlüğündeki programda, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Veysel Çelikdemir'in "15 Temmuz" temalı kum sanatı gösterisine yer verildi.
Vali Okay Memiş, etkinlikte yaptığı konuşmada, 15 Temmuz günü yaşanan olayları, ihaneti, 241 şehidi ve binlerce gaziyi unutmayacaklarını belirterek, "Adı konulmamış bir savaşla karşı karşıyayız. FETÖ taşeron bir örgüt. Kökü dışarıda, bu ülkeyi bölüp parçalamak isteyen kesimlerin desteklediği bir yapılanmadır." dedi.
Memiş, hangi şekilde olursa olsun hiçbir darbe teşebbüsünü kabul etmediklerini vurguladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), milletin göz bebeği olduğunu dile getiren Memiş, "Bu darbe girişimi, bir noktada da TSK'yı yıpratmak için yapılmıştır. Bu aziz millete, 81 ildeki vatandaşlarımıza minnettarız." değerlendirmesinde bulundu.
Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen ise darbe girişimi sırasında 4 Gümüşhanelinin şehit olduğunu hatırlattı.
Milletin gücünün üstünde hiçbir gücün olmadığını kaydeden Çimen, "Hep beraber 27 gün nöbet tuttuk. Çocuklarımızın, evlatlarımızın geleceği için ömrümüzün sonuna kadar nöbet tutmaya devam ederiz." ifadelerini kullandı.
"Rabbim bir daha o günleri göstermesin"
FETÖ'nün darbe girişimine karşı kullandığı kamyonla Taksim'e çıkan Şerife Boz, vatanın kendisi için ana, baba, namus anlamını taşıdığını dile getirerek, "Anasız, babasız duruluyor ama vatansız asla." diye konuştu.
Boz, o gece televizyondan haberleri izlediğinde, köprünün çok kabalık olduğunu gördüğünü aktardı.
Daha sonra uyuyan eşini kaldırıp konuştuğunu anlatan Boz, şöyle devam etti:
"Eşim namazını kılıp yatmıştı. Yanına gittim, 'Kalk, köprü çok kalabalık' dedim. 'Bugün cuma, olur o kalabalık' dedi. 'Yok, öyle kalabalık değil, askeri araçlar var' dedim. Televizyona bakar bakmaz ellerini dizlerine vurarak, 'Darbe var' dedi. Ben de Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine çocuklarımı, torunlarımı alıp hiç korkmadan cihada gittim. Dualar ve tekbirlerle oraya gittim. Tekrar olsa tekrar giderim. Rabbim bize şehitliği nasip etmedi. Peygamberlikten sonraki en büyük mertebe, şehitlik mertebesi. Hiç korkmadım. Ben de o tankın üstüne çıkacaktım ama çarşafım bana engel oldu. Rabbim bir daha o günleri göstermesin."
"O ihaneti, 15 Temmuz'u unutanın kanı kurusun"
Darbe girişimi sırasında Ankara'da bulunan ve olayları öğrendikten sonra Genelkurmay Başkanlığına giden Abdullah İrgin, kendisinin bir kahraman olmadığını belirtti.
"Asıl kahramanlar İstanbul'da, Ankara'da ve yurdun çeşitli yerlerinde şehadet şerbeti içenler ile Pensilvanya'daki soysuzun köpeğini öldüren Ömer Halisdemir'dir." diyen İrgin, Edirne'de yaşadığını ve 15 Temmuz'da özel işleri için Ankara'da bulunduğunu dile getirdi.
İrgin, Ankara'da uçakların alçak uçuş yapmaya başladığını, ardından Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın rehin alındığı öğrendiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Biz de Genelkurmay Başkanlığa doğru ilerledik. Gittiğimizde halkımız zaten oradaydı. Kapıyı zorlamaya başladık, olmadı. Birini zorladım olmadı, ikincisini zorladım olmadı, üçüncüsünü zorladım, demir parmaklıklar üstüme devrildi. Allah o gün bu hainlere fırsat vermedi, herkesin içindeki korkuyu alıp, cesareti verdi. Görüntüleri izleyip de o ihaneti, 15 Temmuz'u unutanın kanı kurusun. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Cesedi deniz kıyısına vuran Aylan bebeği hepimiz biliyoruz. Çocuğumuzun o şekilde deniz kıyısına cansız bedeninin vurmasını istemiyorsak 15 Temmuz'u ne unutalım ne de unutturalım."
dikGAZETE.com