USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

MEBS Okulundaki darbe girişimi davasında karar açıklandı

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında görevli 26 sanığın yargılandığı davada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. - Anadolu Ajansı

MEBS Okulundaki darbe girişimi davasında karar açıklandı
19-07-2017 22:02
Google News

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında görevli 26 sanığın yargılandığı davada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, dönemin MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral Ersun Altunsoy, tanık olarak dinlendi.

Altunsoy, 15 Temmuz gecesi saat 21.15 sıralarında, evinde bulunduğu sırada personelinin kendisini arayarak, Genelkurmay'da terörist baskın olduğunu, helikopterlerin, uçakların uçtuğunu söylediğini bildirdi.

"Dalga mı geçiyorsun? Böyle bir şey olamaz." dediğini söyleyen Altunsoy, nöbetçi amiri arayarak, uçakların neden uçtuğunu araştırıp, kendisine bildirmesi talimatı verdiğini kaydetti. Cevap beklerken kendisinin de amirlerini aradığını, ancak telefonlara cevap vermediklerini bildiren Altunsoy, nöbetçi amirin arayarak, sıkıyönetim ilan edildiğine ilişkin mesaj geldiğini söylediğini anlattı.

Bunun üzerine kışlaya geldiğini, bahsedilen mesaja göz attığını, Cemil Turhan ve Mehmet Partigöç'ün ismini mesajın sonunda gördüğünü kaydeden Altunsoy, bu imzaları görünce mesajın zaten kendisine inandırıcı gelmediğini ifade etti.

Nöbetçi amire "Nizamiyelerden giriş çıkış olmayacak, benden habersiz personel yerinden ayrılmayacak" emri verdiğini, diğer nöbetçi amirleri arayarak, yoklama almalarını ve silahlıkları kontrol etmelerini emrettiğini kaydeden Altunsoy, şöyle devam etti:

"Makama çıkarak mesajı daha detaylı okudum. Diğer birlik komutanları da saat 23.00'e doğru geldiler. Durumu onlarla birlikte değerlendirdik. Tedbirler alındı. Nöbetçi amir her şeyin normal ve sakin olduğunu bildirdi. Bu arada biz de diğer kanallardan durumu aydınlatmaya çalıştık. Arkadaşları birliklerin başına gönderdim. Saat 23.45'te herhangi bir olay olmayınca, birlikte herhangi bir hareketlenme olmadığından emin olunca, eş ve çocuklarımın yanına gitmek istedim. Arkadaşlara 'Siz personelinize hakim olun' dedim."

Altunsoy, saat 23.00'te birinci amiri Metin İyidil'in arayarak, herhangi bir şey olup olmadığını sorduğunu, ona "Benim birliğim açısından herhangi bir olumsuzluk yok" dediğini bildirerek, İyidil'in, "Birliğinize hakim olun, personelinize hakim olun, bu tür şeylere itibar etmeyin" dediğini ve telefonu kapattığını söyledi.

Altunsoy, saat 23.45'te hainlerin tutuklanacağını ve yargılanacağını öğrendikten sonra evine gittiğini bildirerek, şöyle konuştu:

"Saat 23.50'de nöbetçi amiri aradım. Tabur Komutanının 9 sivil araçla Samsun nizamiyesinden çıktıklarını söyledi. Çıkış esnasında nizamiye nöbetçi astsubayına itibar edilmiyor. Tehdit ediliyor. Kapı açılıyor, özel araçlarla çıkıp gidiyorlar. Nöbetçi amir böyle olduğunu bildirdi. Emrime rağmen neden müsaade edildiğini sordum. Onların derhal döndürülmesini söyledim. 'Arabayı getirin, dönüyorum', dedim. Alay Komutanı da nizamiyedeymiş. Tekrar gittik. Tabur komutanı dahil teğmenlerin telefonlarını aradılar ama hiçbirine ulaşılamadı.

Gece 00.20'de Lojistik Destek Komutanı beni aradı. Üsteğmen Davut Güllüçayır başta 18 astsubayın çıkmak istediklerini, engel olmaya çalıştıklarını, ancak kendilerini engelleyemediklerini, tellerden atlayarak çıktıklarını ifade etti. 'Derhal irtibata geçin, geri dönsünler' dedim. Üsteğmen Davut ile irtibat kuruldu. Muhtemelen şu salonda bulunan kişiler ikna oldular, geri döndüler. Takiben beni bir teğmen aradı. Kendisiyle görüştüm. Kendilerine derhal araçlarıyla kışlaya dönmelerini emrettim. Sabaha kadar çoğu geri döndü. Kalan 4 teğmen ile 4-5 silah TEM personeline teslim edildi."

Altunsoy, kışlaya dönen personelle görüştüğünü ve "Tabur komutanı veya bölük komutanına neden itibar ettiniz? TSK'da sivil araçla tatbikata gidildiğinin örneği var mı" dediğini, personelin ise "Kandırıldık, bilemedik" dediklerini söyledi.

"Tasdiklemiyorum"

Sanık avukatlarının bir sorusu üzerine Altunsoy, komutanlık yaptığı üç yıl içinde komutanlıkta görevli subay, astsubay, er ve erbaşlarla ilgili FETÖ konusunda bilgi gelmediğini söyledi.

Altunsoy, bir avukatın "olay akşamı evine dönmesinin normal olup olmadığına" yönelik sorusuna, "Evde eşim ve çocuklarım var. Onların da endişesi var" yanıtını verdi.

Bir başka soruyu yanıtlarken kursiyer astsubayların mesaiye geldiklerinde cep telefonlarını bıraktıklarını, giderken ayrıldıklarını bildiren Altunsoy, sanık Mehmet Rıdvan Bulut'un, "Döndükten sonra 'Bu çocukların suçu yok. Birliklerine katılsınlar, faaliyetlerine devam etsinler' dediniz. Bunu tasdikliyor musunuz?" sorusuna ise "Tasdiklemiyorum. Ben tahkikata kadar beklettim." ifadesini kullandı.

Tanık beyanlarına karşı söz verilen sanıklar, herhangi bir kanunsuz emri yerine getirmediklerini savunarak, aleyhte beyanları reddetti ve tahliye talebinde bulundu.

Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararında, sanıkların tutukluluk halinin devamına, duruşmanın 29 Eylül'e bırakılmasına hükmetti.

İddianame

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı eski personeli sanıklar hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede sanıklardan Okan Bakaç'ın, darbe teşebbüsünden birkaç gün önce, 186 astsubay kursiyerin haberleşmek için kurdukları "Emir Komuta Zinciri" adlı WhatsApp grubundan "Ankara genelinde kim kiminle kalıyor, özel aracı olanlar bilgilerini göndersin, bu bilgiler tabur komutanı olan kurmay yarbay Metin Bilgici tarafından isteniyor." mesajı gönderdiği bildirildi.

Sanıklar, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" ile suçlanıyor.

Muhabir: Ferdi Türkten, Barış Kılıç

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ