07-12-2015 19:23
AK Parti ve Hüda-Par Diyarbakır il başkanlıkları tarafından, tarihi Kurşunlu Camii’nin yakılmasına tepki gösterildi. AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, tarihi eser ve doğa tahribatlarına tahammüllerinin kalmadığını belirtti. Hüda-Par Diyarbakır İl Başkanlığı ise İslam’ın şiarlarına saldıran zihniyeti lanetlediklerini açıkladı.
AK Parti ve Hüda-Par Diyarbakır il başkanlıkları tarafından, tarihi Kurşunlu Camii’nin yakılmasına tepki gösterildi. Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, diğer ismi Fatih Paşa olan caminin Diyarbakır halkı için maneviyatının çok yüksek olduğunu belirterek, “Caminin yangınını söndürmeye giden polise ve itfaiyeye ateş açılması vahameti daha da arttırmıştır. Bundan önce de Diyarbakır için tarihi öneme sahip olan dört ayaklı minare zarar gördü. Öyle görünüyor ki Suriçi gibi tarihe beşik etmiş bir yerde tarihi eserler zarar görme tehditleri ile karşı karşıya. Biz bu konu da defalarca çağrı yaptık. Ama maalesef bu sorunlar halen devam ediyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesi başta olmak üzere esnafın çok ciddi bir şekilde mağdur olduğunu net bir şekilde görüyoruz, Bu tarihi eserlerimiz ciddi oranda zarar görüyor ve Diyarbakır’da göçler de başlamıştır. bütün bu yaşanan olaylar bizi derinden üzmektedir” dedi.
Şiddet ve hendeklerin Kürt sorununun çözümüne katkı sağlamayacağını aktaran Akar, şunları kaydetti:
“Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, derhal hendek kazma olayları terk edilmeli ve bir an önce halkın istediği kamu düzenin sağlanmalı. Diyarbakır halkının ve bütün kamuoyunun beklentisi bu yöndedir. Bizim artık ne asker ne polis ne de sivil vatandaş ölümleri ile tarihi eser ve doğa tahribatlarına tahammülümüz kalmadı.”
“MÜSLÜMAN KÜRT HALKINDAN ÖZÜR DİLENMELİDİR”
Konuya ilişkin Hüda-Par İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise özetle şu ifadelere yer verildi:
“PKK’nın çatışmaları şehir merkezlerine taşımasıyla birlikte bir bütün olarak halk mağdur olmakta, masum çocuklar katledilmekte, hastalar hastanelerde tedavi edilememekte, hayvanlar dahi zarar görmektedir. Tarihi mekanlarımız ve İslam’ın şiarları olan camiler, medreseler, hamamlar mevzi ve karargah olarak kullanılmaktadır. Sivil halkın bulunduğu mekanlara hendekler kazmak, barikatlar kurmak, bomba düzenekleri yerleştirmek, mayınlar döşemek ve roketatarlar kullanmak halkımızın maddi ve manevi olarak mağdur olmasına neden olmaktadır. Bugüne kadar çatışmaların durması, silahların susması veya en azından çatışmaların şehir merkezi dışına taşınması hakkında tüm sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, kanaat önderleri ve bölgenin dinamikleri gerekli uyarıları yaptı. Ama maalesef bu uyarılar dikkate alınmadı. Halkın benimsemediği, destek vermediği, sahiplenmediği öz yönetim ilanlarının yapılması ve hendeklerin kazılması ekonomik olarak bölge esnafını iflasın eşiğine getirdiği gibi halkımızın temel hak ve hürriyetlerini de kısıtlamaktadır. Tarihi Kurşunlu Camii ve Paşa Hamamı’nın mevzi olarak kullanılması ve bomba düzeneklerinin yerleştirilmesi sonucunda polisin operasyonları gerekçe gösterilerek yakılmıştır. Hendeklerin olması, iş makinelerinin yakılması nedeniyle yollar kapatılmış olup itfaiye zamanında yangına müdahale edememiştir. Camilerimize karşı bu fiili işleyenler bu yaptıkları saldırılardan derhal vazgeçip Müslüman Kürt halkından özür dilemelidir.”
(İHA)
AK Parti ve Hüda-Par Diyarbakır il başkanlıkları tarafından, tarihi Kurşunlu Camii’nin yakılmasına tepki gösterildi. Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, diğer ismi Fatih Paşa olan caminin Diyarbakır halkı için maneviyatının çok yüksek olduğunu belirterek, “Caminin yangınını söndürmeye giden polise ve itfaiyeye ateş açılması vahameti daha da arttırmıştır. Bundan önce de Diyarbakır için tarihi öneme sahip olan dört ayaklı minare zarar gördü. Öyle görünüyor ki Suriçi gibi tarihe beşik etmiş bir yerde tarihi eserler zarar görme tehditleri ile karşı karşıya. Biz bu konu da defalarca çağrı yaptık. Ama maalesef bu sorunlar halen devam ediyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesi başta olmak üzere esnafın çok ciddi bir şekilde mağdur olduğunu net bir şekilde görüyoruz, Bu tarihi eserlerimiz ciddi oranda zarar görüyor ve Diyarbakır’da göçler de başlamıştır. bütün bu yaşanan olaylar bizi derinden üzmektedir” dedi.
Şiddet ve hendeklerin Kürt sorununun çözümüne katkı sağlamayacağını aktaran Akar, şunları kaydetti:
“Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, derhal hendek kazma olayları terk edilmeli ve bir an önce halkın istediği kamu düzenin sağlanmalı. Diyarbakır halkının ve bütün kamuoyunun beklentisi bu yöndedir. Bizim artık ne asker ne polis ne de sivil vatandaş ölümleri ile tarihi eser ve doğa tahribatlarına tahammülümüz kalmadı.”
“MÜSLÜMAN KÜRT HALKINDAN ÖZÜR DİLENMELİDİR”
Konuya ilişkin Hüda-Par İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise özetle şu ifadelere yer verildi:
“PKK’nın çatışmaları şehir merkezlerine taşımasıyla birlikte bir bütün olarak halk mağdur olmakta, masum çocuklar katledilmekte, hastalar hastanelerde tedavi edilememekte, hayvanlar dahi zarar görmektedir. Tarihi mekanlarımız ve İslam’ın şiarları olan camiler, medreseler, hamamlar mevzi ve karargah olarak kullanılmaktadır. Sivil halkın bulunduğu mekanlara hendekler kazmak, barikatlar kurmak, bomba düzenekleri yerleştirmek, mayınlar döşemek ve roketatarlar kullanmak halkımızın maddi ve manevi olarak mağdur olmasına neden olmaktadır. Bugüne kadar çatışmaların durması, silahların susması veya en azından çatışmaların şehir merkezi dışına taşınması hakkında tüm sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, kanaat önderleri ve bölgenin dinamikleri gerekli uyarıları yaptı. Ama maalesef bu uyarılar dikkate alınmadı. Halkın benimsemediği, destek vermediği, sahiplenmediği öz yönetim ilanlarının yapılması ve hendeklerin kazılması ekonomik olarak bölge esnafını iflasın eşiğine getirdiği gibi halkımızın temel hak ve hürriyetlerini de kısıtlamaktadır. Tarihi Kurşunlu Camii ve Paşa Hamamı’nın mevzi olarak kullanılması ve bomba düzeneklerinin yerleştirilmesi sonucunda polisin operasyonları gerekçe gösterilerek yakılmıştır. Hendeklerin olması, iş makinelerinin yakılması nedeniyle yollar kapatılmış olup itfaiye zamanında yangına müdahale edememiştir. Camilerimize karşı bu fiili işleyenler bu yaptıkları saldırılardan derhal vazgeçip Müslüman Kürt halkından özür dilemelidir.”
(İHA)
