Ankara
Hemşire Hilal Özer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde maskesini takıp nikah memuru ve şahitlerle sınırlı törende nikah masasına oturdu.
Özer, nikah sonrası eşiyle çalıştığı hastaneye giderek mutluluğunu çalışma arkadaşlarıyla paylaştı.
Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesinde hemşire olarak görev yapan Özer, yaşadıklarını anlattı.
Çocukluğundan bu yana her zaman yardımsever bir kişiliği olduğunu belirten Özer, "Hümanist biriyim. Yardım etmek beni her zaman çok mutlu ediyordu. Özellikle insanların sağlıklarıyla ilgilenmek hoşuma gidiyordu. Bu nedenle 17 yaşındayken hemşire olmaya karar verdim." dedi.
Hayatındaki en önemli kararlardan birinin meslek, diğerinin ise eş seçimi olduğunu anlatan Özer, gıda mühendisi Murat Kirkit ile Kasım 2019'da evlenme kararı aldıklarını söyledi. Özer, bir süre sonra Kovid-19'un birçok ülkede kendini göstermeye başladığını dile getirdi.
Bu sürecin nikah törenine engel olmasından endişe ettiğini ancak hiçbir zaman umudunu yitirmediğini belirten Özer, yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
"Çin'in ardından komşu ülkelerde vakalar görülmeye başlamıştı, Avrupa'da ölüm sayıları hızla artıyordu. Sonunda ülkemizde de vakalar görülmeye başlandı. Bu kadar sıkıntılı günlerde yine de yarın için umudumuzu yitirmek istemedim hiçbir zaman.
Hatta bu yaşananlar, hayatı ertelememek gerektiğinin en büyük kanıtı gibiydi. Ben de nişanlıma 'Kovid-19 pozitif olsam da hastanede yatıyor olsam da seninle evleneceğim.' demiştim. O nedenle nikahımızı ertelemedik."
Güvenliğin sağlanması amacıyla hayata geçirilen yasaklar ve sınırlamaların, nikah öncesi arkadaşlarıyla planladıkları yurt dışı seyahatini iptal etmelerine neden olduğunu anlatan Özer, "Ardından burada yapmayı planladığımız organizasyonları iptal ederek, değişiklikler yaparak düğünü oda nikahına çevirdik.
Tüm sevdiklerimle bir arada geçireceğim bir gün hayal ederken sadece birinci derece yakılaramızın geldiği bir nikah töreni yaptık. Ama her ne olursa olsun sağlıklı nefes aldığımız bir günde yeni bir hayata 'evet' dedik. Bu, çok değerli." ifadelerini kullandı.
Balayı planını önce sosyal izolasyonu korumak için orman kampına çevirdiklerini söyleyen Özer, bu kararı aldıktan 4 saat sonra şehir dışına çıkışların yasaklandığını anlattı. Nikahın kıyıldığı günün akşamı da sokağa çıkma kısıtlaması geldiğini ifade eden Özer, "Balayında yapabildiğimiz en büyük aktivite balkona çıkmak oldu." dedi.
"Nikahtan 2 gün sonra mesaiye başladım"
Hemşire Özer, nikahın ardından arkadaşlarını görebilmek için görev yaptığı hastaneye gelinliğiyle gidip onlarla mutluluğunu paylaştığını belirterek, "Hayalimiz, bugünü arkadaşlarımızla geçirebilmekti. Nikahın hemen ardından eşimle görev yaptığım hastaneye geldik. Sosyal mesafeyi koruyarak ve gerekli tedbirleri alarak kutladık. Bu mutlu anımda sarılmadan da bir arada olmak mutuluk vericiydi." sözleriyle duygularını dile getirdi.
Özer, dünyanın zor günlerden geçtiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ama pandeminin insanlığa kattığı önemli şeyler olduğuna inanıyorum. Kendi adıma, pandemi süreci hayatta her şeyin ertelenebileceğini, bir tek yaşamın ve anların ötelenmemesi gerektiğini öğretti.
Anladım ki insanlar birbirini sevdikten sonra tüm hayaller ertelenebilir veya rafa kaldırılabilirmiş, önemli olan tek şey sağlık ve mutlulukta saklıymış. Bugün hala nefes alıyorsak ve sevdiklerimiz yanımızdaysa hayatın verebileceği en önemli şeylere fazlasıyla sahibiz demek.
Nikahtan 2 gün sonra mesaiye başladım. Çünkü bugünlerin, bir balayı çiftine değil görev başında sağlıklı personele ihtiyaç günü olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı bir dünya en büyük temennim. Sağlık için lütfen evde kalın ki bizler de sizin için sağlıkla görev yapabilelim."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com