Beyrut
Lübnanlı uzmanlar, 17 Ekim'den bu yana devam eden gösteriler sebebiyle ülkede sivil itaatsizliğe gidilip gidilmeyeceği konusunu tartışıyor.
Saad el- Hariri hükümetini istifa ettiren protestocular, ülkede bundan sonra teknokrat bir hükümet kurulmasını talep ediyor. Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Hizbullah, Emel Hareketi, Özgür Yurtseverler Hareketi, politikacılar ve teknokratlar, karma bir hükümet kurulmasından yana.
Bu durumun sokağa bir yansıması olarak Hizbullah ve Emel Hareketi yanlıları, 24 Kasım'da Beyrut'un işlek meydanlarından Riyad es-Sulh ve Fuad Şehab köprülerini trafiğe kapatan göstericilere saldırmış, olayda 10 gösterici yaralanmıştı.
Hükümet meselesine ek olarak, protestocular ayrıca erken seçime gidilmesi, çalınmış devlet paralarının iadesi, iktidarda yolsuzluğa bulaşanların hesap vermesi, iktidardaki geri kalan kişilerin ise görevden ayrılmasını talep ediyorlar.
Sınırlı itaatsizlik
Lübnanlı akademisyen Ahmed Havace, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lübnan'ın sivil itaatsizlik benzeri bir durum yaşadığını, bankaların nadiren açıldığını, kamu dairelerinin önünde her gün oturma eylemleri yapıldığına işaret etti.
Havace, "Ekonomik heyetlerin perşembe, cuma ve cumartesi günleri için grev çağrısında bulunması bir tür sınırlı itaatsizliktir. Ancak son günlerde yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında sokağın kontrolden çıkma ve taraflar arasında çatışma yaşanması korkusu hala devam ediyor." diye konuştu.
"Sivil itaatsizlik olmadan bir devrim, devrim değildir"
Lübnanlı yazar İmad eş-Şedyak da "Sivil itaatsizlik olmadan bir devrim, devrim değildir. Sivil itaatsizlik isyancıların sahadaki duruşlarını güçlendirmek adına atılan bir adımdır." dedi.
Sivil itaatsizliğin yasalara uymayı, devlet hazinesine gidecek vergi ve harçları ödemeyi reddetmek anlamına geldiğini ifade eden Şedyak, "Lübnan halkı sivil itaatsizlik yönünde bir adım atarsa, artık protestoların seyri başka bir aşamaya geçecek. Şu anda yolları kapatmak bu elit siyasilerde işe yaramıyor." diye konuştu
"Halk sivil itaatsizliğin ne olduğunu bilmiyor"
Lübnan'da halkın sivil itaatsizliğin ne olduğu bilmediğini savunan Şedyak, şöyle devam etti:
"Sivil itaatsizlik sadece bazen askeri müdahale ile sonuçlanan yolları kapatmak gibi eylemler değildir. Sivil itaatsizlik hazinenin kaynaklarını azaltarak fon kaynaklarını kurutmak ve otoriteye yaptırım uygulamaktır. Bu adım kesinlikle devrime olumlu katkı sunacaktır ve devlet kendini tehdit altında hissedecektir."
Lübnan'ın içinde bulunduğu durum sivil itaatsizliğe uygun değil
Siyasi analist Tarık Terşişi ise "Sivil itaatsizliğin anlamı ve amacı tanımlanmalıdır. Sivil itaatsizlik vatandaşın devlete fayda sağlayacak herhangi bir şeyi eylemde bulunmaması, devleti sıkıştıracak şekilde vergi ve harçları ödemekten kaçınmasıdır." dedi.
Lübnan'ın sivil itaatsizliğe doğru kayması ihtimaline ilişkin de Terşişi, ülkenin içinde bulunduğu durumun sivil itaatsizlikle uyumlu olmadığını ve sivil itaatsizliğe bir yönelişin olup olmayacağının da belirsizliğini koruduğunu ifade etti.
Lübnan'ın sadece uzlaşı ile yönetilebileceğine dikkati çeken Terşişi, "Bütün Lübnanlılar, bazılarının sokağı siyasileştirme çabalarına rağmen halk hareketini ve taleplerini destekliyorlar." dedi.
Lübnan, iç savaşın yaşandığı 1975 ile 1990'dan bu yana ekonomik krizden bir türlü kurtulamadı. Ülkede ekonomik sorunların devam etmesi ve yeni vergiler nedeniyle 17 Ekim'de başlayan protestolar, teknokratlardan oluşan bağımsız küçültülmüş yeni bir hükümet kurulması talebiyle devam ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com