Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yerli ve milli milletvekili’ istiyorum açıklamalarını eleştirenlere cevaben, “Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte şimdi burada söylüyorum; bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerim de Zaza kardeşlerim de yerlidir, millidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 11. Muhtarlar Toplantısı’na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada seçilmişlerin, atanmışlara göre önde olduğunu belirterek, “Beni de vatandaş seçti sizi de vatandaş seçti. Onun için seçilmişin, atanmışla farkı var. Bana göre seçilmişler atanmışların önündedir. Bulardan hareketle teröre karşı mücadeleyi bıkmadan, usanmadan beraber vereceğiz. Aksi takdirde bu teröristlere bu ülkeyi biz bırakamayız. Bu mücadeleyi sonuna kadar yılmadan, usanmadan sürdürecek verecek ve beklediğimiz o huzura da inşallah kavuşacağız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN BİRLİK VE BERABERLİK, KALKINMA HAMLESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANIYOR”
‘12 yıllık dönemde demokrasiden, alt yapıya kadar her alanda çok önemli kalkınma hamleleri gerçekleştirdik’ diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözülemez nice meseleyi çözdük. Üstesinden gelinemez denilen nice sorunun üstesinden geldik. Yapılan nice işi, projeyi hayata geçirdik. Terör meselesini milletimizin hayatından tamamen çıkarmak için de demokratik açılım olarak başlattığımız daha sonra milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam ettiğimiz ardından çözüm süreci olarak bunu taçlandıralım diye umudumuzu en yüksek noktaya çıkardığımız bir dönemde maalesef terör örgütü ve onun temsilcisi durumunda olan siyasi yapılanma bu işi hep istismar ettiler. Tüm bu çalışmaları milletin rızasını alarak adım adım yürüttük. Suriye başta olmak üzere bölgemizden yaşanan olaylar ile sürecin siyasi muhatabı gerekli iradeyi ortaya koyamamaları terörü yeniden hortlattı. Tabi biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri bu amaçla oynanan oyunları gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberlik, kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor. Terör de tehditler sindirdiği bölge insanının mağduriyeti pahasına üstüne biçilen rolü oynuyor. Ancak ideolojisi gereği uyguladığı tüm vahşete rağmen terör örgütü bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı. İnşallah bulamayacak. Terör örgütü bölge insanına da alçakça saldırıyor, dün gördünüz bir zırhlı araca roket zırhlı aracı sıyırıyor bir eve. O evde de 9 yaşında ki bir yavru maalesef şehit oluyor. Aile yaralanıyor. Şimdi bunun bedelini biz bunlara ödetmek durumdayız. Ambulansları, itfaiye araçlarını, okullarını, iş yerlerini, evleri yakan bir örgütün o bölge için bölge halkı için mücadele etmesi mümkün mü? Terör örgütü sadece insanlığın sadece ülkenin değil, aynı zamanda milletimizin tüm fertleri ile birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır.”
“KÜRT KARDEŞLERİM DE, ZAZA KARDEŞLERİM DE YERLİDİR, MİLLİDİR BU ÜLKENİN, BU VATANIN ÖZ EVLADIDIR”
İstanbul’da yaptığı mitingde ‘Yerli ve milli milletvekili istiyorum’ açıklamalarına getirilen eleştirilere cevap veren Erdoğan, “ Yerlilik kimdir? Millilik nedir? gibi tartışmalar başladı. Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte şimdi burada söylüyorum; bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerim de, Zaza kardeşlerim de yerlidir, millidir bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır. Tıpkı Türk, Türkmen kardeşlerimiz gibi Arap, Boşnak, Laz, Abaz, Roman kardeşlerim gibi. Terör örgütü ile bir defa burada çok büyük farklılıklar var. Çünkü o vatandaşlarım benim bu ülkenin değerleri ile ne yapıyorlar maal oluyorlar. Ama terör örgütü kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir. Bu ülkenin ve milletin bir parçası asla değildir. Hangi adla ve kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine bütünlüğüne kast edenler bu vatanda ait değildir. İsterse parlamentonun içinde olsun” şeklinde konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTÜNE DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK DESTEK VEREN YAYIN ORGANLARININ SAHİPLERİ DE BU TAVIRLARIYLA YERLİ OLMADIKLARINI GÖSTERİYORLAR”
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Hamburg’da toplantı yapıyorlar. Hamburg’da ki toplantıda Japonya’nın bayrağı asılı ama orada Türk Bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu. Kimi aldatıyorsunuz? Sizin milletle de sorununuz var, bayrakla da sorununuz var, vatanla da sorununuz var. Kimi aldatıyorsunuz? Bunların hepsinin farkındayız, A’dan Z’ye biliyoruz. Eylemleri ve söylemleri ile terör örgütüne sütrü olanlar canileri gizlemeye aklamaya çalışanlar taşıdıkları kimlik ne olursa olsun yerli de olmazlar milli de olamazlar. Terör örgütüne doğrudan ve dolaylı olarak destek veren yayın organlarının sahipleri de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösteriyorlar. Buna karşılık nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun tavrıyla, tutumuyla en önemlisi de kalbiyle bu coğrafyadan, bu milletten kopmuş olanları yerli ve milli olarak göremeyiz. Onlar gönülleri nereye meyil ediyorsa yaptıkları işlerle nereye hizmet ediyorsa işte oraya aittirler. Son vatanımız Anadolu ve Trakya’nın son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin istiklali, istikbali için çalışanlar, kalbini ve imkanlarını bunun için teksif edenler yerlidir, millidir. Küresel sistemi bilmek tanımak anlamak elbette gereklidir önemlidir. Asıl önemli olan bu birikimi kendi ülkeniz, milletiniz için kullanabiliyor olmanızdır. Ne bu coğrafyanın ne de bu milletin imkanlarını küresel sistemin emrine verenler ne de güya milliyetçilik adına ırkçılık yapanlar yerli olamaz, milli kabul edilemez. Türküm diyebilirsin en tabi hakkındır ama Türkçüyüm dersen ayrımcısın. Kürdüm diyebilirsin bu senin en tabi hakkın ama Kürtçüyüm dersen ayrımcılık yapmış olursun. Lazım, Boşnağım diyebilirsin ama Lazcılık yaparsan, Boşnakçılık yaparsan ayrımcı olursun. Bizi yaratan Allah, biz sizi kavimler halinde yarattık diyor. Üstünlük kavimle değil, ırkla değil Allah’a kim daha yakın ise en üst odur. Yerlilik ve millilik köken ötesi, meşrep ötesi siyasi her türlü farlılıklar ötesi bir anlayıştır. Bunu idrak edemeyenler meseleyi günlük siyasetin parametreleri içine hapsederek ihtiyaç duyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini zehirliyorlar. Eğer mesele siyasi rekabetse, siyasi mücadeleyse ben bundan asla kaçmadım, kaçmam. Ömrümün 40 yılı bu mücadele ile geçti.”
“YERLİLİĞİN VE MİLLİLİĞİN SOMUT TEZAHÜRLERİ OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ RABİA’MIZA SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Memleket meselesi söz konusu olduğu yerde, 78 milyonun hep birlikte diğer tüm farklılıkları bir kenara bırakıp yekvücut olabilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Tek kalp olarak çarpabilmeli, tek yumruk halinde hareket edebilmeliyiz. Aksi takdirde bu ülkeyi dar ederler. Demokrasimizi, ekonomimizi, altyapımızı sürekli daha ileriye taşıma mecburiyetindeyiz. Türkiye Balkanlar’dan Asya’ya kadar uzanan bir coğrafyanın unutmayın ümididir, ışık kaynağıdır, rehberidir. Birliğimizin, beraberliğimizin, geleceğimizin teminatı bu içinde bulunduğunuz vizyondur, birliktir, beraberliktir. Aman bundan taviz vermeyelim. Kendi içimize kapanmak bizi güçlü kılmaz, tersine zayıflatır her türlü tehdide ve tehlikeye açık hale getirir. Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil tam tersine büyük fotoğraf içinde ki yerimizi doğru olarak görmek demektir. Biz büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak, büyük projeler üretmek zorundayız. Varlığımızı koruyabilmemizin hedeflerimize ulaşabilmemizin tek yolu budur. Terör örgütü ve yapılan eylemler işte bu vizyondan uzaklaştırma amacı taşıyor. Biz bu tuzağa Allah’ın izniyle düşmeyeceğiz. Asla sorumluluklarımızı ve hedeflerimizi unutmayacağız. Bunun için yerliliğin ve milliliğin somut tezahürleri olarak kabul ettiğimiz Rabia’mıza sıkı sıkıya sahip çıkacağız” diye konuştu.
(İHA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 11. Muhtarlar Toplantısı’na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada seçilmişlerin, atanmışlara göre önde olduğunu belirterek, “Beni de vatandaş seçti sizi de vatandaş seçti. Onun için seçilmişin, atanmışla farkı var. Bana göre seçilmişler atanmışların önündedir. Bulardan hareketle teröre karşı mücadeleyi bıkmadan, usanmadan beraber vereceğiz. Aksi takdirde bu teröristlere bu ülkeyi biz bırakamayız. Bu mücadeleyi sonuna kadar yılmadan, usanmadan sürdürecek verecek ve beklediğimiz o huzura da inşallah kavuşacağız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN BİRLİK VE BERABERLİK, KALKINMA HAMLESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANIYOR”
‘12 yıllık dönemde demokrasiden, alt yapıya kadar her alanda çok önemli kalkınma hamleleri gerçekleştirdik’ diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözülemez nice meseleyi çözdük. Üstesinden gelinemez denilen nice sorunun üstesinden geldik. Yapılan nice işi, projeyi hayata geçirdik. Terör meselesini milletimizin hayatından tamamen çıkarmak için de demokratik açılım olarak başlattığımız daha sonra milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam ettiğimiz ardından çözüm süreci olarak bunu taçlandıralım diye umudumuzu en yüksek noktaya çıkardığımız bir dönemde maalesef terör örgütü ve onun temsilcisi durumunda olan siyasi yapılanma bu işi hep istismar ettiler. Tüm bu çalışmaları milletin rızasını alarak adım adım yürüttük. Suriye başta olmak üzere bölgemizden yaşanan olaylar ile sürecin siyasi muhatabı gerekli iradeyi ortaya koyamamaları terörü yeniden hortlattı. Tabi biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri bu amaçla oynanan oyunları gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberlik, kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor. Terör de tehditler sindirdiği bölge insanının mağduriyeti pahasına üstüne biçilen rolü oynuyor. Ancak ideolojisi gereği uyguladığı tüm vahşete rağmen terör örgütü bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı. İnşallah bulamayacak. Terör örgütü bölge insanına da alçakça saldırıyor, dün gördünüz bir zırhlı araca roket zırhlı aracı sıyırıyor bir eve. O evde de 9 yaşında ki bir yavru maalesef şehit oluyor. Aile yaralanıyor. Şimdi bunun bedelini biz bunlara ödetmek durumdayız. Ambulansları, itfaiye araçlarını, okullarını, iş yerlerini, evleri yakan bir örgütün o bölge için bölge halkı için mücadele etmesi mümkün mü? Terör örgütü sadece insanlığın sadece ülkenin değil, aynı zamanda milletimizin tüm fertleri ile birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır.”
“KÜRT KARDEŞLERİM DE, ZAZA KARDEŞLERİM DE YERLİDİR, MİLLİDİR BU ÜLKENİN, BU VATANIN ÖZ EVLADIDIR”
İstanbul’da yaptığı mitingde ‘Yerli ve milli milletvekili istiyorum’ açıklamalarına getirilen eleştirilere cevap veren Erdoğan, “ Yerlilik kimdir? Millilik nedir? gibi tartışmalar başladı. Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte şimdi burada söylüyorum; bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerim de, Zaza kardeşlerim de yerlidir, millidir bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır. Tıpkı Türk, Türkmen kardeşlerimiz gibi Arap, Boşnak, Laz, Abaz, Roman kardeşlerim gibi. Terör örgütü ile bir defa burada çok büyük farklılıklar var. Çünkü o vatandaşlarım benim bu ülkenin değerleri ile ne yapıyorlar maal oluyorlar. Ama terör örgütü kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir. Bu ülkenin ve milletin bir parçası asla değildir. Hangi adla ve kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine bütünlüğüne kast edenler bu vatanda ait değildir. İsterse parlamentonun içinde olsun” şeklinde konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTÜNE DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK DESTEK VEREN YAYIN ORGANLARININ SAHİPLERİ DE BU TAVIRLARIYLA YERLİ OLMADIKLARINI GÖSTERİYORLAR”
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Hamburg’da toplantı yapıyorlar. Hamburg’da ki toplantıda Japonya’nın bayrağı asılı ama orada Türk Bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu. Kimi aldatıyorsunuz? Sizin milletle de sorununuz var, bayrakla da sorununuz var, vatanla da sorununuz var. Kimi aldatıyorsunuz? Bunların hepsinin farkındayız, A’dan Z’ye biliyoruz. Eylemleri ve söylemleri ile terör örgütüne sütrü olanlar canileri gizlemeye aklamaya çalışanlar taşıdıkları kimlik ne olursa olsun yerli de olmazlar milli de olamazlar. Terör örgütüne doğrudan ve dolaylı olarak destek veren yayın organlarının sahipleri de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösteriyorlar. Buna karşılık nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun tavrıyla, tutumuyla en önemlisi de kalbiyle bu coğrafyadan, bu milletten kopmuş olanları yerli ve milli olarak göremeyiz. Onlar gönülleri nereye meyil ediyorsa yaptıkları işlerle nereye hizmet ediyorsa işte oraya aittirler. Son vatanımız Anadolu ve Trakya’nın son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin istiklali, istikbali için çalışanlar, kalbini ve imkanlarını bunun için teksif edenler yerlidir, millidir. Küresel sistemi bilmek tanımak anlamak elbette gereklidir önemlidir. Asıl önemli olan bu birikimi kendi ülkeniz, milletiniz için kullanabiliyor olmanızdır. Ne bu coğrafyanın ne de bu milletin imkanlarını küresel sistemin emrine verenler ne de güya milliyetçilik adına ırkçılık yapanlar yerli olamaz, milli kabul edilemez. Türküm diyebilirsin en tabi hakkındır ama Türkçüyüm dersen ayrımcısın. Kürdüm diyebilirsin bu senin en tabi hakkın ama Kürtçüyüm dersen ayrımcılık yapmış olursun. Lazım, Boşnağım diyebilirsin ama Lazcılık yaparsan, Boşnakçılık yaparsan ayrımcı olursun. Bizi yaratan Allah, biz sizi kavimler halinde yarattık diyor. Üstünlük kavimle değil, ırkla değil Allah’a kim daha yakın ise en üst odur. Yerlilik ve millilik köken ötesi, meşrep ötesi siyasi her türlü farlılıklar ötesi bir anlayıştır. Bunu idrak edemeyenler meseleyi günlük siyasetin parametreleri içine hapsederek ihtiyaç duyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini zehirliyorlar. Eğer mesele siyasi rekabetse, siyasi mücadeleyse ben bundan asla kaçmadım, kaçmam. Ömrümün 40 yılı bu mücadele ile geçti.”
“YERLİLİĞİN VE MİLLİLİĞİN SOMUT TEZAHÜRLERİ OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ RABİA’MIZA SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Memleket meselesi söz konusu olduğu yerde, 78 milyonun hep birlikte diğer tüm farklılıkları bir kenara bırakıp yekvücut olabilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Tek kalp olarak çarpabilmeli, tek yumruk halinde hareket edebilmeliyiz. Aksi takdirde bu ülkeyi dar ederler. Demokrasimizi, ekonomimizi, altyapımızı sürekli daha ileriye taşıma mecburiyetindeyiz. Türkiye Balkanlar’dan Asya’ya kadar uzanan bir coğrafyanın unutmayın ümididir, ışık kaynağıdır, rehberidir. Birliğimizin, beraberliğimizin, geleceğimizin teminatı bu içinde bulunduğunuz vizyondur, birliktir, beraberliktir. Aman bundan taviz vermeyelim. Kendi içimize kapanmak bizi güçlü kılmaz, tersine zayıflatır her türlü tehdide ve tehlikeye açık hale getirir. Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil tam tersine büyük fotoğraf içinde ki yerimizi doğru olarak görmek demektir. Biz büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak, büyük projeler üretmek zorundayız. Varlığımızı koruyabilmemizin hedeflerimize ulaşabilmemizin tek yolu budur. Terör örgütü ve yapılan eylemler işte bu vizyondan uzaklaştırma amacı taşıyor. Biz bu tuzağa Allah’ın izniyle düşmeyeceğiz. Asla sorumluluklarımızı ve hedeflerimizi unutmayacağız. Bunun için yerliliğin ve milliliğin somut tezahürleri olarak kabul ettiğimiz Rabia’mıza sıkı sıkıya sahip çıkacağız” diye konuştu.
(İHA)