USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Lübnan'ın en yoksul kenti Trablusşam'dan terör örgütü DEAŞ'a katılımlar artıyor

Ekonomik krizle boğuşan Lübnan'ın ikinci büyük kenti olan Trablusşam'dan Irak'taki terör örgütü DEAŞ'a katılımın son dönemlerde arttığı bildiriliyor.

Lübnan'ın en yoksul kenti Trablusşam'dan terör örgütü DEAŞ'a katılımlar artıyor
25-01-2022 16:21
Google News
Trablus

Lübnan'da 2019'dan beri devam eden ekonomik krizden en çok etkilenen yerler arasında ülkenin liman kentlerinden Trablusşam öne çıkıyor.

Ancak önemli bir limana sahip olan Trablusşam, bol narenciye ve bereketli tarım arazilerine rağmen ülkenin neredeyse en fakir bölgesi konumunda bulunuyor.

Dünya Bankası'nın 2017'de yayınlandığı bir raporda 500 bin nüfusa sahip Trablusşam, Akdeniz'in en fakir liman kenti olarak tanımlanmıştı. O dönemki raporda kentteki vatandaşların günlük geliri 2 doları geçmiyordu.

Trablusşam'daki gençlerin radikal fikirleri internet üzerinden benimsediği, sosyal medya ve internetin yanı sıra PUBG gibi oyun platformları üzerinden örgütlendikleri ifade ediliyor.

Lübnan'daki gençlerin, Irak'taki DEAŞ'a katılımlarına ülkedeki Hizbullah ve Suriye'deki Esed rejiminin kolaylık sağladığı öne sürülüyor.

Lübnan İçişleri Bakanı Besam Mevlevi, 13 Ocak'ta katıldığı bir televizyon programında, Trablusşam'dan 37 gencin Irak ve Suriye'deki terör örgütü DEAŞ'a katıldığını söylemişti.

AA muhabiri, DEAŞ'a katılan gençlerin aileleri, kentin önde gelen din adamı, insan hakları temsilcisi ve gazetecilerle görüşerek örgüte katılımın nedenlerini araştırdı.

"Oğlum 5 yıl ceza aldığı için bir yerde çalışamıyordu"

Kentin dışında harabe bir evde yaşayan 60 yaşındaki Um Ala, yıl başından birkaç gün önce oğlunun bir sabah aniden ortadan kaybolduğunu ifade etti.

Oğlu Ömer'in evden ayrılışı ve kaybolması üzerinden birkaç gün geçtikten sonra bilinmedik yabancı bir numara üzerinden kendisine telefon geldiğini aktaran Um Ala, "Telefondaki oğlumdu. Çok kısa bir konuşmamız oldu; sağlığının yerinde olduğunu ve iyi olduğunu söyledi ve telefon kapandı." ifadelerini kullandı.

Um Ala'nın verdiği bilgilere göre numaranın hangi ülke koduna ait olduğunu çıkaramadığını, durumu direkt emniyete bildirdiğini söyledi.

DEAŞ'ın ismini dile getirmekten kaçınan Um Ala, telefon görüşmesinden sonra oğlunun Irak'a gittiği yönünde emniyetten birilerinin kendisine bilgi verdiğini kaydetti.

Ömer'in daha önce terör nedeniyle 5 yıl hapis yattığını ve daha sonra serbest bırakıldığını kaydeden Um Alan, "Ancak emniyet güçleri peşini bırakmıyordu. Küçük bir olay dahi olsa onu sürekli sorguya çağırıyorlardı. Oğlum 5 yıl ceza aldığı için bir yerde çalışamıyordu. En medeni hakkını da elinden almışlardı." dedi.

"Son birkaç ayda 40 genç Irak'a gitti"

Kentin önde gelen sivil toplum kuruluşları arasında yer alan Tutuklu Hakları Merkezi Direktörü Muhammed es-Sabluh'a göre genel olarak ülkenin ve özellikle Trablusşam'ın kötüleşen ekonomik durumu ve artan işsizlik nedeniyle gençlerin Irak'a gidip radikal gruplara katıldığını söyledi.

Sabluh'a göre kendisiyle son birkaç ay içerisinde görüşen yaklaşık 40 ailenin oğullarının Irak'a gittiğini belirterek durumun araştırılması ve evlatlarının akıbeti için merkezlerine geldiğini kaydetti.

Herkesin merak ettiği sorunun "gençlerin Trablusşam'dan Suriye rejiminin denetimindeki bölgeler üzerinden nasıl Irak'a ulaştığıdır" diyen Sabluh, "Gençler, terörle mücadele ettiğini iddia eden Suriye rejiminin elinde tuttuğu bölgelerden geçip Irak sınırına ulaşıyor. Ardından sınırda herhangi bir kontrol olmadan Irak'ın farklı bölgelerine gidiyorlar." ifadelerini kullandı.

Irak'taki DEAŞ'a katılımın arkasındaki nedenlere dair Sabluh, şunları söyledi:

"Yokluk ve işsizlik bu işin en büyük nedeni. Ancak bunların içerisindeki başka bir önemli sebep ise sistematik olarak kentin ihmal edilmesi. Aynı zamanda güvenlik birimlerinin gençlere yaklaşımı ve onların terörle suçlanmasıdır. Güvenlik güçleri, sürekli bir şekilde gençlere yönelik bir baskı uyguluyor. Sık sık ifade ve sorgu için merkeze çağrılıyor. Gençler kendilerine yönelik asılsız iddialarla suçlanmaktan korkuyor."

Ailelerin kendilerine verdiği bilgileri aktara Sabluh, "Gençler Irak'a vardıktan sonra tespit edilemeyen uluslararası telefon numaraları üzerinden bir yaçda 2 defa aileleriyle temasa geçti." diye konuştu.

Sabluh, gençleri Irak'a neyin sürüklediğinin ortaya çıkarılması gerektiğini kaydetti.

"Trablusşam'da 15 ila 22 yaş arasında 33 genç kayboldu"

Trablusşam'ın önde gelen din adamlarından Şeyh Nebil Rahim, gençlerin kaybolmasının ardından ülkedeki siyasi partiler ve güvenlik güçleriyle uzun bir süredir koordineli bir şekilde çalışıyor.

Gençlerin kaybolması ve Irak'a gitmesine ilişkin elindeki bilgileri paylaşan Rahim, "Trablusşam'da yaşları 15 ila 22 arasında değişen toplamda 33 genç kayboldu. Bazılarının kesin olarak Irak'a vardığını öğrendik. Aileleri onlarla irtibata geçti. 2'sinin öldüğünü söylediler ancak diğerlerinden haber yok." değerlendirmesinde bulundu.

Gençlerin radikal fikirleri internet üzerinden benimsediğini belirten Rahim, bunların sosyal medya ve internetin yanı sıra PUBG gibi oyun platformları üzerinden de örgütlendiklerini kaydetti.

Rahim, sorunun çözülmesi gençlerin kaçışını engellemek ve emniyet baskısını ortadan kaldırmak için Dar Fetva çatısı altında siyasi liderler ve güvenlik güçleriyle birçok toplantı yaptıklarını aktardı.

Irak'taki radikal gruplara katılımın hangi kara güzergahından yapıldığına da değinen Rahim, Hizbullah'ın elinde tuttuğu Lübnan'ın Bekaa bölgesinden Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelerden geçip Irak sınırına varıldığını belirtti.

İsim vermeden Hizbullah imasından bulunan Rahim, "Lübnan'daki geçmiş tecrübelerimize binaen, ülkedeki bir parti kendi hedefleri için gençlerin Irak'a geçişine kolaylık sağlıyor." iddiasında bulundu.

Rahim, Lübnan'dan Irak'taki radikal gruba katılımın ise yine aynı parti tarafından daha sonra Sünnilerin kriminalize edilmesi için bir siyasi propaganda olarak kullanıldığını belirtti.

"Trablusşam'ı teröre sponsor olan bir kenti gibi göstermeye çalışıyorlar"

Trablusşamlı bir gazeteci olan Suheyb Cevher'e göre gençlerin Irak'a gönderilmesinin arkasında kenti ve ülkedeki Sünnilerin imajını hedef alan Hizbullah yer alıyor.

"Hizbullah ve onun uydusunda olan siyasi partiler, seçim öncesi DEAŞ'ın adını sürekli zikredip terör korkusu salmak istiyor." diyen Cevher, Hizbullah'ın ülkedeki popülaritesinin azaldığını, seçimlerdeki oy kaybının farkında olduğunu ve bunun için Trablusşam üzerinden DEAŞ varlığını gündeme getirmeye çalıştığını savundu.

Cevher, "Hizbullah ve ülkeyi bu hale getiren müttefikleri, Trablusşam'ı teröre sponsor olan bir kent gibi göstermeye çalışıyor." dedi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ