Konya
Karaciğer nakli yapılan 28 yaşındaki hemşire Seda Nur Çalışkan, AA muhabirine, 7 yıl önce hemşirelik öğrencisi olduğu dönemde zayıflamaya karar verdiğini söyledi.
Bu dönemde zayıflama çayı kullandığını aktaran Çalışkan, bir süre sonra vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntı olduğunu dile getirdi.
Sarılığının arttığını ve herhangi bir nedenle oluşan kanamanın durmadığını anlatan Çalışkan, şöyle konuştu:
"Karaciğer yetmezliği tanısı aldım. Yapılan araştırmalarda bu duruma zayıflama çayının neden olduğu anlaşıldı. Süreç o kadar hızlı ilerledi ki evden çıktım ve 25 gün sonra karaciğer nakli olmak zorunda kaldım. Acil bildirimden karaciğer nakli oldum. Kadavradan karaciğer alındı. Nakilden yaklaşık 1 hafta önce bilincimi kaybetmiştim. Bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım ama hastalık oldukça ilerledi ve yoğun bakımda uyutuldum. Nakil olarak yoğun bakım ünitesinde uyandım. Uyanıyorsunuz ve ikinci hayatı yaşıyorsunuz. İlik ve kan bağışında bulunulabildiği gibi organ da bağışlanabilir. Derdi veren Allah, dermanı da bir başka insanda vermiş. Herkes organ bağışçısı olmalı. Öldükten sonra tanımadığınız insandan dua almak kadar güzel bir şey yoktur, diye düşünüyorum. Ben kim verdi hiç bilmiyorum, her duamda o ve ailesi var. Ailem ve arkadaşlarımın dualarında da o ve ailesi var."
"İkinci hayatıma başladım"
Halasından alınan böbrekle sağlığına kavuşan 22 yaşındaki Osman Cahit Yüksel ise ayağındaki ağrı nedeniyle başvurduğu hastanede böbrek yetmezliği tanısı konulduğunu kaydetti.
Tanıdan sonra diyalize girmeye başladığını, nakil için girişimlerde bulunduklarını aktaran Yüksel, "Halamdan uygun böbrek bulundu. Halam sayesinde 7 yıl önce ikinci hayatıma başladım. Halamla arkadaş gibiyiz. Halamla böbrek kardeşiyiz, canından can verdi. Bir insana yeni bir hayat vermek gerçekten güzel bir şey." diye konuştu.
Doğuştan böbrek yetmezliği yaşayan 17 yaşındaki Rahman Değer de babasından alınan böbrekle 3 yıl önce sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Artık herhangi bir böbrek rahatsızlığı yaşamadığını vurgulayan Değer, "Yeni bir hayat, yeni bir başlangıç çok güzel oldu. Herkesi organ bağışına davet ediyorum." dedi.
"Toprak olacak organları, bir insanın sağlığına kavuşması için vesile kılalım"
Necmettin Erbakan Üniversitesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tevfik Küçükkartallar, bir donörden, 7-8 organ ve doku nakli yapılabildiğini, dolayısıyla 8-10 hastanın sağlığına kavuşabildiğini ifade etti.
Türkiye'de canlı verici nakillerin ön planda olduğunu anlatan Küçükkartallar, şöyle devam etti:
"Aslında ideali kadavradan bağışların olması. Kadavra dediğimizde solunum cihazına bağlı, artık beynine kan gitmeyen ama tıbbi destekle belli bir süre daha yaşayabilen kişilerden bahsediyoruz. Her ölümden sonra organ alamıyoruz, keşke öyle olabilse, bu problemi büyük oranda çözmüş oluruz. Tıbbi olarak organların canlı, içinden kan geçiyor olması, kalbin tıbbi destekle de olsa çalışıyor olması, akciğerlerin solunum cihazı desteğiyle organlara oksijen götürmesi ve sağlıklı organlar olarak karşımızda bulunması gerekiyor. Toprak olacak organları, bir insanın sağlığına kavuşması için vesile kılalım. Bağışçılar, bir taraftan yakınlarını kaybetmenin acısını derinden yaşarken bir taraftan da onun organlarıyla yeni bir hayata kavuşacak insanlara umut oluyorlar."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com