İSTANBUL
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu tarafından, MÜSİAD Düzce Şubesi ev sahipliğinde "Yerli Danışmanlık ve Eğitimde Markalaşma" ana başlıklı Türkiye İstişare Toplantısı düzenlendi.
MÜSİAD açıklamasına göre, programa; Düzce Valisi Zülkif Dağlı, Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay, MÜSİAD Kurumsal İlişkiler ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Kerim Altıntaş, MÜSİAD Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu Başkanı Salim Çam, MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsa Şengüloğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nigar Demircan Çakar, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Kılıçkaya, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Âdem Ceylan, MÜSİAD Şube Başkanları ve sektörün önde gelen temsilcileri katıldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren MÜSİAD Kurumsal İlişkiler ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Kerim Altıntaş, eğitimde markalaşma konusunun Türkiye gibi genç bir nüfusa sahip olan bir ülke için çok önemli bir konu olduğunu belirtti. Kendi değerlerine sahip çıkan bir neslin, yerli bir danışmanlık sistemine mümkün olabileceğini aktaran Altıntaş, "Gençlerimizi dünyadaki gelişmelere açık bireyler olarak yetiştirirken diğer yandan da değerlerine bağlı kalmalarını sağlamak zorundayız. İşte “yerli danışmanlık” konusunun önemi, burada karşımıza çıkıyor. Çağı yakından takip eden, fakat içine doğduğu medeniyetin de farkında olan gençler yetiştirmek, ancak bu milletin içinden çıkmış, bu toprakların değerlerini benimsemiş bir danışmanlık sistemiyle mümkün kılınabilir" dedi.
"Türkiye’nin 2017 yılında elde ettiği büyümenin sürdürülebilir olması için nitelikli eğitimin şart"
Türkiye’nin 2017 yılında elde ettiği büyümenin sürdürülebilir olması için nitelikli eğitimin şart olduğunu vurgulayan Altıntaş, "Şu an için bu anlamda da kara bir tablo yok karşımızda. Ancak Türkiye, gelecekte dünya ekonomisinde söz sahibi olma hedefi olan bir ülke. Dolayısıyla, ürettiğimiz ürünlerin niteliğinden, insan gücümüzün eğitim ve kalite düzeyine kadar üzerinde incelikle çalışmamız gereken bir dizi konu var. Ülkemizde son yıllarda eğitime ulaşma oranı ve kadınların üretime katılma oranında memnuniyet verici gelişmeler yaşanıyor. İşte bu eğitimli ve üretmeye, çalışmaya hevesli nüfusun, doğru alanlara ve doğru biçimde yönlendirilmesi gerekiyor. Bu, hem gençler başta olmak üzere ülkemiz insanının barındırdığı inovatif düşünce yapısının açığa çıkabilmesi hem de bunun sağlıklı şekilde değerlendirilmesi bakımından önemli" dedi.
Nitelikli eğitim için mesleki eğitimin ön plana çıkarılması gerektiğini dile getiren Altıntaş, şunları kaydetti:
“ İş dünyasının uzun yıllardır gündemini meşgul eden nitelikli insan gücü bulunması noktasındaki sıkıntı da üretimden elde edilen verim ve hatta çalışan nüfusun işinden aldığı tatminin de anahtarı bu kavramda saklı. Çünkü yetenekleri doğrultusunda belirli bir alana yönlendirilen bir genç, o işte ustalaşacaktır.
Hayatını, ustalaştığı, mutlu olduğu bir işten kazanacaktır. İşinde usta olan bir personelin, işten alınacak verim ve hatta maliyetler noktasında işverene olan katkısı bir yana, az önce bahsettiğim nitelikli büyümeye olan etkisi her şeyden değerlidir. MÜSİAD olarak kurulduğumuz günden bu yana mesleki eğitim vurgusu yapıyoruz, bu alanda yoğunlaşmamız gerektiği çağrısında bulunuyoruz.
Buna ek olarak somut bir adım da atarak, geçtiğimiz ekim ayında, alanında bir ilk olan Bağlarbaşı MÜSİAD Pazarlama ve Perakende Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’ni eğitime kazandırdık. Burada yetişen gençler, iş kaygısı yaşamadan ve kendi yetkin olduğu alanlarda çalışarak ülke ekonomisine katkı sunacaklar. Biz önümüzdeki dönemde de bu konunun üzerinde çalışmaya ve yeni projeler üretmeye devam edeceğiz."
Altıntaş’ın ardından kürsüye gelen MÜSİAD Danışmanlık ve Eğitim Sektör Kurulu Başkanı Salim Çam da Türkiye'nin son 10 yılda birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da tabiri caizse şapkasını önüne koyup düşündüğünü ve bir gelişim hamlesi gerçekleştirdiğini kaydetti.
Türkiye'de eğitim harcamalarına bakıldığında 2016 yılında, 2015 yılına göre yüzde 18,9 artış olduğunu ve 160 milyar 873 milyon liraya yükseldiğinin görüldüğünü aktaran Çam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye genelinde çalışanlarına mesleki eğitim kursu veya mesleki eğitimin diğer türlerini sağlayan girişimlerin sayısı da artış kaydetmiştir. Bu girişimlerin tüm girişimler içindeki oranı 2010 yılında yüzde 33,9 iken, 2015 yılında yüzde 39,8'e ulaşmıştır.
Yaygın eğitim faaliyetleri kapsamında da yine, 2016 yılında kurum-kuruluşlar tarafından düzenlenen kurs sayısı 2015 yılına göre yüzde 1,5 artış gösterdi. Yaygın eğitim faaliyetleri alanında, 2016 yılında kursiyer sayısı yükselirken, eğitici sayılarında da artış gözlenmiştir.
Buna göre eğitici sayısı, 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19,1 artmıştır. Bunlar son derece memnuniyet verici gelişmeler olmakla birlikte, bizim gibi dinamik ve gelecek vadeden bir ülke için yeterli değil. Bu rakamları da eğitimdeki iddiamızı da yukarı taşımamız için çok çalışmalıyız."
