Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslam ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın organize ettiği iftar programı Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, programa eşi Hatice Görmez ile birlikte katıldı. İftar yemeğinin ardından büyükelçilere konuşma yapan Görmez, “Bugün topyekun dünyanın, coğrafyamızın ve İslam aleminin içinden geçtiği süreçleri sadece bir terör ve şiddet krizi, sadece bir güvenlik krizi olarak değerlendirmek yanlış olur. Yaşadığımız krizleri sadece Arap baharının getirdiği siyasi krizler olarak değerlendirmek yahut bir dini problem, bir mezhep çatışması, bir Sünni-Şii veya Şii-Selefi ihtilafı olarak değerlendirmekte eksik ve yanlış olur” şeklinde konuştu.
“TARİHTE EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR MEDENİYET KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
“Coğrafyamızda yaşanan krizin adını doğru koymak gerekirse bu bir medeniyet krizidir” diyen Görmez, “Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir medeniyet krizi ile karşı karşıyayız. Belki bugün, bu yüzyılın başında başlayan medeniyet krizinin en dip dalgalarını yaşıyoruz. Yüzyıllık tarih içerisinde bu krizin meydan okumalarına verdiğimiz cevaplar büyük oranda geçerliliğini yitirmiştir. Söz konusu cevapları, bugünün genç kuşaklarına ve gelecek kuşaklara hiçbir şekilde aktaramadığımız gerçeğinden de anlıyoruz. Bu tarih boyunca karanlıkları aydınlatan, nice medeniyetler kuran İslam’ın cevapsız kaldığı anlamına asla gelmemektedir. Tarih boyunca yeryüzüne rahmet ve adalet dağıtan bu medeniyetin kitabı, kerim kitabımız Kur’an-ı Kerim ve onu yaşanmış bir hayata dönüştüren sevgililer sevgilisi Muhammed Mustafa ve onun örnek hayatı ve sünneti seniyyesi hepimizin önündedir. Yeter ki biz ilim, hikmet ve marifet yolunu terk etmeden kitabı ve sünneti bu asrın idrakine yeniden takdim edebilelim” değerlendirmelerinde bulundu.
“BAŞKALARININ ELİMİZE VERDİĞİ DEMİRLERLE KİTABI ÇİĞNİYORUZ VE MİZANI YOK EDİYORUZ”
Konuşmasında Kur’an-ı Kerim’de yer alan ‘Hadid’ suresinden ayetler okuyan Gözmez, “Kur’an-ı Kerim’de bildiğiniz gibi ‘Hadid’ ismini taşıyan bir süre vardır. Hadid, demir demektir. Bu surede kitap, terazi ve demir birlikte geçmiş Allah’ın peygamberlerle birlikte gönderdiği üç büyük nimet olarak tadat edilmiştir. Kerim kitabımızda bu üç kavramın birlikte zikredilişi içinden geçtiğimiz medeniyet krizini anlatmak bakımından manidardır. Zira mizan, yani adalet olmadığı zaman kitap demire yani güce dönüşüp insanları öldürme aracına dönüşebilir. Kitap olmadığı zaman mizanın yegane belirleyicisi hadid yani güç olur. Adaletin gücü değil gücün adaleti hakim olur. Hadid yani güç olmadığı zaman da kitap mizansız bir teoriler manzumesine dönüşür. Açıkça ifade etmek gerekirse biz Müslümanlar bugün kitabı elimizde bulunduruyoruz. Mizanı kaybettiğimiz için demir, kitabı çiğniyor. Kaldı ki sahip olduğumuz demir kendi emeğimiz ile ürettiğimiz demirde değil. Başkalarının elimize verdiği demirlerle kitabı çiğniyoruz ve mizanı yok ediyoruz. Çare önce mizanı yani adaleti ayakta tutmaktır. Kendimizle Rabbimizle ötekiyle ve bütün kainatla aramızdaki ilişkileri doğru kurmaktır. Bunu kururken kitabın ilim ve hikmet yolundan sapmamaktır. Sonra demire yani güce sahip olmaktır. Ancak gücün ahlakına değil ahlakın gücüne teslim olmaktır” diye konuştu.
İftar programında konuşa yapan Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ulfat Kadirov, “Biliyorum ki burada bulanan büyükelçiler, yıllardır Türkiye’de görev yapan dostlarım. Hepimiz biliyoruz ki, son 14 yılın içinde Türkiye büyük büyük adımlar attı. Bu güzel hayırlı işlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da katkısı oldu” ifadelerini kullandı.
dikGAZETE.com