Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Gündüz devlet memuru, akşam molotofkokteyli, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Devletin varlığı ve bağımsızlığını tehlikeye sokmaya çalışan unsurların tamamı tasfiye edilecektir” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bakanlıkta gerçekleşen kabulde Soylu, "657’yi kutsal bir metin olarak değerlendirmiyorsak bunu ne kamu sendikaları, ne kamu çalışanları hiç kimse değerlendirmiyor. Sayın Başbakanımız bir açıklama yaptı. Hükümetimizin değerlendirmesidir bu. Gündüz devlet memuru, akşam molotof kokteyli, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Ben Devlet Personel Başkanlığı’ndan da sorumlu bir bakanım. Mahkemelerin nasıl işlediğini ve neticede bu meselelerin delillendirilmesinde ne zorluklar çekildiğini ve terörizme yataklık yapanların nasıl uygulamadan sonra geriye döndüklerini biliyoruz. Bu 657 güvencesinin kalkmasıyla ilgili bir şey değildir. Bu sadece bugünkü bizim karşı karşıya kaldığımız durumun topluma ve milletimize yansıtılması ve bunu devlet olarak kabul etmememizdir. Milletin vergileriyle oluşan bir bütçede maaş alan bir devlet memurunun milletin bütünlüğüne yönelik terörizm hareketlerini desteklemek ve buna yataklık yapmasına bizim müsaade etmemiz mümkün değildir. 657’nin diğer problemleri ayrıdır, kimse bizim bundan bir dayanak aradığımızı, oradaki görüşlerimiz açık ve nettir zaten. Bizim böyle bir derdimizi toplumumuzla paylaşmamız herkesin bu konuda hassasiyet göstermesini talep etmemiz de bunu takip etmemizde bizim en doğal haklarımızdan bir tanesidir. Bunu millet adına yapıyoruz. Bir tarafta devlet memuru olacaksın, bir tarafta akşam hendek kazacaksın, bir tarafta belediyede çalışacaksın, diğer tarafta tünel kazıp oradan silah ve mühimmat takviyesi yapmaya çalışacaksın. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun 657 ile, 357 ile de, 557 ile de hiçbir ilgisi yoktur. Bu gerçekleştirilecek. Devletin varlığı ve bağımsızlığını tehlikeye sokmaya çalışan unsurların tamamı tasfiye edilecektir. Burada çok net ve açık durumdayız” diye konuştu.
Çalışan işçi haklarına halel gelmesinin kendilerini hem bu dünyada hem de diğer dünyada rahatsız edeceğini söyleyen Soylu, getirdikleri hiçbir değişiklikte ILO ve AB normlarının dışında herhangi bir farklılık söz konusu olmadığını anlattı.
“657 ELBETTE DEĞİŞEBİLİR AMA TÜRKİYE’NİN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA, KAMUNUN İHTİYAÇLARI VE DEVLET MEMURLARININ İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA"
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise kamuda problemlerin yoğun olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Çalışma Bakanlığı da bu problemleri çözmek için mutlaka gayret içerisinde. En son yaptığımız toplu sözleşmede alınan bir takım kararlar var. Toplu sözleşmenin çok sağlam metinler olması gerek. Çalışma takvimine bağlı olmalı toplu sözleşme kararları. Alınan kararların hayata nasıl geçeceğine dair kamuoyunda çalışanlarda bir tereddüt var. Bunların en önemlisi 4C’lilerin. Türkiye’ye yakışmayan bir çalışma modeli 4C. Bunların kadroya alınmasının mücadelesini hem toplu sözleşmelerde hem kamu personel danışma kurullarında ifade ediyoruz. Şuanda 4C’liler üniversiteli işçiler konusu toplu sözleşmede karar altına alınmış konular olmasına rağmen şuanda bir çalışma takviminin olmaması sebebiyle bir bilinmezlik var. Buda toplu sözleşme metinlerini güvensiz metinler haline getiriyor. Ek göstergelerde yaşanan problemler. Polislerimizin ek göstergeleri arttırıldı. Bütün kamu çalışanları bunu hak ediyor. ‘657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu değiştirilmeli’ gibi sizlerin de açıklamaları var. Değiştirilmeli ama nasıl değiştirilmeli. Türkiye Kamu-Sen’in talebi bütün çalışanların ek göstergelerinde aynı polislerde olduğu gibi 800’er puanlık artışlar meydana getirilmesi. Bu bugüne kadar çalışılan bir konu değil. Sayın Başbakan önceki gün ’Bölücü bazı kamu çalışanları var, bunları işten çıkarmak için 657’yi değiştirmek gerek’ gibi bir ifade kullandı. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun herhangi bir maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğüne kast etmiş herkesle mücadeleye zemin veren bir kanundur 657. Sadece bölücülerle mücadele için 657’yi değiştirmek gerekmez. Türk Ceza Kanunu’nda bölücü faaliyetlerin cezası bellidir. Zaten bu faaliyetleri yapanların da devlet memurluğu kadrosunda tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla bunun önündeki engeli 657 gibi takdim etmek kamuoyunda, ’657 buna engel mi?’ gibi bir bilgi eksikliği meydana getirebilir. 657 elbette değişebilir ama Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda, kamunun ihtiyaçları ve devlet memurlarının ihtiyaçları doğrultusunda. Kamuda sizlerin gayretleriyle daha sağlam ve iş güvenceli bir sistem ihdas edilmesini bekliyoruz. Gerek 4-B, gerek 4-C’liler, gerek vekil, vekillik diye bir kavram kamuda olamaz. Son zamanlarda özel istihdam büroları, esnek istihdam gibi şeyleri çok doğru görmüyoruz. Çalışma hayatında güvenceli gerek ILO sözleşmeleri zaten hükümetimiz güvenceli çalışma hayatına iten kararlar almak durumunda bırakmaktadır, ki altında imzamız var. Bizim bu konuda çekincelerimiz var.”
Türkiye Kamu-Sen’in gerektiğinde eylem yaptığını hatırlatan Koncuk, “Son zamanlarda eylem yapmıyoruz. Eylem yapmamamızın en önemli sebeplerinden bir tanesi ülkemizin içinde bulunduğu terörle mücadele konusu. Böyle bir ortamda eylem yapmayı çok doğru bulmadığımız için eylemlerle gündeme getirmek istemiyoruz. Biz kamuda adalet olsun istiyoruz. Kamuda benim adamım, senin adamın anlayışı olmasın. Bu daha önce olmuş olabilir. Bu ayrımcılık kalksın" ifadelerini kullandı.
(İHA)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bakanlıkta gerçekleşen kabulde Soylu, "657’yi kutsal bir metin olarak değerlendirmiyorsak bunu ne kamu sendikaları, ne kamu çalışanları hiç kimse değerlendirmiyor. Sayın Başbakanımız bir açıklama yaptı. Hükümetimizin değerlendirmesidir bu. Gündüz devlet memuru, akşam molotof kokteyli, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Ben Devlet Personel Başkanlığı’ndan da sorumlu bir bakanım. Mahkemelerin nasıl işlediğini ve neticede bu meselelerin delillendirilmesinde ne zorluklar çekildiğini ve terörizme yataklık yapanların nasıl uygulamadan sonra geriye döndüklerini biliyoruz. Bu 657 güvencesinin kalkmasıyla ilgili bir şey değildir. Bu sadece bugünkü bizim karşı karşıya kaldığımız durumun topluma ve milletimize yansıtılması ve bunu devlet olarak kabul etmememizdir. Milletin vergileriyle oluşan bir bütçede maaş alan bir devlet memurunun milletin bütünlüğüne yönelik terörizm hareketlerini desteklemek ve buna yataklık yapmasına bizim müsaade etmemiz mümkün değildir. 657’nin diğer problemleri ayrıdır, kimse bizim bundan bir dayanak aradığımızı, oradaki görüşlerimiz açık ve nettir zaten. Bizim böyle bir derdimizi toplumumuzla paylaşmamız herkesin bu konuda hassasiyet göstermesini talep etmemiz de bunu takip etmemizde bizim en doğal haklarımızdan bir tanesidir. Bunu millet adına yapıyoruz. Bir tarafta devlet memuru olacaksın, bir tarafta akşam hendek kazacaksın, bir tarafta belediyede çalışacaksın, diğer tarafta tünel kazıp oradan silah ve mühimmat takviyesi yapmaya çalışacaksın. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun 657 ile, 357 ile de, 557 ile de hiçbir ilgisi yoktur. Bu gerçekleştirilecek. Devletin varlığı ve bağımsızlığını tehlikeye sokmaya çalışan unsurların tamamı tasfiye edilecektir. Burada çok net ve açık durumdayız” diye konuştu.
Çalışan işçi haklarına halel gelmesinin kendilerini hem bu dünyada hem de diğer dünyada rahatsız edeceğini söyleyen Soylu, getirdikleri hiçbir değişiklikte ILO ve AB normlarının dışında herhangi bir farklılık söz konusu olmadığını anlattı.
“657 ELBETTE DEĞİŞEBİLİR AMA TÜRKİYE’NİN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA, KAMUNUN İHTİYAÇLARI VE DEVLET MEMURLARININ İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA"
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise kamuda problemlerin yoğun olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Çalışma Bakanlığı da bu problemleri çözmek için mutlaka gayret içerisinde. En son yaptığımız toplu sözleşmede alınan bir takım kararlar var. Toplu sözleşmenin çok sağlam metinler olması gerek. Çalışma takvimine bağlı olmalı toplu sözleşme kararları. Alınan kararların hayata nasıl geçeceğine dair kamuoyunda çalışanlarda bir tereddüt var. Bunların en önemlisi 4C’lilerin. Türkiye’ye yakışmayan bir çalışma modeli 4C. Bunların kadroya alınmasının mücadelesini hem toplu sözleşmelerde hem kamu personel danışma kurullarında ifade ediyoruz. Şuanda 4C’liler üniversiteli işçiler konusu toplu sözleşmede karar altına alınmış konular olmasına rağmen şuanda bir çalışma takviminin olmaması sebebiyle bir bilinmezlik var. Buda toplu sözleşme metinlerini güvensiz metinler haline getiriyor. Ek göstergelerde yaşanan problemler. Polislerimizin ek göstergeleri arttırıldı. Bütün kamu çalışanları bunu hak ediyor. ‘657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu değiştirilmeli’ gibi sizlerin de açıklamaları var. Değiştirilmeli ama nasıl değiştirilmeli. Türkiye Kamu-Sen’in talebi bütün çalışanların ek göstergelerinde aynı polislerde olduğu gibi 800’er puanlık artışlar meydana getirilmesi. Bu bugüne kadar çalışılan bir konu değil. Sayın Başbakan önceki gün ’Bölücü bazı kamu çalışanları var, bunları işten çıkarmak için 657’yi değiştirmek gerek’ gibi bir ifade kullandı. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun herhangi bir maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğüne kast etmiş herkesle mücadeleye zemin veren bir kanundur 657. Sadece bölücülerle mücadele için 657’yi değiştirmek gerekmez. Türk Ceza Kanunu’nda bölücü faaliyetlerin cezası bellidir. Zaten bu faaliyetleri yapanların da devlet memurluğu kadrosunda tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla bunun önündeki engeli 657 gibi takdim etmek kamuoyunda, ’657 buna engel mi?’ gibi bir bilgi eksikliği meydana getirebilir. 657 elbette değişebilir ama Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda, kamunun ihtiyaçları ve devlet memurlarının ihtiyaçları doğrultusunda. Kamuda sizlerin gayretleriyle daha sağlam ve iş güvenceli bir sistem ihdas edilmesini bekliyoruz. Gerek 4-B, gerek 4-C’liler, gerek vekil, vekillik diye bir kavram kamuda olamaz. Son zamanlarda özel istihdam büroları, esnek istihdam gibi şeyleri çok doğru görmüyoruz. Çalışma hayatında güvenceli gerek ILO sözleşmeleri zaten hükümetimiz güvenceli çalışma hayatına iten kararlar almak durumunda bırakmaktadır, ki altında imzamız var. Bizim bu konuda çekincelerimiz var.”
Türkiye Kamu-Sen’in gerektiğinde eylem yaptığını hatırlatan Koncuk, “Son zamanlarda eylem yapmıyoruz. Eylem yapmamamızın en önemli sebeplerinden bir tanesi ülkemizin içinde bulunduğu terörle mücadele konusu. Böyle bir ortamda eylem yapmayı çok doğru bulmadığımız için eylemlerle gündeme getirmek istemiyoruz. Biz kamuda adalet olsun istiyoruz. Kamuda benim adamım, senin adamın anlayışı olmasın. Bu daha önce olmuş olabilir. Bu ayrımcılık kalksın" ifadelerini kullandı.
(İHA)