04-02-2016 17:14
HDP’nin Anayasa Mutabakat Komisyonu üyeleri, anayasa görüşmeleri başlamadan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçlayarak, Erdoğan’ın anayasa yapım sürecini vesayet altına almak istediğini öne sürdüler.
HDP Anayasa Mutabakat Komisyonu üyeleri Meral Danış Beştaş, Garo Paylan ve Mithat Sancar toplantı sonrasında düzenledikleri basın toplantısında, ilk toplantısı yapılan Anayasa Mutabakat Toplantısı’nda basına açık bölüm dışında hiçbir şey konuşulmadığını söyleyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı süreci vesayet altına almak istediği gerekçesi ile suçladılar. Anayasa ile birlikte yasaların da bu görüşmelerde ele alınması gerektiğini ifade eden Garo Paylan, temsil iradesinin komisyonda olup olmayacağı konusunda kuşkular olduğunu kaydetti. Paylan, “Bizlerde tarihi bir gün umut ettiğimiz bugün masada yerimizi aldık. Bugünler ölümlerin sıradanlaştığı günler. Ülke olarak talihsiz günler yaşıyoruz. Bu iklimde bu masaya oturmanın ne kadar zor olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. İlk gün aslında yalnızca bir tören havasında geçti. Basına açık olan bölüm dışında hiçbir şey konuşulmadı. 10 Şubat Çarşamba günü toplanmak üzere ayrıldı. Hiçbir müzakere olmadı. Bizler aynı zamanda evrensel insan hakları ilkelerinin bu masada olmasını arzu ederek bu masaya oturduk. Her şeyi yalnızca anayasaya yüklememek gerekiyor. Mutlaka bir yol temizliğinin anayasa ile birlikte yasaların da konuşulmasını vurgulayacağız. İradenin burada olup olmayacağına dair ciddi kuşkular var toplumda. Cumhurbaşkanı bir pratiği başlattı. Başkanlık tartışmasını ayrı bir dinamikle devreye soktu. İrade burada olmalı, şeffaf bir anlayışla bütün tartışmalar burada yürümeli. Komisyonumuz basına açık bir şekilde çalışmalı” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ANAYASA SÜRECİNİ VESAYETİ ALTINA ALMAK İSTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa yapım sürecini vesayet altına almak istediğini öne süren Mithat Sancar, “Eğer bu önerimizi kabul ettiremezsek kendi imkanlarımızla bu şeffaflığı toplantı sonrasında basınla buluşarak gerçekleştirme arzusundayız. Anayasa süreci daha çok belli bir hedefe yönelik olarak yürütülmek istenen kısa mesafeli çalışma mizansenine benziyor. Hızla anayasayı yazma aşamasına geçilsin, maddeleri yazmayı tartışmaya başlasın, hedeflenen bu görünüyor. Anayasalar sadece metin yazmak, ortaya çıkan metinlerden ibaret değildir. Anayasa yazma bu sürecin bize göre en az siyasi, en teknik boyutudur. Oraya sıkıştırıldığında toplumun birlikte yaşam ilkelerini belirleyecek sürece katılımı ya hiç olmaz ya da çok zayıf olur. Toplumun, basının çalışmalara katılması ve denetlemesini istiyoruz. Anayasalar onları belirleyen temel kanunlarla birlikte hayat kazanırlar. Bu temel kanunlar da siyasi hayatı belirleyen kanunlardır. Biz anayasa sürecinde bu kanunların da ele alınmasını istiyoruz. Anayasa tartışmalarını zorlaştıran, özgürlükleri ve demokrasiyi kısıtlayan bütün düzenlemelerin ele alınmasını, bu engellerin kaldırılması ile işe başlanmasını talep ediyoruz. Buna yol temizliği diyoruz. Bu ortamın yaratılmasına giden yol temizlenmelidir. Bu yol şuan çok fazla engellerle doludur. Anayasa bu Meclis’te yapılacaksa, bu komisyon Meclis’in oranı olarak iş görecekse gerçekten anayasanın burada yapıldığını göstermek zorundayız. Şimdiye kadarki görüntü bundan uzak. Cumhurbaşkanı anayasa sürecini vesayeti altına almak istiyor. Meclis’i bu vesayeti etkisizleştirmeye davet ediyoruz. Barış anayasası yapmak istiyoruz, bunun için de çatışmasızlığa dönmek gerekiyor. Bu mümkün olmuyorsa anayasa sürecini yeni bir barış sürecinin vesilesi olarak değerlendirmek lazım. Burada kurulan masanın yeni bir çözüm ve müzakere masası kurulmasına öncülük ve kaynaklık etmesi için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
“BİZİ DEVRE DIŞI BIRAKAN BİR SÜREÇ BAŞLATMA NİYETİNDE OLDUĞU SEZİLİYOR”
Hükümetin isminde çözüm olmayan öncekinden daha farklı bir süreci başlatacağı ve bu süreçte HDP’nin olmayacağı yönündeki soru üzerine Sancar, “Hükümet çalışmalar yapıyor. Bizi devre dışı bırakan bir süreç başlatma niyetinde olduğu seziliyor. HDP olarak bizim böyle bir sürecin dışında bırakılmamız hükümetin kararı ile olacak bir şey değildir. Bizim aldığımız yüzde 11 civarında oyun çok büyük bir bölümü Kürtler’den gelen oylardır. Adı Kürt sorunu olan bir meseleyi çözmek istiyorsanız öncelikle siyasal ve yasal temsilcilerini, oy ile tescil edilmiş temsilcilerini dikkate almanız, ötesinde onlarla eşit bir zeminde eşit ilişki çerçevesinde görüşmeler, gerekirse müzakere ve tartışma yürütmek zorundasınız. Belli bir kesimi dışlayarak çözüme varılmaz. Hükümetin bu toplantıları düzenlemesine karşı değiliz” şeklinde konuştu.
“ÇALIŞMALAR İÇİN ASGARİ 1 YIL ÖNEREBİLİRİZ”
Anayasa çalışmalarının asgari 1 yıl yapılması gerektiğinin altını çizen Meral Danış Beştaş, “Şuanda anayasa yapım sürecinden ziyade dayatılan, tek taraflı propagandası yapılan, halka ‘ya kaos ya bu sistem’ diye ifade edilen, hazırlıkların halka kabul ettirilme çabası gibi kamuoyuna yansıyor. Biz anayasa yapım sürecini halkla birlikte halk için anayasa sürecine dönüşmesini ifade ettik. Gerçekten demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasa olacaksa tüm kesimlerin bu anayasa sürecine dahil olması için gerekli mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Bunun yollarından birisi yol temizliğidir. Bu anayasanın herkesçe tartışılabileceği bir zamanın bırakılması gerekiyor. Asgari 1 yıl önerebiliriz. Çalışmalara göre uzatılabilir, geriye çekilebilir” açıklamasında bulundu.
(İHA)
HDP Anayasa Mutabakat Komisyonu üyeleri Meral Danış Beştaş, Garo Paylan ve Mithat Sancar toplantı sonrasında düzenledikleri basın toplantısında, ilk toplantısı yapılan Anayasa Mutabakat Toplantısı’nda basına açık bölüm dışında hiçbir şey konuşulmadığını söyleyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı süreci vesayet altına almak istediği gerekçesi ile suçladılar. Anayasa ile birlikte yasaların da bu görüşmelerde ele alınması gerektiğini ifade eden Garo Paylan, temsil iradesinin komisyonda olup olmayacağı konusunda kuşkular olduğunu kaydetti. Paylan, “Bizlerde tarihi bir gün umut ettiğimiz bugün masada yerimizi aldık. Bugünler ölümlerin sıradanlaştığı günler. Ülke olarak talihsiz günler yaşıyoruz. Bu iklimde bu masaya oturmanın ne kadar zor olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. İlk gün aslında yalnızca bir tören havasında geçti. Basına açık olan bölüm dışında hiçbir şey konuşulmadı. 10 Şubat Çarşamba günü toplanmak üzere ayrıldı. Hiçbir müzakere olmadı. Bizler aynı zamanda evrensel insan hakları ilkelerinin bu masada olmasını arzu ederek bu masaya oturduk. Her şeyi yalnızca anayasaya yüklememek gerekiyor. Mutlaka bir yol temizliğinin anayasa ile birlikte yasaların da konuşulmasını vurgulayacağız. İradenin burada olup olmayacağına dair ciddi kuşkular var toplumda. Cumhurbaşkanı bir pratiği başlattı. Başkanlık tartışmasını ayrı bir dinamikle devreye soktu. İrade burada olmalı, şeffaf bir anlayışla bütün tartışmalar burada yürümeli. Komisyonumuz basına açık bir şekilde çalışmalı” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ANAYASA SÜRECİNİ VESAYETİ ALTINA ALMAK İSTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa yapım sürecini vesayet altına almak istediğini öne süren Mithat Sancar, “Eğer bu önerimizi kabul ettiremezsek kendi imkanlarımızla bu şeffaflığı toplantı sonrasında basınla buluşarak gerçekleştirme arzusundayız. Anayasa süreci daha çok belli bir hedefe yönelik olarak yürütülmek istenen kısa mesafeli çalışma mizansenine benziyor. Hızla anayasayı yazma aşamasına geçilsin, maddeleri yazmayı tartışmaya başlasın, hedeflenen bu görünüyor. Anayasalar sadece metin yazmak, ortaya çıkan metinlerden ibaret değildir. Anayasa yazma bu sürecin bize göre en az siyasi, en teknik boyutudur. Oraya sıkıştırıldığında toplumun birlikte yaşam ilkelerini belirleyecek sürece katılımı ya hiç olmaz ya da çok zayıf olur. Toplumun, basının çalışmalara katılması ve denetlemesini istiyoruz. Anayasalar onları belirleyen temel kanunlarla birlikte hayat kazanırlar. Bu temel kanunlar da siyasi hayatı belirleyen kanunlardır. Biz anayasa sürecinde bu kanunların da ele alınmasını istiyoruz. Anayasa tartışmalarını zorlaştıran, özgürlükleri ve demokrasiyi kısıtlayan bütün düzenlemelerin ele alınmasını, bu engellerin kaldırılması ile işe başlanmasını talep ediyoruz. Buna yol temizliği diyoruz. Bu ortamın yaratılmasına giden yol temizlenmelidir. Bu yol şuan çok fazla engellerle doludur. Anayasa bu Meclis’te yapılacaksa, bu komisyon Meclis’in oranı olarak iş görecekse gerçekten anayasanın burada yapıldığını göstermek zorundayız. Şimdiye kadarki görüntü bundan uzak. Cumhurbaşkanı anayasa sürecini vesayeti altına almak istiyor. Meclis’i bu vesayeti etkisizleştirmeye davet ediyoruz. Barış anayasası yapmak istiyoruz, bunun için de çatışmasızlığa dönmek gerekiyor. Bu mümkün olmuyorsa anayasa sürecini yeni bir barış sürecinin vesilesi olarak değerlendirmek lazım. Burada kurulan masanın yeni bir çözüm ve müzakere masası kurulmasına öncülük ve kaynaklık etmesi için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
“BİZİ DEVRE DIŞI BIRAKAN BİR SÜREÇ BAŞLATMA NİYETİNDE OLDUĞU SEZİLİYOR”
Hükümetin isminde çözüm olmayan öncekinden daha farklı bir süreci başlatacağı ve bu süreçte HDP’nin olmayacağı yönündeki soru üzerine Sancar, “Hükümet çalışmalar yapıyor. Bizi devre dışı bırakan bir süreç başlatma niyetinde olduğu seziliyor. HDP olarak bizim böyle bir sürecin dışında bırakılmamız hükümetin kararı ile olacak bir şey değildir. Bizim aldığımız yüzde 11 civarında oyun çok büyük bir bölümü Kürtler’den gelen oylardır. Adı Kürt sorunu olan bir meseleyi çözmek istiyorsanız öncelikle siyasal ve yasal temsilcilerini, oy ile tescil edilmiş temsilcilerini dikkate almanız, ötesinde onlarla eşit bir zeminde eşit ilişki çerçevesinde görüşmeler, gerekirse müzakere ve tartışma yürütmek zorundasınız. Belli bir kesimi dışlayarak çözüme varılmaz. Hükümetin bu toplantıları düzenlemesine karşı değiliz” şeklinde konuştu.
“ÇALIŞMALAR İÇİN ASGARİ 1 YIL ÖNEREBİLİRİZ”
Anayasa çalışmalarının asgari 1 yıl yapılması gerektiğinin altını çizen Meral Danış Beştaş, “Şuanda anayasa yapım sürecinden ziyade dayatılan, tek taraflı propagandası yapılan, halka ‘ya kaos ya bu sistem’ diye ifade edilen, hazırlıkların halka kabul ettirilme çabası gibi kamuoyuna yansıyor. Biz anayasa yapım sürecini halkla birlikte halk için anayasa sürecine dönüşmesini ifade ettik. Gerçekten demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasa olacaksa tüm kesimlerin bu anayasa sürecine dahil olması için gerekli mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Bunun yollarından birisi yol temizliğidir. Bu anayasanın herkesçe tartışılabileceği bir zamanın bırakılması gerekiyor. Asgari 1 yıl önerebiliriz. Çalışmalara göre uzatılabilir, geriye çekilebilir” açıklamasında bulundu.
(İHA)
