TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Almanya’nın bir yanda sığınma talebinde bulunan FETÖ’cülere destek ve himayesinin, diğer yanda PKK’ya kol kanat germesi iki ülke arasındaki ilişkileri geren açık bir ihlal ve meydan okuma hali olduğunu bildirdi.
Dün Türkiye’ye gelen Almanya Dışişleri Bakanı’nın eften püften açıklamalarının, suya sabuna dokunmayan gri sözlerinin kuşku ve tereddütlere yeni bir boyut kazandırdığını belirten Bahçeli, "Dost ve müttefik bir ülkenin insanlık düşmanı kanlı ve bölücü terör örgütünün propagandasına suskun kalması, hatta bunu el altından teşvik etmesi hiçbir açıdan meşru ve hukuki sayılamayacaktır." ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin egemen bir devlet, kendi kararını kendisinin vereceği güç ve bağımsız iradeye sahip olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ona buna pabuç bırakmayacaktır. İncirlik Üssü Adana’dadır. Bilinmelidir ki, yol geçen hanı da değildir. İpini koparanın, canı sıkılanın, keyfi yetenin, kafasına göre kafileler halinde gelip tur atacağı, fitne tohumları ekeceği, gizli hedefleri için basamak yapacağı yer değildir İncirlik. Bir devlet geleneğimiz vardır. Teamüllerimiz vardır. Ülkeler arasında kurduğumuz köprüler, ittifaklık hukuku kapsamında üstlendiğimiz sorumluluklar vardır ve bunlar elbette tek taraflı işleyemeyecektir. Alman parlamenterlerin İncirlik Üssü’nü ziyaret etmek istemeleri iyi niyetli, karşılıklı anlayış, çıkar ve yardımlaşmaya dayanıyorsa, doğal olarak bunda herhangi bir mahsur olmayacaktır. Lafta kalmasını temenni etmediğimiz dostluk hukukunun gereğini Almanya yerine getiriyorsa diyecek bir şey de yoktur. Yok eğer, nalıncı keseri gibi hep kendisine yontuyorsa, kimse kusura bakmasın, buna da müsaade edilmemeli, edilmeyecektir. Türkiye’nin haklı talep ve tezleri göz ardı edilip, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misalince, İncirlik ziyaretine verilmeyen izni eleştirmek abesle iştigaldir. Hükümetin İncirlik Üssü konusunda göstermiş olduğu hassasiyet ve haysiyetli tavır bize göre son derece isabetlidir. Almanya Dışişleri Bakanı’na Konya’daki NATO Üssü’nü ziyaret etmeleri konusunda açık çek verilmiştir. Ancak yine gözleri doymamıştır."
Türkiye’nin neyi nasıl anlayacağını tayin ve tespit makamı bir yabancı hükümet mensubunun işi ve görevi olmadığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Herkes kendi işine bakmalıdır. Biz anlayacağımızı anladık, göreceğimizi de zaten gördük. Herkes eğer varsa aklını kendine saklamalıdır. Alman askerleri bu hafta veya gelecek hafta çekilecekmiş, diyeceğimiz odur ki, durduğunuz kabahat, hepinize uğurlar olsun. Başka ülke bulacaklarmış, ne oyalanıyorsunuz, neyi bekliyorsunuz, niye zaman kaybediyorsunuz? Ayağınızın turabı olalım, aman nereye gidiyorsunuz denileceği herhalde düşünülmüyor, hesap edilmiyordur. Yetmezse Konya’dan da tası tarağı toplar en yakın zamanda Ürdün’e mi gidiyorsunuz, Fizan’a mı gidiyorsunuz, ardınıza bakmadan çeker gidersiniz."
Dün, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Libya'nın, terörizme destek sağladığı gerekçesiyle Katarla ilişkilerini kestiklerini, deniz ve hava sınırlarını kapattıklarını anımsatan Devlet Bahçeli, Körfez'in buhran ve bunalım döngüsüne girdiğini söyledi.
ABD Başkanı’nın Suudi Arabistan ziyaretinin üzerinden kısa bir süre sonra bu gelişmelerin ortaya çıkmasının etraflıca değerlendirilmesi, enine boyuna analiz edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, Katar’a uygulanan tedbirlerin; saldırgan, dayatmacı, izole edici oluğunu ve bu tedbirlerin ABD’den bağımsız, İran’la da bağlantısız olduğunu düşünmenin "safça bir bakış" olacağını dile getirdi.
"Darbeciler konuştukça..."Yakayı ele veren FETÖ’cülerin yargılanmasının tüm tartışmalar eşliğinde devam ettiğini belirten Bahçeli, hiçbir hainin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, bilahare zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaya çalıştıklarını söyledi.
"Bu namertler TSK'ya yuvalanmış, şerefli Türk askerinin üniformasına saklanmış teröristlerdir. Hiçbir ifadeleri bu gerçeği değiştirmeyecektir." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bunlar aynı zamanda milletine silah doğrultan, vatanına kumpas kuran, devletine komplo düzenleyen Haçlı kalıntılarıdır. Hiçbir masum poz, hiçbir ıslah olmuş gibi duran yüz hattı 15 Temmuz’un üzerini örtemeyecektir. Önemli olan FETÖ’cülerin ne söyledikleri değil, Türk adaletinin ne zaman ve hangi kati ve keskin hükmü vereceğidir. Darbeciler konuştukça şehitlerimizin kemikleri sızlamaktadır. FETÖ’cüler algı oyunlarına tevessül ettikçe, şehit yakınları çileden çıkmakta, millet vicdanı isyan etmektedir. Üstelik süreç uzadıkça, iddianame ve duruşma enflasyonu yaşandıkça ihanet tavsamakta, somut delil ve belgeler yara almaktadır. Buna da kimsenin hakkı yoktur. FETÖ’cülerin kafasına adaletin demir yumruğunu vurmak ertelenemez bir zorunluluk, milli bir mecburiyettir. 15 Temmuz’un hesabı ya sorulacak ya sorulacaktır; bunun başka bir yol ve yordamı kalmamıştır.
Yine darbe iddiaları dillerdedir. Eğer yeni bir darbe teşebbüsü olursa, eğer buna kalkışan, böylesi bir ihanete yeltenen çıkarsa bilinsin ki, bu aziz topraklarda gömülecek ne bir yer, ne de cesedinin başına dikilecek bir mezar taşı bulamayacaktır. Darbecilerin gelecekleri varsa görecekleri de vardır ve görecekleri yalnızca azap ve dehşet olacaktır. Demokrasi yolundan dönmeyeceğiz. Türkiye’nin kazanım ve tarihsel mirasından taviz vermeyeceğiz. Hak yolundan, hakikat çizgisinden, millet sevdasından asla ayrılmayacağız. Kontrollü darbe çığırtkanlarına eyvallah demeyecek, 15 Temmuz’u sulandırmaya cüret eden kripto niyetlere, köksüz nankörlere müsaade etmeyeceğiz."
Muhabir: Alp Özden,Hüseyin Gazi Kaykı