Küçük yaşta gittiği İstanbul'da çeşitli alanlarda çalıştıktan sonra şehir hayatından bıkıp 5 yıl önce eşi Fatma Kıl ile Ovacık ilçesindeki Yılanlı köyüne yerleşen 49 yaşındaki Ahmet Kıl, bir süre tarımla uğraştı.
Ardından ilçenin doğası ve merasının küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine elverişli olduğunu düşünerek yerli koyun ırklarını beslemeye başlayan Ahmet Kıl, çocukluk hayali olan hayvan çiftliği için köydeki 500 dönümlük arazisinin bir bölümüne geçen yıl çiftlik kurdu.
Köylülerden 10 koyun alarak burada hayvancılığa başlayan Kıl, kısa sürede hem koyunlarının doğum yapması hem de satın aldığı diğer küçükbaş hayvanlar ile sürüsünün sayısını 200'e çıkardı.
Gününün neredeyse tamamını koyunların bakım ve beslenmesiyle ilgilenerek geçiren Ahmet Kıl, şimdilerde ise ağılında başlayan kuzulama döneminin tatlı telaşını yaşıyor.
Kuzuların sağlıklı doğması için ağılda tam gün mesai yapan Kıl, Çankırı'dan getirdiği et ve süt verimi yüksek 6 adet "Asaf" cinsi koyundan da kuzu elde ederek, satışlarını arttırmayı hedefliyor.
"Memleketimde çiftlik kurmak en büyük hayalimdi"Ahmet Kıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 30 yıllık metropol yaşantısından sonra memleketine döndüğünü söyledi.
İstanbul'un bunaltıcılığından ve trafiğinden kaçtığını belirten Kıl, "İlçemizde yaklaşık 4 yıl boyunca tarımsal faaliyetler yürüttüm. Çobanlık sertifikası aldım. Kısa bir süre sonra da hayvancılıkla ilgilenmeye başladım. Buradaki köylülerden 10 tane koyun satın aldım. Şimdiyse 200 civarında koyuna bakıyorum." dedi.
Ahmet Kıl, kısa sürede hem koyun sayısının artırdığını hem de hayalini gerçekleştirdiğini belirterek, "Şu sıralar koyunların doğum yapma zamanı. Koyunları sürekli kontrol ediyorum. Doğum sonrası yavrusunu kabul etmeyen koyunlarım oluyor. O koyunlara yavrularını emzirtiyorum ve özenle kuzuların bakımını yapıyorum. Memleketimde çiftlik kurmak en büyük hayalimdi. Bunu da emin adımlarla başardım ve yoluma devam ediyorum." diye konuştu.
Günün büyük bir bölümünü koyunlarla ilgilenmekle geçirdiğini anlatan Kıl, şunları söyledi:
"Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği aslında zahmetli ve zor iş ama hayvanlara karşı olan sevgimle bu işi keyifli şekilde yapıyorum. Günün erken saatlerinde uyanarak ağıla geliyorum ve koyunlara yem veriyorum. Beslenmeleri için kuzuları anneleriyle buluşturuyorum. Öğlen vakitleri koyunlara su veriyorum. Ağıldan dışarı çıkarıyorum. Koyunların temiz hava almasını sağlıyorum. Mümkün olduğunca hayvanlara şefkatli ve insancıl bakmaya çalışıyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com