USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

Kurtulmuş: Türkiye'deki mevcut vesayetçi sistem hep darbelere zemin hazırladı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'deki mevcut vesayetçi sistemin hep darbelere zemin hazırladığını belirterek, "Şimdi 16 Nisan'da bu vesayetçi sistemi tarihe gömüyoruz" dedi.

Kurtulmuş: Türkiye'deki mevcut vesayetçi sistem hep darbelere zemin hazırladı
26-03-2017 19:11
Google News

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'deki mevcut vesayetçi sistemin hep darbelere zemin hazırladığını belirterek, "Şimdi 16 Nisan'da darbelerin zeminini hazırlayan bu vesayetçi sistemi tarihe gömüyor, tarihin çöplüğüne atıyor, bir daha dirilmemek üzere geride bırakıyoruz." dedi.

AK Parti Esenler İlçe Teşkilatının Esenler Kültür Merkezi'nde düzenlediği STK buluşmasında konuşan Kurtulmuş, referandum kampanyası kapsamında 5-6 haftadır Türkiye'nin her tarafını gezdiğini söyledi.

Kampanya ilerledikçe 'evet' oylarının yükseldiğini gördüğünü aktaran Kurtulmuş, "Evet oyları, 16 Nisan'da en yüksek seviyesine çıkacak. Bu kampanyada milletimiz niye evet dediğini iyi biliyor. Evet ile beraber milletimiz, Türkiye'nin eski sistemin hangi hastalıklarından kurtulacağını, hangi yanlışlarını bırakacağını anlıyor, görüyor ve 'evet'e daha fazla sarılıyor." diye konuştu.

Kurtulmuş, 16 Nisan ile mevcut sistemin yanlış, sakat, hasta taraflarının geride bırakılacağını, yeni Türkiye'nin güçlü yönetim modelinin kapısının açılacağını ve ülkenin ayaklarındaki prangalardan kurtulmasını sağlayacaklarını belirtti.

Halk oylamasının parti, belediye veya milletvekili seçimi olmadığını anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Başbakan, Cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Bu seçimde milletimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini seçiyoruz. İnşallah Türkiye, yeni ve güçlü istikametinde seçimini yapacaktır. Bu seçime sadece üç hafta kaldı. Sizler tamam. Ama komşularınız, ahbaplarınız, dünürleriniz, bir sürü tanıdıklarınız var. Şimdi, üç hafta içinde tek tek, kapı kapı dolaşarak herkese ulaşarak Esenler'de tarih yazacak bir sonuç çıkması için çalışacağız. Bu üç haftayı iyi değerlendireceğiz. Çünkü Türkiye'nin tarihi bir dönüm noktasıdır."

Bu sistemin niçin değişmek zorunluluğu olduğunun tüm millet tarafından bilindiğine dikkati çeken Kurtulmuş, durduk yerde anayasa değişikliğinin ortaya çıkmadığını ve laf olsun diye de bu değişikliği gerçekleştirmediklerini dile getirdi.

1980 anayasasının bugüne kadar 18 defa değiştirildiğini anlatan Kurtulmuş, "Yamalı bir bohçaya dönmüş. Türkiye'yi, bu aziz milleti taşımıyor. Milletin hedeflerini, hayallerini asla karşılamıyor. Hele hele bir de sistemin hastalıklarıyla bırak milleti taşımayı, milletin ayaklarında pranga oluyor. Bunlardan kurtulmak için Türkiye'yi gerekli yere taşıyacak yeni bir anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Tam da bunları yapmak mecburiyetindeydik." ifadelerini kullandı.

"Bir daha dirilmemek üzere geride bırakıyoruz"

"Bu sistem vesayetçi bir sistemdir" diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sistem çatışmacı bir sistemdir. Bu sistem, 1950'den itibaren alındığı zaman 2017'ye kadar 67 yıl. 67 yılın şöyle bir muhasebesine bakalım. Sonuç ne? Bu sistemin üstündeki yüküne rağmen Türkiye ileriye gitti. Bakmayın son 15 yılda bir istikrar var. Bu istikrarla beraber Türkiye yönetiliyor. Ama bu 67 yılda 5 tane darbe oldu. 6-7 darbe girişimi oldu. En sonuncusu 15 Temmuz'da bu inançlı millet, göğsünü siper ederek, yumruklarıyla tanklara, tüfeklere karşı çıktı. Allah milletimizden razı olsun. Ama sistem vesayetçi bir sistem olduğu için Türkiye'de maalesef hep darbelere zemin hazırladı. Şimdi 16 Nisan'da darbelerin zeminini hazırlayan bu vesayetçi sistemi tarihe gömüyor, tarihin çöplüğüne atıyor, bir daha dirilmemek üzere geride bırakıyoruz."

67 yılda hükümetlerle kurum ve kuruluşlar arasında kavgalar yaşandığına dikkati çeken Kurtulmuş, 25 günlük hükümetlerin olduğunu, 94 yıllık cumhuriyetin ortalaması alındığında 17 ayda bir hükümetlerin kurulduğunu hatırlattı. Geçmişteki Güneş Motel uygulamalarına değinen Kurtulmuş, yapılan pazarlıklar neticesinde hükümetlerin kurulduğunu kaydetti.

Meclis'te birinci partinin başkanına değil, vesayetçi sistemin sahiplerinin üçüncü partinin genel başkanına başbakanlık verdiğine tanık olunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Evet sandık da ortada vardı ama maalesef milletin istedikleri değil, arka kapalı odada, eski Türkiye'yi yöneten bir elin parmak sayısını geçmeyen karanlık adamların istedikleri şekilde yönetildi ülke. Şimdi bu vesayetçi sistemi geride bırakıyoruz. Bu sistemin özetine baktığınız zaman 68 siyasi parti kapatılmış. Siyasi yasaklılar olmuş. Sayın Cumhurbaşkanımız, 'muhtar bile olamaz' denilerek siyasi yasaklı hale getirilmiş. AK Parti kurulmuş, doğal lideri olan Tayyip Erdoğan, partinin başında ama başbakan olamıyor. Çünkü, siyasi yasaklı. Türkiye bunları geride bıraktı. Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçiminde de bu vesayetçi sistemi hep gördü." değerlendirmesinde bulundu.

"Yeni sistem için 'evet' diyoruz"

"Bu vesayet sistemini arkada bırakıyoruz." ifadesini kullanan Kurtulmuş, artık bu vesayet sistemini ağır bir yük olarak sırtımızda taşımamamız gerektiğini bunun için de 16 Nisan'da sandık başına giderek gönül rahatlığıyla 'evet' oyunu vererek vesayetten kurtulması gerektiğini dile getirdi.

Bir daha kapalı kapılar ardından "Ahmet Bey mi, Mehmet Bey mi?" hesabının yapılmayacağını, ayrıca kimin hükümet olacağının belli olacağını ve koalisyon pazarlığının da olmayacağını söyleyen Kurtulmuş, "Er meydanında kazanamayan, sandık meydanında kazanmayan bir daha bu milleti yönetemeyecek, yönetmeye kalkmayacak. Vesayetten kurtulmak için bu millet evet diyecek. İkincisi ise yönetimde çift başlılık. Çift başlılıktan çok çektik. Bununla ilgili onlarcasını anlatabilirim. Anadolu'da bir laf vardır. Çatal çomak toprağa saplanmaz. Sistem kötü olduğu için ülke yönetilemez olmuştur. Aynı ailede anne bir tarafa, baba bir tarafa gitse çocukların nereye gittiğini anlayamazsınız. Dolayısıyla yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırmak için inşallah 16 Nisan'da evet diyoruz." dedi.

Kurtulmuş, yönetimde bütün yetkilerin Cumhurbaşkanlığında olacağını, bunun ise tek adamlık gibi bir uygulama getirmediğini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bir şahıs için getirilmediğini aktardı.

Davanın, Tayyip Erdoğan ve AK Parti meselesi olmadığını, meselenin bir memleket ve Türkiye meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu mesele Türkiye'nin geleceği meselesidir. Bu salondaki küçük çocuklarımız, torunlarınız için evet diyeceğiz. Yönetimde bu çift başlılığı kaldıracağız. Tek adam, tek adam diyorlar ya. Peki Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel tek adam değil miydi? Daha önce Türkiye'yi yöneten Cumhurbaşkanları aynı anayasanın 104'üncü maddesini kullanmadılar mı? Esasında, tek adam şu andaki anayasadaki yetkilerdir. Böyle bir şey olabilir mi? Çok yetkisi var, hiç sorumluluğu yok. Dünyanın neresinde böyle yönetim var? Tam tersine biz mevcut 1980 anayasasının tek adamlığını ortadan kaldırmak için yetkili ve sorumlu bir cumhurbaşkanlığı ortaya koyuyoruz. Böylece yönetimde çift başlılığı da ortadan kaldırıyoruz." diye konuştu.

Siyasi istikrarsızlığı ortadan kaldırmak ve ekonomik krizleri önlemek için bu sisteme ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, "Eski sistemi çöp tenekesine atıyoruz. Yeni sistemi için 'evet' diyoruz. Yeni sistemle yolumuza devam ediyoruz." dedi.

Dışarıdaki müdahaleler

Kurtulmuş, Türkiye'de çok seçim yapıldığını, anayasa referandumu gerçekleştirildiğini ve Türkiye'nin demokratik standartları çok yüksek bir ülke olduğunu ancak şimdilerde dışarıda müdahaleler tanık olunduğunu belirtti.

"Türkiye'de ilk defa bir seçime müdahale eden davetsiz misafirleri oldu" diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Önce Avusturya Dışişleri Bakanı, 'Biz Erdoğan ve arkadaşlarını Avrupa'da görmek istemiyoruz' dedi. Ardından Almanlar aynı şeyi söyledi. Hollanda'da aynı şeyler söylendi. Bizim arkadaşlarımızın, milletvekillerimizin ve bakanlarımızın 'evet' propagandası yaparlar korkusuyla vatandaşlarla buluşması engellendi. Rotterdam'daki o geceyi hiç unutmadık. O resimleri hiç unutmayın. Vatandaşımızı yere yatırmışlar, üzerine itlerini saldırmışlar. Çocukcağızın bacağını it ısırmış. Sonradan öğrendik ki Hollanda kendi vatandaşına bunu yapmış. Türkiye bunları yaşadı. Yetmedi baktılar hayır cephesi yavaş. Hayır geride kalıyor, bu sefer de gazetelerini devreye soktular. Gördünüz İsviçre'nin büyük bir gazetesi, Cumhurbaşkanımızın büyük bir resmini koyuyor ve kocaman bir hayır yazmış. Çok şükür ki, Türkçe'yi öğreniyorlar. Ya adama sormazlar mı sana ne? Hayır dese de benim milletim diyecek, evet dese de benim milletim evet diyecek. Biz İsviçre'ye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirmiyoruz ki. Korku dağları bekler diye bir söz var Türkçe'de güçlü ve büyük Türkiye'den korkuyorlar."

Türkiye'de halkın ve hükümetin üzerinde siyasi baskı oluşturmak için Alman İstihbaratının başındaki adamın teamüllere aykırı bir şekilde '15 Temmuz'u FETÖ'nün yaptığına ikna olmadık' dediğini hatırlatan Kurtulmuş, "FETÖ'nün bunu yaptığına ikna olmanız için 250 kardeşimizin şehit olması yetmedi de 250 bin kardeşimiz mi şehit olmalıydı? Yetmedi, bu sefer, gördünüz İsviçre'nin başkenti Bern'de 100-150 kişilik bir grup 'Türkiye'de referanduma hayır' mitingi yaptı. Yapan kim? PKK, PYD, DHKP-C ve diğer sol örgütler. Etrafında polis kordonu. Koskoca bir sahne. Cumhurbaşkanımızın bir resmi ve 'Erdoğan'ı öldürün.' Terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK'ya destek veriyorlar. Polislerle bunları koruma altına alıyorlar. Bunu bu millet kabul eder mi? Ne kadar çok Türkiye düşmanı varsa, ne kadar ipini koparmış varsa, ne kadar çok büyük Türkiye idealinden rahatsız olan varsa hayır cephesini tahkim etmeye çalışıyor. Söyledikçe CHP'li arkadaşlar sözü tersinden anlıyorlar. 'Her hayır diyen teröristtir' demiyoruz. 'Her hayır diyen Türkiye düşmanıdır' demiyoruz. Ama hayır diyenlerin arasında, Türkiye düşmanları ve terör grupları da var diyoruz. İkisi farklı şeylerdir." görüşünü dile getirdi.

16 Nisan'ın Türkiye düşmanlarına hadlerinin bildirileceği bir tarih olduğuna değinen Kurtulmuş, sandıklardan tüm Türkiye karşıtlarının duyabileceği bir "evet" çıkması gerektiğini kaydetti.

Kurtulmuş, sandıklardan güçlü bir 'evet'in çıktığını duyması gereken ayrı bir adresin daha olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Öyle bir evet diyeceksiniz ki Stuttgart, Rotterdam, Bern herkes duyacak. Kandil'dekiler duyacak. Başka neresi duyacak? Pensilvanya duyacak. O zaman hazırsanız hep beraber evet diyeceğiz. Yeni Türkiye için evet. Güçlü Türkiye, geleceğimiz için, çocuklarımız için, torunlarımız için, büyük Türkiye için, evet. Allah yolumuzu açık etsin. Geleceğimizi aydınlık etsin."

Programda Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da düşmanların üzüleceği, dostların ise sevineceği bir sonucun çıkmasını arzuladıklarını söyledi.

AK Parti Esenler İlçe Başkanlığının tertip ettiği program, Göksu'nun Kurtulmuş'a ebru üzerine çalışılmış özel bir tablo takdimiyle sona erdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ