Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, şehit Jandarma Er Bahadır Aydın’ın cenazesinde yaşanan olaylar sonrası basında yer alan ‘Bakan belediyeye sığındı’ cümlesini basın etiğine yakıştıramadığını söyledi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (BESOB) yöneticileriyle biraraya geldi. Toplantıda konuşan Müezzinoğlu, 25 yılı aşan siyasi yaşamı boyunca en huzurlu çalışmayı Bursa’da gerçekleştirdiğini söyledi. Yaklaşık 5 ay süren seçim çalışmaları sırasında esnaf, vatandaş, sanayici ve medya ile biraraya geldiğini belirten Bakan Müezzinoğlu, şehit Jandarma Er Bahadır Aydın’ın cenazesinde yaşanan olaylar ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Müezzinoğlu, “8 tane şehidin geldiği ve herkesin öyle veya böyle psikolojik gerilim içinde olduğu bir gündü. Mutlaka bizi herkes alkışlayacak değil, eleştirenler de çıkacaktır. Faklı bakışlarını ifade edecek olanlar da olacaktır. Bu anlamda da siyaset yapanın da bundan şikayetçi olmasını doğru bulmam. Ama haberin veriliş şeklindeki ‘Bakan belediyeye sığındı’ cümlesi devletin bakanı için böyle asla yazılamaz. Şayet bu medya mensubu arkadaşlarımız medya etiği ile ilgili duyarlılıkları varsa, millilikle ilgili duyarlılıkları varsa bu cümleyi yazamazlardı. Benim makam aracım belediyenin önündeydi. Cenazeden önce bıraktık. Bir sığınma olsa, oradaki herhangi bir yere sığınılır. Ben vatandaşımızdan asla hiç korkmadım, hiç de korkmam. Ama bir medya, bir vali ve emniyet müdürü için asla yazmamalı ama yazamıyorlar. Ama siyaset yapan bir hükümetin devletin bir bakanına sığındı kelimesini yazıyor olmalarını açıkçası millilik anlamında, basın etiği anlamında da asla kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.
Bu konuyu medya yöneticilerinin dikkat etmeleri gereken bir başlık olarak gördüğünü ifade eden Müezzinoğlu, “Böyle bir kelimeyi yazmak bu devletin saygınlığına, Müezzinoğlu önemli değil. Müezzinoğlu bugün gelir yarın gider. Her iki konuyu da gazetecilik etiği anlamında ve kurumsal saygınlık anlamında asla doğru bulmuyorum. Ben vatandaşımla bazen güle oynaya, bazen tatlı gerilimli ilişkilerimiz oluyor. İftira, dedikodu ve suçlama söylemlerle bir kelimeye hadiseyi ta akla hayale gelmeyecek yerlere taşıma bunu ben ne ahlakla, ne gazetecilik etiğiyle ne de medya özgürlüğüyle bağdaştırmadığımı ifade ediyorum” dedi.
Bursa programı sonrası Ankara’ya giderken yerel bir medya kuruluşunu bir kahve içmek için ziyaret ettiğini dile getiren Bakan Müezzinoğlu, “Bu ziyarette hükümetin kurulma çalışmaları ve terör olayları olmak üzere pek çok konu gündeme geldi. BESOB Başkanı Arif Tak ve bazı oda temsilcilerinin Ankara’ya AK Parti Genel Başkanlığına giderek Faruk Çelik’in Bursa’dan aday göstermesini talep ettiğinin anımsatılması üzerine, ‘Faruk Çelik’in Ankara’da herhangi bir talebe ihtiyacının olduğuna inanmıyorum. Bu anlamda üzüldüm. İnanıyorum ki Faruk Çelik’te üzülmüştür’ dedim. Arkasından bu hadiselerin eskiden olduğunu da belirttim. Çünkü eskiden giderler genel merkezin önünde yatarlar, sonra da ’ben seni aday tespit ettirdim’ diye de bundan nemalanmaya çalışanlar olurdu. Ama bu siyaset dönemi arttık bitti. Hele hele AK Parti bu tip durumlara prim vermiyor" dedi.
Odaların ve Bursa’nın önde gelenleri, Bursa’nın tanınan ve bilinen kişisi için gitmek yerine Bursa’nın vizyonuna katkı sağlayacak biri için Ankara’ya gitmesinin daha doğru olabileceğini o sohbet esnasında da ifade ettiğini belirten Müezzinoğlu, “Bu Bülent Arınç veya Ali Babacan olabilirdi. Ama söylenen kelime asla benim kelimem değil. Özel bir sohbetteki üç tane kelime buradan, 4 tane kelime buradan bir de olmayan bir kelimeyle de bu yansıtılanlara açıkçası üzüldüm. Burada bana düşen, buraya gelip olayı burasıyla paylaşmaktı. Bursa’nın güçlü bir vizyonu ve lokomotiflik gücü var. Bu anlamda bütün vizyonu hangi kişilerle paylaşılacaksa o kişilerle ilgili genel merkeze gidilmesini asla yadırgamam ve eleştirmem. Olayın sohbet kısmı da budur. Arkadaşımız özel sohbette başka cümleler varsa da bu saatten sonra yazabilir. Ama bu durumu gazetecilik etiğiyle de bağdaştırmıyorum. Bir kurumun kurumsal saygınlığı açısından da, o kurum adına da doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Ben kurumsal saygınlıkların yıpratılmaması adına daha fazla konuşmak istemiyorum. Bunu basın veya medya aceleciliği olarak görmek istiyorum” dedi.
BESOB Başkanı Arif Tak ise, Bursa’dan Ankara’ya giden ekibin içerisinde kendisinin de yer aldığını ifade ederek, ”Faruk Çelik’in kendi bölgelerinden aday gösterilmesi için Şanlıurfa, Artvin ve Diyarbakır’ın da talep ettiğini öğrendik. Bu talebimiz Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na karşı yapılan bir tavır değildi. İnşallah iki bakanımızda Bursa’dan milletvekili olur” temennisinde bulundu.
(İHA)
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (BESOB) yöneticileriyle biraraya geldi. Toplantıda konuşan Müezzinoğlu, 25 yılı aşan siyasi yaşamı boyunca en huzurlu çalışmayı Bursa’da gerçekleştirdiğini söyledi. Yaklaşık 5 ay süren seçim çalışmaları sırasında esnaf, vatandaş, sanayici ve medya ile biraraya geldiğini belirten Bakan Müezzinoğlu, şehit Jandarma Er Bahadır Aydın’ın cenazesinde yaşanan olaylar ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Müezzinoğlu, “8 tane şehidin geldiği ve herkesin öyle veya böyle psikolojik gerilim içinde olduğu bir gündü. Mutlaka bizi herkes alkışlayacak değil, eleştirenler de çıkacaktır. Faklı bakışlarını ifade edecek olanlar da olacaktır. Bu anlamda da siyaset yapanın da bundan şikayetçi olmasını doğru bulmam. Ama haberin veriliş şeklindeki ‘Bakan belediyeye sığındı’ cümlesi devletin bakanı için böyle asla yazılamaz. Şayet bu medya mensubu arkadaşlarımız medya etiği ile ilgili duyarlılıkları varsa, millilikle ilgili duyarlılıkları varsa bu cümleyi yazamazlardı. Benim makam aracım belediyenin önündeydi. Cenazeden önce bıraktık. Bir sığınma olsa, oradaki herhangi bir yere sığınılır. Ben vatandaşımızdan asla hiç korkmadım, hiç de korkmam. Ama bir medya, bir vali ve emniyet müdürü için asla yazmamalı ama yazamıyorlar. Ama siyaset yapan bir hükümetin devletin bir bakanına sığındı kelimesini yazıyor olmalarını açıkçası millilik anlamında, basın etiği anlamında da asla kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.
Bu konuyu medya yöneticilerinin dikkat etmeleri gereken bir başlık olarak gördüğünü ifade eden Müezzinoğlu, “Böyle bir kelimeyi yazmak bu devletin saygınlığına, Müezzinoğlu önemli değil. Müezzinoğlu bugün gelir yarın gider. Her iki konuyu da gazetecilik etiği anlamında ve kurumsal saygınlık anlamında asla doğru bulmuyorum. Ben vatandaşımla bazen güle oynaya, bazen tatlı gerilimli ilişkilerimiz oluyor. İftira, dedikodu ve suçlama söylemlerle bir kelimeye hadiseyi ta akla hayale gelmeyecek yerlere taşıma bunu ben ne ahlakla, ne gazetecilik etiğiyle ne de medya özgürlüğüyle bağdaştırmadığımı ifade ediyorum” dedi.
Bursa programı sonrası Ankara’ya giderken yerel bir medya kuruluşunu bir kahve içmek için ziyaret ettiğini dile getiren Bakan Müezzinoğlu, “Bu ziyarette hükümetin kurulma çalışmaları ve terör olayları olmak üzere pek çok konu gündeme geldi. BESOB Başkanı Arif Tak ve bazı oda temsilcilerinin Ankara’ya AK Parti Genel Başkanlığına giderek Faruk Çelik’in Bursa’dan aday göstermesini talep ettiğinin anımsatılması üzerine, ‘Faruk Çelik’in Ankara’da herhangi bir talebe ihtiyacının olduğuna inanmıyorum. Bu anlamda üzüldüm. İnanıyorum ki Faruk Çelik’te üzülmüştür’ dedim. Arkasından bu hadiselerin eskiden olduğunu da belirttim. Çünkü eskiden giderler genel merkezin önünde yatarlar, sonra da ’ben seni aday tespit ettirdim’ diye de bundan nemalanmaya çalışanlar olurdu. Ama bu siyaset dönemi arttık bitti. Hele hele AK Parti bu tip durumlara prim vermiyor" dedi.
Odaların ve Bursa’nın önde gelenleri, Bursa’nın tanınan ve bilinen kişisi için gitmek yerine Bursa’nın vizyonuna katkı sağlayacak biri için Ankara’ya gitmesinin daha doğru olabileceğini o sohbet esnasında da ifade ettiğini belirten Müezzinoğlu, “Bu Bülent Arınç veya Ali Babacan olabilirdi. Ama söylenen kelime asla benim kelimem değil. Özel bir sohbetteki üç tane kelime buradan, 4 tane kelime buradan bir de olmayan bir kelimeyle de bu yansıtılanlara açıkçası üzüldüm. Burada bana düşen, buraya gelip olayı burasıyla paylaşmaktı. Bursa’nın güçlü bir vizyonu ve lokomotiflik gücü var. Bu anlamda bütün vizyonu hangi kişilerle paylaşılacaksa o kişilerle ilgili genel merkeze gidilmesini asla yadırgamam ve eleştirmem. Olayın sohbet kısmı da budur. Arkadaşımız özel sohbette başka cümleler varsa da bu saatten sonra yazabilir. Ama bu durumu gazetecilik etiğiyle de bağdaştırmıyorum. Bir kurumun kurumsal saygınlığı açısından da, o kurum adına da doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Ben kurumsal saygınlıkların yıpratılmaması adına daha fazla konuşmak istemiyorum. Bunu basın veya medya aceleciliği olarak görmek istiyorum” dedi.
BESOB Başkanı Arif Tak ise, Bursa’dan Ankara’ya giden ekibin içerisinde kendisinin de yer aldığını ifade ederek, ”Faruk Çelik’in kendi bölgelerinden aday gösterilmesi için Şanlıurfa, Artvin ve Diyarbakır’ın da talep ettiğini öğrendik. Bu talebimiz Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na karşı yapılan bir tavır değildi. İnşallah iki bakanımızda Bursa’dan milletvekili olur” temennisinde bulundu.
(İHA)