Yıllardır uygulanan diyet tedavilerine yeni bir soluk getiren ve neredeyse zirve nokta olarak tanımlanan moleküler diyetin artık Türkiye'de uygulanmaya başladığını dile getiren Diyetisyen Doç.Dr.Barış Öztürk, “Yeni yılın ilk günlerinde hayatımızı değiştirecek bir diyetin ilk sinyalleri alınmaya başlanmış ve hakkında çeşitli yazılar yazılmaya başlanmıştı. Aradan geçen yaklaşık 2 ayın sonunda ise bu diyet hayatımıza girdi ve birçok kişi tarafından uygulanmaya başlandı. Daha önce sadece vücut ölçüleri ve çeşitli biyokimyasal testlere dayanarak gerçekleştirilen diyet tedavileri artık yerini kişinin genetik özelliklerine uygun ve sadece o kişiye ait bir beslenme ve yaşam tarzına bırakmaya başladı” dedi.
Genetik analiz sonuçlarını vücut analiz sonuçları ve metabolik testlerle birleştirerek yeni bir diyetin öncüsü olan İrene Diet&Wellnes’in yöneticisi Doç.Dr. Barış Öztürk, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Aşırı kilo ve buna bağlı olarak artış gösteren metabolik sendrom, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalığı riski dünya genelinde yayılmaya ve insan sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit etmeye devam ediyor. Yıllardır uygulanan diyet tedavilerine yeni bir soluk getiren ve neredeyse zirve nokta olarak tanımlanan moleküler diyet artık ülkemizde uygulanmaya başladı” dedi.
DİYET NASIL UYGULANIYOR?
Sadece 1 ml’lik tükürük örneği alınarak yurtdışındaki genetik laboratuvarlarda yapılan analizler sonucunda beslenme alışkanlarının ve besin öğelerine olan yanıtımızın göstergesi olan 35 genin 200 farklı varyasyonu ile genetik özelliklerin belirlenmesi artık mümkün olduğunu anlatan Diyetisyen Doç.Dr.Barış Öztürk, “Modern çağın diyeti olarak tanımlanan ve hiçbir sağlık riski taşımayan bu diyet üst düzey bir teknolojiye dayanıyor. Moleküler diyet uygulayıcısına başvuran bireye genetik örnek alımının ardından üst düzey bir vücut analiz cihazı yardımıyla segmental (bölgesel) vücut analizi uygulanıyor. Bu analiz vücut yağlarımızı, kaslarımızı, yağsız kitlemizi, mineral ve hücresel sıvı dağılımımızı bölgesel olarak 3 dakika içerisinde sonuçlandırıyor. Bu işlemin ardından oksijen tüketimine dayalı metabolizma ölçümü yapılarak metabolik bir problemin olup olmadığı rakamsal olarak analiz ediliyor. Üçüncü adım olarak ise karın bölgesinde Bioelektrik Impedans analizi yapılarak karın içi ve karın çevresi yağlanma dereceleri belirleniyor.
Genetik analiz ve diğer analizlerin sonuçları birleştirildiğinde bireyin beslenme alışkanlıkları moleküler boyutuyla analiz edilmiş oluyor. Kilo almaya yatkınlık, insülin direnci, glikoz metabolizması, karbonhidrat metabolizması, doymuş ve doymamış yağlara genetik yanıt başta olmak üzere aşırı besin tüketim alışkanlığı, tatlı tüketimi gibi yeme davranışlarının yanında egzersiz performansına ilişkin bulgular da alınabiliyor. Sonuçlar bununla da kalmıyor, protein metabolizması, vitaminlerin ve minerallerin metabolizması ve sıvı dengesine ilişkin birçok değişkeni ortaya koyuyor” diye konuştu.
Bahar mevsimine yaklaştığımız bugünlerde yaz tatiline ideal kilo ile girme heyecanını yaşayanlar için önerilerde bulunan Diyetisyen Doç.Dr. Barış Öztürk, popüler diyet akımına paralel olarak yaygınlaşan bilimsel olmayan diyetlerin ve bireysel özelliklerimize uygun olmayan çeşitli yöntemlerin sağlık risklerine neden olmaya devam ettiğini ve birçok kişide hayal kırıklıklarına ve zaman kayıplarına neden olduğunu vurguladı.
Doç.Dr. Barış Öztürk, sağlıklı bir görünümün yanında sağlıklı olmayı ve sağlıklı yaş almayı hedefleyen tüm yaş gruplarının genetik özellikleri ışığında moleküler diyet uygulamalarını benimsemelerinin ideal kilo ve mutluluğun anahtarı olduğunu sözlerine ekledi.
dikGAZETE.com