MAPUTO
Mozambik'in başkenti Maputo'daki Mafalala mahallesi, Portekizli sömürgecilerin yerli halka uyguladığı ırkçılığı gözler önüne seriyor.
Mozambik'in bağımsızlık savaşını başlatan çok sayıda siyasetçi, düşünür ve şairin yetiştiği Mafalala, Portekizlilerin şehirde beyazlar ve diğerleri arasında uyguladığı ayrımcılığın sembollerinden biri olmuş.
Yerli halkın ve göçmenlerin yaşadığı gecekondu mahallesi Mafalala'da, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Samora Machel, ikinci Cumhurbaşkanı Joaquim Chissano ve tanınmış şairler Jose Craveirinha ile Noemia de Sousa yetişmiş.
Mahalle, aynı zamanda Maputo'da Portekizlilere karşı başlatılan entelektüel direnişin de merkezi.
Tarihçi Jose Pereira, eski adı Bairro da Munhuana olan Mafalala'nın ismini, kuzeyden gelen Mozambikli göçmenlerin sergilediği "M'falala
dansı"ndan aldığını belirtti.
Mafalala'nın Mozambik toplumunun etnik çeşitliliğinin bir yansıması olduğu söyleyen Pereira, mahallede Müslümanların yanı sıra Hristiyanların da yaşadığını dile getirdi.
Yaklaşık 21 bin kişinin yaşadığı bölgede İslami etkinin hakim olduğunu anlatan Pereira, "Mafalala, ülkenin bağımsızlığına giden yolda etkili olan önemli devlet adamları ve sanatçılarını yetiştirmenin yanı sıra Portekiz sömürgesine karşı ortaya konan direnişin de merkezlerinden biriydi. Mozambik ulusal direnişinin ilk manifestoları da burada yazıldı. O dönem ortaya çıkan tüm sanat ürünlerinde bağımsızlık düşüncesinden esinlenildi." diye konuştu.
Ulusal kimliğin inşa edilmesinde bu entelektüellerin önemli yeri olduğuna dikkati çeken Pereira, “Mafalala Mahallesi Mozambik entelektüellerinin ve sanatçılarının merkeziydi." dedi.
"Halkın tuğla ve demirden ev yapması yasaktı"
Mafalala Mahallesi aynı zamanda Mozambik'in 1962'de başlayan 1975'te son bulan bağımsızlık mücadelesi sırasında düşünürlerin, gazetecilerin ve şairlerin gizli gizli buluşup, toplantı yaptıkları da bir yer.
Portekizli sömürgecilerin 1899'da yerli ve yerli olmayanları ayırmak için uygulamaya koyduğu vatandaşlık kanunu sonrası yerli halk ve göçmenler Mafalala gibi varoş mahallerde toplandı.
Güney Afrika'daki apartheid rejimine benzer biçimde ırkçı ayrımı öngören kanun, beyazların "beton şehirlerde" (cidade de cimento), yerlilerin ve işçilerin ise (cidade de caniço ) "kamış şehirde" yaşamasını uygun buluyordu.
Kendileri beton şehirde kalan Portekizli sömürgeciler, yerlileri ve Afrikalıları baraka evlerde yaşamaya mahkum ediyordu. Beton şehre girmek ve çalışmak isteyen yerliler Portekizce konuşabilmeli, Hristiyan olmalı ve Avrupalılar gibi giyinmeliydi.
Baraka evlerde yaşayan halkın tuğla ve demirden ev inşa etmesi ise yasaktı. Portekizliler beton şehirlerini büyütmek istediklerinde halkın tahliyesi kolay olsun diye sadece baraka evlere izin veriyordu. - Yoksullar yaşamaya devam ediyor
Eski devlet başkanlarının yaşadıkları evler bugün yerinde dururken, aradan geçen yıllara rağmen mahallede hala şehrin en yoksul kesiminin yaşıyor olması ise dikkati çekiyor.
Son zamanlarda çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla turistik bir bölge haline getirilmeye çalışılan Mafalala Mahallesi ayrıca her yıl düzenli olarak dans ve müzik festivaline de ev sahipliği yapıyor.
dikGAZETE.com