Dokuz yıllık bir çalışmanın ürünü olan 'Nurcan Perdahçı 2016' sergisi geçtiğimiz günlerde görücüye çıktı. Doğduğu yer olan Uşak'ın geleneksel kültüründe önemli bir yer tutan halılarının, Batı resim sanatı içindeki varoluşunu irdeleyen sanatçı, 16. ve 17. yüzyılın zaman-mekân olgusu içinde izlediği yolu çağdaş bir anlayışla ele alıyor.
Mine Sanat Galerisi'nde gösterime açılan sergi sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor. Aile geçmişi, yaşadığı coğrafyanın tarihi, kültürüyle ilgili mekânsal ve zamansal sorgulamalar yapan sanatçı, yüzyıllar öncesine ait resimlerde nesneleştirilmiş yapıtları bugün kendi yapıtlarında özneleştirip varlıklarını ön plana çıkarmayı amaçlamış. Ayrıca sanatsal üretimi bir yolculuk olarak değerlendiren Doç. Dr. Nurcan Perdahçı, yerelden evrensele varan, Doğu'dan Batı'ya, Batı'dan günümüze akış içindeki çağdaş izlenimlerini plastize ediyor. Sanatçı plastik dilin her türlü imkânını kullanarak kavram ve imge akışını çağdaş müdahaleleriyle yeniden yapılandırdığı eserlerle sanatçı ve sanatseverleri bir araya getiriyor.
Segisini ziyaret ettiğimiz Doç. Dr. Nurcan Perdahçı eserlerinde anlatmak istediklerini şu sözlerle ifade ediyor: "Kültür mirasımızı vurgulamak ve bazı şeyleri sorgulayıp insanların dikkatini çekmek için böyle bir konuya el attım. Yeniden yapı sökümü bağlamında işler sergiliyorum. Bu sorgulamayı da kültür mirasımız üzerinden götürüyorum. 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa resim sanatı içine yerleştirdiği olgularla Doğu'nun kültür mirası olan halıları da ele alır. Ama ben onların orada yapmış olduğu özneyi nesneleştiriyor, nesneyi de özneleştiriyorum. Her gösteren başka bir göstereni gösteriyor. Bu da bir anlamlar zinciri oluşturarak sonsuza dek çoğalıyor. Bunu vurgularken bir taraftan da tuvalin üzerindeki kesimlerle halının çözgü ipliklerine bir gönderme yapıyorum. Eserlerimin içerisine fotoselli ses yerleştirdim. Seyirciye interaktif bir biçimde çözgü ipliklerinin dalgalanmalarını gösteriyorum. Diğer tarafta da aynı şeyi ışık ile yapıyorum. Burada gördüğünüz eserler 9 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Eserlerim ata yadigâr olan coğrafyama bir selamdır. Aynı zamanda da yapılan işleri saygıyla anıyorum. Çünkü her bir resmin yola çıkış hikayesi sanatçılar üzerinden oluyor. Onları yâd etmeden geçmiyorum."
SİNEM ERYILMAZ - UĞUR GÜLBOY