Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut Limanı'ndaki büyük patlamaya tepki olarak düzenlenen protestolar üzerine 10 Ağustos'ta istifa eden Hassan Diyab hükümetinin yerine yeni kabineyi oluşturma görevini dün ülkenin Berlin Büyükelçisi Mustafa Edib'e verdi.
Lübnan'da Büyükelçi Mustafa Edib hükümeti kurmakla görevlendirildiSiyasi gruplar arasındaki çeşitli ihtilaflar nedeniyle normalde hükümet kurma süreçlerinin çok uzun sürdüğü Lübnan'da bu sefer çalışmaların hızlı işlemesinin arkasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un baskıları olduğu yorumları yapılıyor.
AA muhabirine konuşan Lübnanlı uzmanlar da bu süreçte Fransa-İran arasında varılan bir anlaşmanın etkili olduğu değerlendirmesinde bulundu.
"Fransa Lübnan'a vaatlerden başka bir şey vermiyor"Siyasi analist Tony Ebu Necm, Mustafa Edib'in söz konusu iki ülke arasında varılan bir anlaşma sonucu hükümeti kurmakla görevlendirildiğini söyledi.
ABD'nin Beyrut'taki büyükelçisinin, Lübnan'da hükümeti kurma çalışmalarında Fransa'nın sunduğu önerilerin kendilerini ilgilendirmediğine dair açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Ebu Necm, "Elde ettiğim bilgilere göre, Arap ülkeleri de bu isme olumlu bakmıyor. Fransa, Lübnan'daki çıkarları için İran ile bir kapı açmış durumda." dedi.
Fransa'nın Akdeniz'de petrol ve gaz aramak için Lübnan topraklarındaki rolünü güçlendirmeye çalıştığının altını çizen Ebu Necm, şöyle devam etti:
"Fransa ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimlerde kaybetmesi ve İran ile nükleer anlaşmanın yeniden sağlanması durumunda Fransız şirketlerinin İran'la anlaşmalar yapacağı yönündeki vaatleriyle Tahran ve Hizbullah'ı rahatlatmaya çalışıyor."
Ebu Necm, Lübnan'da Mustafa Edib başbakanlığında kurulacak hükümetin, daha önce Hizbullah ve siyasi müttefiklerinin destekleriyle kurulan Hassan Diyab hükümetinden farklı olmayacağını savunarak, yeni hükümetin yine Hizbullah kontrolünde olacağını ancak bu kez Sünni kesimin de onayından geçeceğini ifade etti.
Fransa'nın Lübnan'da temel bir rol üstlenme gücünde olmadığını kaydeden Ebu Necm, "Fransa, Lübnan'a vaatlerden başka bir şey vermiyor. Fransa'nın Lübnan'ı ekonomik çöküşten kurtarmak veya yeniden imar etmek için maddi gücü yok." diye konuştu.
Lübnan'a finansal kapıları açacak anahtarların ABD ve Körfez'deki Arap ülkelerinin elinde olduğunu aktaran Ebu Necm, Washington'un Uluslararası Para Fonu'na (IMF) söz geçirdiğini, Körfez'deki yönetimlerin de servet sahibi olduklarını, ancak Fransa'nın elinde bir şey olmadığını belirtti.
Ebu Necm, Mustafa Edib'in kabinesini oluşturma aşamasında Macron'un bir rol alabileceği iddialarına ilişkin ise, "Macron'un ziyareti ekonomik ya da siyasi olarak hiçbir şey ifade etmiyor. Bizler de İran ve Hizbullah için daha fazla tavizler verecek değiliz." dedi.
"Fransa Türkiye'nin rolünü engellemeye çalışıyor"Lübnanlı siyaset uzmanı Munir er-Rabih de Edib'in, Fransa-İran anlaşması sonucunda hükümeti kurmakla görevlendirildiği görüşünü paylaştı.
Rabih, "Öncelikle Hizbullah, Mustafa Edib seçeneğine hiç itiraz etmedi. Ayrıca İran, ABD'nin Tahran'a yönelik yaptırımlarına karşı ve Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'yle (UNIFIL) ilgili sergilediği tutumların yanı sıra Hizbullah'a açılımları karşısında Fransa'ya Lübnan'da bir jest yapmış oldu." ifadelerini kullandı.
Lübnan konusunda Fransa ile ABD arasında bir görüş farklılığı olduğuna dikkati çeken Rabih, "Fransızlar, temel ortak olarak gördüğü Hizbullah ile iş birliğine gitmenin gerektiğini savunuyor. Fransızlar aynı zamanda geçen 100 yılda Hristiyan Marunilerin siyasetiyle yürüttükleri Lübnan'a yönelik nüfuzlarını şimdi de Şiilerin siyasetiyle devam ettirmek istiyorlar. Fransızlar ayrıca, Sünnilerle de ilişkilerini bozmuyorlar." dedi.
Rabih, Fransa'nın bu adımlarla Türkiye'nin bölgedeki rolünü engellemeye çalıştığına vurgu yaparak, "Fransızlar, bir taraftan İran ve Hizbullah ile ilişkilerini güçlü tuttuğu gibi Türkiye'ye karşı tutumuyla da Araplardan destek almaya çalışıyor." diye konuştu.
Fransızların attığı bu adımın ABD tarafından onaylanmadığını savunan Rabih, Washington'un Hizbullah'ı terör örgütü olarak tanımladığını ve örgüte yönelik yaptırımlarını sürdürdüğünü, dolayısıyla ABD'nin bu anlaşmada yer almasına ihtimal vermediğini dile getirdi.
Aslında Fransızların ABD'lilerin başkanlık seçimleriyle meşguliyetini fırsata çevirdiğini söyleyen Rabih, "ABD yönetimi, şartlarından geri adım atmadan Fransa'nın yaptıklarına seyirci kalıyor." dedi.
Rabih, Hizbullah'ın, ABD'nin şartları doğrultusunda tavizler vermesi halinde Fransa'nın yaptığı anlaşmanın Washington tarafından onaylanabileceğini ifade etti.
"Lübnanlıların kalıntıları üzerinde varılan bir anlaşma"Lübnanlı siyasi analist Tony Bouloss ise Mustafa Edib'in hükümeti kurmakla görevlendirilmesini, Macron ile İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani'nin Lübnan'la ilgili görüşmelerinden çıkan bir Fransa-İran anlaşması olarak değerlendirdi.
Hükümeti kurma çalışmalarına ilişkin gelişmeleri, Beyrut Limanı'ndaki şiddetli patlamanın ardından "Lübnanlıların kalıntıları üzerinde varılan bir uluslararası anlaşma" olarak nitelendiren Bouloss, şunları kaydetti:
"Bu, Lübnan'daki siyasi duruma yamadan başka bir şey değildir. Mevcut siyasi grupların karşılayamadığı halkın beklentileri için kalıcı çözüm olamaz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com