Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan ve üç sac ayağı üzerine bina edilen iktisadi gelişim seferberliğini yürekten desteklediklerini belirterek, "Piyasalara güven telkin edildiği zaman Türkiye’nin güçlü jeopolitik avantajı sayesinde yabancı yatırımcıların gözünde yeniden bir cazibe merkezi haline nasıl geldiğini kısa süre içinde test etmiş olduk." dedi.
Kaan, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu MÜSİAD EXPO 2020 Ticaret Fuarı ile eş zamanlı düzenlenen 24. Uluslararası İş Forumu’nda (IBF) yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi öncesinde giderek Asya’ya kayan üretim ve tedarik hatlarının, Çin’in başını çektiği yeni siyasal yönetim modellerinin ve tüm dünya üretim çıktısını Çin kaynaklı girdiler üzerinden riskli bir şekilde planlayan küresel ekonomik denklemin çöktüğünü ifade etti.
Kaan, Çin üzerinden kurulan denklem ve ABD-Çin arasında kendine bir denge noktası bulmaya çalışan dünya ekonomisinin riskleri daha mantıklı bir düzen içinde dağıtarak kendini gelecek olası şoklara karşı daha güvenli limanlara doğru çekeceğini söyledi.
Pandemi sürecinin dijital dönüşüm ve gerisindeki sermaye gücünün nasıl kuvvetli bir aktör olarak yaşantılar, kurallar ve nesiller üzerinde etkin olduğunu ispatladığını dile getiren Kaan, bu etkinin giderek artan boyutlarda herkesi yeni bir sosyo-kültürel kurallar seti ile baş başa bırakacağına işaret etti.
Kaan, mevcut bütün ekonomik göstergelerin, ekonomik büyümenin ancak salgının açık ve öngörülebilir bir biçimde kontrol altına alındıktan sonra eskiye dönebileceğine işaret ettiğini ifade ederek, “Söz konusu tüm belirsizliklere rağmen, Kovid-19’un küresel sistemde köklü dönüşümlere neden olacağı tartışmasız bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.
Kovid-19 krizinin, Avro Bölgesinin uzun süredir derin bir krizle boğuştuğu, Japonya’nın içinde bulunduğu durgunluğu bir türlü aşamadığı, diğer Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika (BRICS) ülkelerinin Çin’in dinamizminin oldukça gerisinde kaldığı, Çin-ABD gerginliğiyle yön alan küresel ticaretin gün geçtikçe daha da gerildiği bir ortamda patlak verdiğini göz önünde bulundurmalıyız.” dedi.
G-20’nin her geçen gün ABD ve Çin’den oluşan bir G-2 yapısına kaymasının, küresel ekonominin diğer bütün aktörleri adına ciddi bir tehlike olduğunu kaydeden Kaan, “Bu nedenle yeni dönemde, başta G-20, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel sistemin başlıca kurumlarının yeniden düzenlenmesine yönelik eleştirel ve ortak bir politik dil geliştirmeliyiz.
Virüs salgını sonrası dönemde daha da sert geçeceğini tahmin ettiğimiz küresel hegemonya mücadelesinin önde gelen aktörlerinin, Türkiye’yi hesap dışı tutarak masadaki yerini koruması mümkün değildir.” açıklamasını yaptı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com