UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan, Türkiye'nin eşsiz kültür hazinelerinden Ani Ören Yeri'ndeki tepede bulunan sarp kayalığın içine güvercinler için oyulmuş 659 güvercinlik görenlerin beğenisini topluyor.
Urartu, İskit, Pers, Makedon, Slevkos, Arşaguni, Sasani ve Kamsaragan egemenliğinin ardından 643 yılında İslam ordularınca ele geçirilen, Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay Nehri'nin iki derin darboğazının ortasında yer alan Ani, 884-1045 yılları arasında Bagratlılar, 1045-1064 yılları arasında Bizanslılar tarafından yönetildi.
Tarihte "Binbir kiliseli kent", "40 kapılı kent", "100.000 nüfuslu kent", "Medeniyetler Beşiği" olarak anılan ve 2016'da UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Ani, 16 Ağustos 1064'te Sultan Alparslan tarafından fethedildi.
Selçuklu/Şeddadi egemenliği sonrasında Gürcüler, ardından Moğollar'ın sahip olduğu Ani, kesintisiz 80 yıllık İlhanlı egemenliği sonrasında Altınordulular, Celayirliler, Karakoyunlular, Timurlular, Akkoyunlular, Avşarlı Sevindik Han, Osmanlılar ve Rus Çarlığı hakimiyetine girdi.
Ani, son olarak 1920'de Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir parçası oldu.
85 hektarlık alana kurulu kentte onlarca medeniyet yaşam bulurken 970-1320 tarihleri arasında Ermenice, Yunanca, Türkçe, Arapça, Gürcüce, Farsça olmak üzere en az altı dil konuşulurken Hristiyan ve Müslümanlar da yan yana yaşadı.
Orta Çağ'da Doğu ile Batı arasında yapılan çok boyutlu alışverişin kalbi olan Ani'de, ticari hareketlilik Çin, Hindistan, Rusya, Avrupa ve Afrika'ya uzanıyor, Mısır pamuğuyla Çin ipeği Ani pazarlarında satılıyordu.
Ani'den günümüze, surlar, cami, katedral, saray, kiliseler, manastırlar, ateşgede, hamam, köprü ve bir bölümü yıkılmış kapalı pasajdan oluşan yaklaşık 25 kadar önemli yapı ayakta kaldı.
Asırlar öncesinde güvercinler için yapılan yuvalar ilgi görüyorOrta Çağ'da Ani nüfusunun önemli bir bölümünün yaşadığı 5 vadinin 32 bölgesindeki 1500'e yakın yeraltı yapısı geçmişe ışık tutuyor.
Bu yapılar içerisinde Ani'nin batısındaki Bostanlar deresinin karşı kıyısında yer elan bir tepede, yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı olan tüfün oluşturduğu kayalıkların içine oyulmuş güvercinlikler hayranlık uyandırıyor.
Güvercinliğin bulunduğu yeraltı yapısı pek çok formu bünyesinde barındıran ince bir işçiliğe sahip.
AA ekibinin zorlu haber takibiAni üzerine yayımlanmış 4 kitabı bulunan araştırmacı-yazar Sezai Yazıcı ve AA ekibinin, bir tepedeki sarp kayalıklarda bulunması sebebiyle merdiven ve halat yardımıyla, zorlu bir tırmanışla ulaştığı güvercinlikler, Ani'nin giriş kapısından 2,5 kilometre uzaklıkta, Alaca Çayı'nın Arpaçay Nehri'yle birleştiği noktanın 1100 metre üstünde yer alıyor.
Yola 150-170 metre uzaklıktaki güvercinliğe 40 derece eğimli bir yamaç tırmanılarak ulaşılırken bölgede bulunan merdivenler ve geçitlerde Ani'deki diğer yeraltı yapılarından farklı özellikler taşıyor.
Sezai Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de Ani yeraltı yapıları üzerine ilk sistematik çalışmayı yaptığını söyledi.
Ani'deki güvercinliklere ilk kez 2014 yılında çıktıklarını belirten Yazıcı, "2010'dan beri bu bölge üzerinde çalışıyordum. Kafkas Üniversitesindeki sempozyumda güvercinliklerle ve Türkiye'de Ani mağaraları üzerine yapılan ilk sistematik çalışmayı sundum." dedi.
659 tüfe oyulmuş güvercin oyuğu bulunuyorYazıcı, Bostanlar Deresi bölgesindeki güvercinlikler üzerine yıllardır çalıştığını anlatarak, "Ani'nin etrafını saran 5 ayrı vadide ve 32 bölgede 1013 mağara olduğu bilinmesine karşın yeni yaptığımız çalışmalarla 1500 civarında mağara varlığını belirledik. Ani'deki güvercinlik en sofistike olan alanlardan. Tavandan tabana kadar güvercin oyuklarıyla dolu. Altta 11 sıra üstte ise 12 sıradan oluşan güvercin oyukları mevcut. Alttaki sıralarda 37'den 45'e kadar üsttekiler de ise 18'den 24'e kadar güvercin oyuğu var. Bunların toplamı 659 tane." diye konuştu.
Güvercinlerin yuva yapabileceği ölçülerdeki güvercinliklerin yapısı hakkında bilgi veren Yazıcı, şunları kaydetti:
"Güvercinliklerin alt sıralarındaki güvercin oyukları yer yer 30, 28 ve 24 santim genişliğinde ve 25, 24 ile 11 santimetre derinliğinde, yükseklikleri ise hepsinde 11 santimetre. Bu alanın Doğu-Batı cephesi 4, Güney-Kuzey cephesi ise 6 metre 25 santimetre boyutunda, tabandan tavana da yaklaşık 7 metre 10 santimetre ama tabanın bizim gördüğümüzden daha derinde olduğunu düşünüyoruz. Buradaki güvercinlerin posta teşkilatında kullanıldığına dair öngörüler var. Üst kubbede iki delik mevcut. Kubbenin Güneydoğu'ya doğru açılan deliklerin birinden ışık, birinden de güvercinlerin girip çıktığını söyleyebiliriz. Burası nitelikli gübre elde etmek üzere yapılmış çok sofistike bir yapı olarak da düşünülebilir."
Yazıcı, güvercin yetiştiriciliğinin geçmişte değişik amaçlarla yapıldığınını ifade ederek, "Güvercinliklerden oluşan klasik bir posta teşkilatını tasavvur etmek kolay değil. Bostanlar Deresi'ndeki güvercinliklerden sağlanan gübrelerle burada sebze ve meyve üretiminde oldukça başarılı sonuçlar elde edildiği de görülüyor." dedi.
Güvercinlerin posta amaçlı kullanılmış olabileceğini de aktaran Yazıcı, Gürcü egemenliği sırasında büyük toprak sahiplerinden Tigran Honentz, Emek ve Awetenc'e ait Ani içkale'nin hemen altındaki güvercinliklerin bu amaçla kullanılmış olabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com