Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "OHAL’in uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı değildir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Olağanüstü Hal Uygulaması’na (OHAL) ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye siyasi tarihinde onlarca kere OHAL ilan edildiğini, bu OHAL’lerin aşağı yukarı tamamının millete karşı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bu sefer uyguladığı OHAL’in 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı devleti ve milleti korumak için devletin kendi içerisinde hareket kabiliyetini artırmak için uygulanacak bir OHAL olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Milletimizin hiçbir şekilde günlük hayatı olumsuz manada etkilenmeyecektir. Temel hak ve özgürlükler konusunda en ufak bir geri adım atılmayacaktır. Ayrıca Türkiye’nin demokratik standartları bakımından da en ufak bir geriye gidiş söz konusu olmayacaktır. Yine aynı şekilde Türkiye’nin ekonomik faaliyetleri anlamında da bütün ekonomik sistem işlemeye devam ediyor. Serbest piyasa koşullarına hiçbir şekilde müdahale söz konusu değildir. Böyle bir şey mevzu bahis bile değildir."
Kurtulmuş, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de OHAL’in uygulanmasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi arasında bir çelişkinin olmadığını vurguladı. "OHAL’in uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı değildir" diyen Kurtulmuş şunları kaydetti:
"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi, OHAL’i gerektiren koşullar çerçevesinde üye ülkenin, taraf ülkenin bu maddeye istinaden OHAL’i uygulayabileceği ve buradan İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerini eksiltebileceğini ya da hukuki tabirle askıya alabileceğini söylüyor. Bizim söylediğimiz budur. Aynen bizim gibi birçok ülkede en son Fransa’da teröre karşı OHAL ilan etmekle birlikte bu 15. maddeden kaynaklanan haklarını kullanacağını Avrupa Konseyi’ne bildirmişti. Şimdi biz de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesindeki haklarımızı kullanacağımızı, yani bu OHAL süresince bizim buradaki yükümlülüklerimizi askıya alacağımızı ya da bunları eksilteceğimizi Avrupa Konseyi’ne bildiriyoruz. Mesele bundan ibarettir. OHAL, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle çelişmez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti ve üye, taraf ülkelere de kendi kanunları, kendi anayasaları çerçevesinde OHAL ilan ederlerse böyle bir imkanı, OHAL kullanma imkanını vermektedir. Ayrıca sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi değil, BM Siyasi ve Hukuki Haklar Sözleşmesi’nin 4. maddesi de Türkiye’nin ya da herhangi bir ülkenin kendi hukuk sistemi mevzuatına uygun olarak OHAL ilan etmesine müsaade ediyor. Bunun açıklanmasında büyük bir fayda gördüğüm için bir kere daha bunun açıklıyorum. OHAL’in uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı değildir."
Türkiye’de üç aylık bir OHAL ilanı yapıldığını kaydeden Kurtulmuş, "Ümit ederiz ki en kısa sürede bu OHAL’i gerektirecek durum ortadan kalkar ve Türkiye yeniden normal süreç içerisine girer. Bu süre içerisinde ne kadar uygularsak, bir-bir buçuk ay bilemiyorum, ama en kısa zamanda bunu bitirerek Türkiye’de OHAL’i ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Hedefimiz aylar-yıllar boyunca sürecek olan bir OHAL uygulaması değildir" diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya kalmış olduğu olağanüstü bu yüksek darbe tehdidi teşebbüsüne karşı devletin içerisindeki gerekli düzenlemeleri yaparak, Türkiye’de bir daha darbe tehdidinin ortada asla olmayacağı bir düzenin kurulmasını sağlamak ve bu darbe teşebbüsünün içerisinde, yanında, sağında, solunda olan herkesten millet adına bunun hesabını sormak için OHAL’i uygulamaya koyduklarını ifade ederek, "Bu konuda yapılan spekülasyonlar yersizdir. En ufak insan hakları, temel hak ve özgürlüklerden geriye dönüş olmayacak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan bir ülke olarak o sözleşmeden kaynaklanan haklarımızı kullanacağız" şeklinde konuştu.
(İHA)
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Olağanüstü Hal Uygulaması’na (OHAL) ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye siyasi tarihinde onlarca kere OHAL ilan edildiğini, bu OHAL’lerin aşağı yukarı tamamının millete karşı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bu sefer uyguladığı OHAL’in 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı devleti ve milleti korumak için devletin kendi içerisinde hareket kabiliyetini artırmak için uygulanacak bir OHAL olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Milletimizin hiçbir şekilde günlük hayatı olumsuz manada etkilenmeyecektir. Temel hak ve özgürlükler konusunda en ufak bir geri adım atılmayacaktır. Ayrıca Türkiye’nin demokratik standartları bakımından da en ufak bir geriye gidiş söz konusu olmayacaktır. Yine aynı şekilde Türkiye’nin ekonomik faaliyetleri anlamında da bütün ekonomik sistem işlemeye devam ediyor. Serbest piyasa koşullarına hiçbir şekilde müdahale söz konusu değildir. Böyle bir şey mevzu bahis bile değildir."
Kurtulmuş, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de OHAL’in uygulanmasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi arasında bir çelişkinin olmadığını vurguladı. "OHAL’in uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı değildir" diyen Kurtulmuş şunları kaydetti:
"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi, OHAL’i gerektiren koşullar çerçevesinde üye ülkenin, taraf ülkenin bu maddeye istinaden OHAL’i uygulayabileceği ve buradan İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerini eksiltebileceğini ya da hukuki tabirle askıya alabileceğini söylüyor. Bizim söylediğimiz budur. Aynen bizim gibi birçok ülkede en son Fransa’da teröre karşı OHAL ilan etmekle birlikte bu 15. maddeden kaynaklanan haklarını kullanacağını Avrupa Konseyi’ne bildirmişti. Şimdi biz de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesindeki haklarımızı kullanacağımızı, yani bu OHAL süresince bizim buradaki yükümlülüklerimizi askıya alacağımızı ya da bunları eksilteceğimizi Avrupa Konseyi’ne bildiriyoruz. Mesele bundan ibarettir. OHAL, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle çelişmez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti ve üye, taraf ülkelere de kendi kanunları, kendi anayasaları çerçevesinde OHAL ilan ederlerse böyle bir imkanı, OHAL kullanma imkanını vermektedir. Ayrıca sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi değil, BM Siyasi ve Hukuki Haklar Sözleşmesi’nin 4. maddesi de Türkiye’nin ya da herhangi bir ülkenin kendi hukuk sistemi mevzuatına uygun olarak OHAL ilan etmesine müsaade ediyor. Bunun açıklanmasında büyük bir fayda gördüğüm için bir kere daha bunun açıklıyorum. OHAL’in uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı değildir."
Türkiye’de üç aylık bir OHAL ilanı yapıldığını kaydeden Kurtulmuş, "Ümit ederiz ki en kısa sürede bu OHAL’i gerektirecek durum ortadan kalkar ve Türkiye yeniden normal süreç içerisine girer. Bu süre içerisinde ne kadar uygularsak, bir-bir buçuk ay bilemiyorum, ama en kısa zamanda bunu bitirerek Türkiye’de OHAL’i ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Hedefimiz aylar-yıllar boyunca sürecek olan bir OHAL uygulaması değildir" diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya kalmış olduğu olağanüstü bu yüksek darbe tehdidi teşebbüsüne karşı devletin içerisindeki gerekli düzenlemeleri yaparak, Türkiye’de bir daha darbe tehdidinin ortada asla olmayacağı bir düzenin kurulmasını sağlamak ve bu darbe teşebbüsünün içerisinde, yanında, sağında, solunda olan herkesten millet adına bunun hesabını sormak için OHAL’i uygulamaya koyduklarını ifade ederek, "Bu konuda yapılan spekülasyonlar yersizdir. En ufak insan hakları, temel hak ve özgürlüklerden geriye dönüş olmayacak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan bir ülke olarak o sözleşmeden kaynaklanan haklarımızı kullanacağız" şeklinde konuştu.
(İHA)