USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'Millet her ne söylerse baş göz üstüne'

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, "Vesayet odaklarından, bürokratik oligarşiden kurtulmak için, dış güçlerin değil, kendi milletimizin hizmetkarı olmak için 16 Nisan bir fırsattır. Millet her ne söylerse baş göz üstüne." dedi. - Anadolu Ajansı

'Millet her ne söylerse baş göz üstüne'
05-03-2017 23:37
Google News

İSTANBUL

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, vesayet odaklarından, bürokratik oligarşiden kurtulmak ve dış güçlerin değil, Türk milletinin hizmetkarı olmak için 16 Nisan'daki anayasa değişikliği referandumunun bir fırsat olduğunu belirterek, "AK Parti millete sözünü yerine getirdi. Kararımızın arkasında durarak Mecliste bacak ısırılmalarına, burun kırılmalarına, kürsü işgallerine rağmen, bu işi asıl sahibine, milletin huzuruna getirdik. Millet her ne söylerse baş göz üstüne." dedi.

Bakan Arslan, Esenyurt’ta kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantıda, halka hizmetin Hakka hizmet olduğunu belirterek, millete hizmetkarlık yolunda daha fazla iş yapabilmek için 16 Nisan'daki referandumun bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Arslan, 14 yıldır Türkiye’de ecdadın vatan bıraktığı toprakları mamur etmek için ülkenin her yerinde çalıştıklarını ve devasa projeleri hizmete sunduklarını anlatarak, vesayet odakları, bürokratik oligarşi ve ayaklarına takılan prangalar olmasaydı 2023 hedeflerinin bugün yakalanmış olacağını söyledi.

AK Parti’nin 2002 sonunda 363 milletvekiliyle tek başına iktidar olduğunu ve millete verdiği sözleri yerine getirmeye giriştiğini aktaran Arslan, “Birileri ‘Durun. Siz öyle her istediğinizi yapamazsınız. Bizim istediğimiz gibi davranacaksınız. O zaman hükümet olabilirsiniz’ dedi. Biz de ‘Bizim millete sözümüz var. O oyun hakkını vermek istiyoruz.’ dedikçe, ‘hayır’ dediler. Bugün dedikleri gibi.” ifadelerini kullandı.

Arslan, dünyayı yöneten üst aklın bu bölgede bir oyun kurduğunu ve kendi menfaatlerine göre birilerine rol verdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“O vesayet odaklarına, bürokratik oligarşiye de ‘Bizimle beraber yöneteceksiniz.’ diyorlar, o maşalarla buradaki oyunu oynuyorlardı. AK Parti dedi ki ‘Siz başkalarının maşalığını yapıyorsunuz. Biz sizin dediğinize göre değil, milletin hizmetini yerine getirmek için, memleket için çalışırız.’ İşte kavga orada başladı. AK Parti hangi işi yapmak istediyse vesayet odakları paçasından asıldı. O da yetmedi. Bağımsız dediğimiz yargı tarafsız olmadığı için ‘Sen benim kafama uymuyorsun, seni kapatacağım.’ dedi. O da yetmedi; ‘Uşak ve maşa olan FETÖ’nün istediği gibi davranmıyorsun, 17-25 Aralık’ta senin başına çorap öreceğim, seni alaşağı edeceğim.’ dedi."

"Sistem kişilerle kaim olmamalı"

Türkiye’nin geçmişte darbe ve muhtıralara maruz kaldığını anımsatan Arslan, darbe sonrası anayasaların milletin menfaati, huzur ve bekası için değil, vesayet odaklarının işine geldiği şekilde yazıldığını söyledi.

Anayasanın biçtiği gömleğin büyüyen Türkiye’ye dar geldiğini vurgulayan Arslan, “AK Parti millete sözünü yerine getirdi. Kararımızın arkasında durarak Meclis’te bacak ısırılmalarına, burun kırılmalarına, kürsü işgallerine rağmen, bu işi asıl sahibine, milletin huzuruna getirdik. Millet her ne söylerse baş göz üstüne." dedi.

Millete, halka ve gençlere güvenmeyenlerin karalama kampanyası ile akıl karıştırmaya çalıştığını ifade eden Arslan, şöyle konuştu:

"Rahmetli Özal, 82 sonrası ülkeye değişim, dönüşüm getirdi. Cumhurbaşkanlığı makamına çıktı, yerine kendi partisinden bir genel başkan getirdi, kavga başladı. Çünkü çift başlılık vardı. Sonra rahmetli Demirel de ‘Kızım yerine koyduğum birini başbakan yapacağım, baba-kız ülkeyi yöneteceğiz.’ dedi ama anlaşamadılar. Rahmetli Ecevit de ‘Ben bir cumhurbaşkanı seçeceğim.’ dedi ve seçti. Üç gün sonra Anayasa kitapçığı fırlatıldı ve biz 2001 krizini yaşadık.

Şöyle bir düşünce var; ‘Erdoğan ile Yıldırım ne güzel anlaşıyor. Dün de Erdoğan ile Gül anlaşıyordu. Demek ki sıkıntı yok.’ Sıkıntı yok da her zaman Tayyip Erdoğan, her zaman Binali Yıldırım, her zaman Abdullah Gül bulamazsınız. Kişilerle kaim değil, sistemin sağlıklı olması ve tek merkezden yönetilmesi lazım."

Bakan Arslan, Türkiye’de 94 yıldır rejimin adının Cumhuriyet olduğunu belirterek, "İnşallah sonsuza kadar da böyle gidecek. Bizim istediğimiz; hükümet sistemiyle yürütmeyle tek merkezden yönetim olmasıyla ilgili." dedi.

"Meclis daha güçlü olacak"

Arslan, 16 Nisan'daki referandumla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmek istendiğini aktararak, bu sistemle vatandaşın yüzde 50 üzeri oyla seçtiği hükümete 5 yıl sonra sandıkta hesap sorabileceğini söyledi.

Bu sistemde Meclisin daha güçlü olacağına işaret eden Arslan, yasama yetkisinin tamamen Meclise kalacağını ifade etti.

Yargının da FETÖ ve dış güçlerin taraftarı olmaması için bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanacağını belirten Arslan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğuna, milletin seçtiği vekiller aracılığıyla karar vereceğini dile getirdi.

Milletvekili sayısının da 600’e çıkarılmasının öngörüldüğünü anlatan Arslan, "'Mevcut sayıda kalsın.' deniyor. Artan nüfusa bağlı olarak 600 bile iş görmez. Bizden daha az nüfusu olan Fransa’da 600’den fazla milletvekili var. Nüfusu bizimle aynı olan Almanya’da 600’den fazla milletvekili var. İngiltere’nin bin 400 milletvekili var." ifadelerini kullandı.

Arslan, 18-25 arasındaki her yaş grubunda 1 milyon genç bulunduğuna dikkati çekerek, “7,5 milyon genci görmezden gelemezdik. Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı seçerken gence güveniyorsunuz ama kendisi seçilsin deyince ‘olmaz’ diyorlar. Genç; kendini yetiştirecek, başarılı olacak aday adayı olacak. Gençler geleceğimizin teminatıdır. 15 Temmuz’da o gençlerin kurşunlara, tanklara, toplara göğsünü siper edip şehit olmaya gittiğini görmedik mi? Onlara neden güvenmeyelim?” diye konuştu.

“Tek adamlık” eleştirilerine de değinen Arslan, şu an vatana ihanet dışında hiçbir sorumluluğu bulunmayan cumhurbaşkanının yeni sistemde yaptığı her işten sorumlu olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanını vatana ihanetten suçlamak için şu anda milletvekillerinin yüzde 75’inin oyunun alınması gerektiği bilgisini veren Arslan, bu oranın da yüzde 66’ya düşürülmesinin öngörüldüğünü ifade etti.

Arslan, şu anki sistemde cumhurbaşkanının Meclisi feshedebildiğini, kendi görevi devam ederken seçime gidebildiğini belirterek, “Getirdiğimiz sistemde cumhurbaşkanı Meclisle anlaşamazsa Meclisi seçime götürebilsin ama tek başına değil, kendisi de gitmek şartıyla. Yine Meclis isterse Cumhurbaşkanını süresini bitirsin, seçime götürsün ama beraber… Tek başına yok.” ifadelerini kullandı.

"16 Nisan bir fırsattır"

Yapılan değişikliğin birilerinin işine gelmediğine işaret eden Arslan, “Çünkü yüzde 18-19’larla iktidar ortağı, başbakan olabildiler. Yeni sistemde iktidar olmak için yüzde 50 lazım. Yüzde 50’yi hiçbir zaman alamayacağını düşünenler bu sistem yanlış diyor. Alabileceklerini düşünseler demezler. Biz onlara yolu gösteriyoruz ve ‘Çalışın, kendinizi ispatlayın, siz de yüzde 50’nin üzerinde oy alın, siz de bu ülkeyi idare edin.' diyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin devlet adamlığını ortaya koyduğunu ve bu değişikliğe destek olduğunu aktaran Arslan, “Çünkü daha önce hükümetin içinde yer aldı. Çok başlılığın bu memlekete zararlı olduğunu bizzat gördü. Bunun için de ‘Benim önceliğim millettir, memlekettir. Bu değişiklik de milletin, memleketin hayrınadır. Bunun yanında duruyorum.’ dedi. Kendisine de bu değişikliğin milletin huzuruna gelmesini sağlayan MHP’li arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz." dedi.

Arslan, 16 Nisan’daki referandumun AK Parti ya da MHP’nin değil, ülkenin geleceğinin seçimi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Bu yürütme, yargı ve yasamanın birbirinden ayrıldığı ve millete hizmetin hedeflendiği bir halk oylamasıdır. Vesayet odaklarından, bürokratik oligarşiden kurtulmak için, dış güçlerin değil, kendi milletimizin hizmetkarı olmak için 16 Nisan bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Milletten yana hiçbir şüphemiz yok. Milletin ferasetinden, kararlarından hiçbir şüphemiz yok. Millete de güveniyoruz, gençlere de güveniyoruz. Bakın millete kim güvenmiyor? Terör örgütleri güvenmediklerini ortaya koydu. ‘Buradan evet çıkarsa ve ülke çok daha güçlenirse bizim kökümüz kazınacak.’ diyorlar. Bizim de söylediğimiz bu zaten. Dış güçlere de ‘Türkiye’nin büyümesinin önüne engel olmayın.’ diyoruz.”

Avusturya Başbakanına yanıt

Bakan Arslan, Avusturya Başbakanı Christian Kern'in, bir gazetede yer alan, Türk politikacıların Avrupa'da miting yapmasını engellemek için AB'ye ortak hareket etme çağrısı yapan ifadelerine değinerek, “Türkiye’den bir kimsenin gelip Avrupa’da Türk vatandaşlarına bunu anlatmasını istemiyorlar. Niye gocunuyorlar? Çünkü bu sonuç Türkiye’nin, Türk insanının menfaatine ama onların menfaatine değil. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ve bu ülkeyi düşünenler kendi milletinin, memleketinin menfaatine hareketlerde bulunuyor. Onların istediği role göre davranmayacağız. Bunu bildikleri için her gün yeni bir karar çıkarıyorlar. Sadece buna bakmak bile yeterli." değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, hep beraber, 780 bin kilometrekarenin, 80 milyonun bekası, istikbali ve istiklali için çok önemli bir fırsatın karşılarına geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Nasıl ki 15 Temmuz’da hainlere karşı bir ve beraber olduk, millet olma şuuruyla meydanlara indik, inşallah o günde ülkemizin bekası için önemli olan bu kararın arkasında duracağız. Hainlere inat, gençlerimize ve torunlarımıza daha iyi bir gelecek teslim edeceğiz. Hiç şüpheniz olmasın hizmetkar olmaya devam edeceğiz.

Daha güçlü hizmet yapabilmemiz için, daha güçlü bir Türkiye için, dünyadaki mazlum ve mağdurların hamisi olabilmemiz için, terörün kökünü kazıyabilmek için, tek bayrak için, tek devlet için, tek millet için hep beraber hiç kimseye taviz vermeden iyi anlatmalıyız. 16 Nisan’da görevimizi yapıp 17 Nisan’da da daha müreffeh ve geleceği parlak bir Türkiye’ye hep beraber uyanacağız."

Muhabir: Mücahid Eker

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ