KONYA - ABDULLAH DOĞAN
İslam beldelerinin işaretlerinden camilerin ayrılmaz parçaları minareler, estetik görünümleriyle ibadethanelere ruh ve anlam katıyor. Ramazan ayında mahyaların asıldığı minarelerin yapımı zorlu bir süreç gerektiriyor. Minare ustaları, metrelerce yükseklikte ekmek parası kazanmanın mücadelesini veriyor.
Minarenin dökülen boyası, külahının tamiri için metrelerce yükseğe çıkıp işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan minare ustalarının sayısı ise gün geçtikçe azalıyor.
Metrelerce yükseklikte ekmek parası kazanmanın mücadelesini verenlerden biri de Konyalı Ali usta... Minare ustası Ali Kuranel, cesaretiyle görenleri hayrete düşürüyor.
Mesleğin zorluklarını AA muhabirine anlatan Kuranel, 10 yaşında babasının yanında mesleğe başladığını, yaklaşık 30 yıldır korku ve tereddüt göstermeden iskeleye çıktığını söyledi.
Kuranel, bugüne kadar 700'ün üzerinde minarenin yapımında bulunduğunu belirterek "Yurt içinde 25 metre ile 72 metre yüksekliğinde minareler yaptık. Köy camilerindeki minareler 25 metreden başlıyor, tek şerefeli oluyor. Mahalle camileri ise 25 ila 50 metre yüksekliğinde çift şerefeli olur. Merkezileri ise 50 ve üzeri olmak üzere üç şerefeli inşa ediyoruz." diye konuştu.
"Günde 50-60 kez inip çıkmak zorunda kalıyoruz"Türkiye'de ve dünyada çok az meslektaşının kaldığını anlatan Kuranel, şöyle devam etti:
"Bize 'minareci' diyorlar. Minare ustası aslında sanatkardır. Az bulunur. İşinin her branşını bilmek zorundadır. Beton, demir, kalıp ve hat süslemesini bilmek zorundadır. Bütün bu işleri usta yapar. Minarenin inşasında 3 kişi çalışıyoruz. Ekip işidir. Gittiğimiz yerde kalmak zorundayız. Dolayısıyla inşası bitene kadar ailemizden ve evimizden uzak kalıyoruz. Sabah erken saatlerde başlayıp gün sonuna kadar çalışıyoruz. Yaz aylarında güneşin altında ter döküyoruz. İnşası bir ay ile 3 ay arasında sürüyor. Günde 50-60 kez inip çıkmak zorunda kalıyoruz. Sürekli inip çıkmaktan bacak kaslarımız çok gelişmiştir, asla yağlanmaz."
"Adımlarımızı korkarak, bilinçli atıyoruz"Kuranel, minarede çalışırken ekip iletişiminin iyi olması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Çünkü minare çok tehlikelidir. Bu minarede alemi takarken rüzgar, yıldırım ve yağışı gördüm. Kaza ve beladan uzak tutan şey korkudur. Sürekli tehlike altında çalıştığımız için adımlarımızı korkarak, bilinçli atıyoruz. Minare yaptığımız yerlerde, özellikle yaşlı amcalar ve teyzeler sabahtan akşama kadar bizim için dua ederler. Gençler 'Trilyon verseler oraya çıkmam.' diyor. Yapmak zorundayız, baba mesleğimiz, ekmek kavgası. Meslek hayatımda bir kaç defa tehlikeli anlar yaşadım. Çalıştığım bir minarenin zirvesinde alemi takarken yıldırım düştü. Fark edemedim, bir şey olmadı. Minarede topraklama olduğu için zarar vermedi. Meslek hayatım boyunca hamdolsun hiçbir kaza yaşamadım."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com