HABER MERKEZİ - ÖZEL
Bundan tam 73 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Trablusgarp’tan ulaşan bir dilekçe, bugün “Libya’da ne işimiz var” diyenlere tokat gibi bir cevap olarak, tarihin tozlu sayfaları arasından geldi.
18 Ocak 1947 tarihli, Muhammed Hassan Amir imzasını taşıyan belgede, aynen Hatay gibi Libya’nın da Türkiye topraklarına ilhakı için yardımcı olunması isteniyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yenilgiye uğrayan İtalyanlar, Trablusgarp’taki hakimiyetlerini de yitirince, bunun üzerine 1947’de, yani savaştan 2 yıl sonra Libya’dan Cumhurbaşkanlığı makamındaki İsmet İnönü’ye “İlhak” talebi geliyor.
Libya’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne katılması için gelen o talep ise İnönü yönetiminin çekingen politikaları sebebiyle arşivlere mahkum ediliyor.
Araştırmacı gazeteci, dikGAZETE.com yazarı Cengiz Han Güven (*) tarafından elde edilen belgede şu ifadeler yer alıyor:
"Türkiye Cumhurbaşkanı”na hitaben; “Sadakat duygularımızı teyid eder ve Libya’nın Türkiye’ye ilhakına taraftar bir parti kurulmasına müsaadelerini niyaz eylerim”
“Muhammed Hassan Amır” imzasını taşıyan tarihi belge, Dışişleri Bakanlığı tercümesi ile 22 Ocak 1947’de kayıt altına alınmış.
Cumhurbaşkanlığı tarafından kayda alınıp, arşive atılması yerine, eğer o günlerde bu talep karşılık bulmuş olsaydı, aynen Hatay’da olduğu gibi o tarihlerde toplam nüfusunun üçte birini oluşturan Türk nüfusu sayesinde bir referandumla Libya da bugün Türkiye sınırları dahilinde idi.
CHP GENEL BAŞKANI VE CUMHURBAŞKANI İNÖNÜ, GEREĞİNİ YAPMAK YERİNE KULAĞININ ÜZERİNE Mİ YATTI...
İşgal edilerek kopartılan Libya’nın Türkiye’ye katılmasından çok, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne katılması politikasını güden, dönemin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) değişmez Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, “Libya’nın ilhakı için yardımcı olunması” talebi üzerine, Atatürk gibi gerekeni yapmak yerine, kulağının üzerine yatmış ve Libya, kendi kaderine terk edilmişti.
ATATÜRK, “LİBYA’DA NE İŞİMİZ VAR!..” DEMEDİ...
1911 yılında İtalyanlar’ın saldırarak işgal ettiği Libya için “Bizim orada ne işimiz var” demeyip Trablus Cephesi’ne, İtalyanlar’a karşı savaşmak için gönüllü giden Atatürk’ün ardından Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı olan İnönü, Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşan “İlhak için yardımcı olunması talebi” karşısında, kaybedilen toprakları kazanmak yerine, dışarıya değil daha çok iç siyasete yönelik farklı politikalar gütmüştü.
.
dikGAZETE.com
(*) CENGİZ HAN GÜVEN YAZILARI İÇİN TIKLAYIN...
https://www.dikgazete.com/profil/53/cengiz-han-guven