İSTANBUL(AA) - Küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla Grönland'a giden İklim Aksiyon Takımı'ndan oluşan 3 kişilik Türk ekibin üyelerinden Engin Hınçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, takım olarak daha önce bu çapta bir organizasyon yapmadıklarını anlatarak, takım üyelerinden Ebru Caymaz'ın önerisiyle Grönland'a gitme fikrinin doğduğunu söyledi.
Bunun üzerine çalışma arkadaşları ve birlikte gittikleri ekipteki Ebru Caymaz ve Müge Erinanç'la organizasyon ve planlama çalışması yaptıklarını, bunları yaparken de kendilerine destek veren ve çevre konusunda hassasiyet gösteren sponsor firmayla tanıştıklarını aktaran Hınçer, şöyle konuştu:
"Amacımız, küresel ısınmaya dikkat çekmek iklim değişikliğiyle alakalı farkındalık yaratmak, insanları biraz olsun bilgilendirmek, bilinçlendirmektir. Geleceğimiz için çocuklarımızın, torunlarımızın, dünyanın geleceği için neler yapılabilir diye düşündük. Buradayken nasıl etkilendiğimizi çok fark edemiyoruz. Fakat yerine gittiğinizde oradaki insanları, yaşamı gördüğünüzde yıllar içinde neler değiştiğini gördüğünüzde aslında çok şeyin olduğunu ve olacağını anlıyorsunuz."
Hınçer, kış şartlarında orada dalış gibi aktivitelerin zor olduğuna işaret ederek, "Orada ilk önce en Kuzey bölgesinde bulunan ve yaşam koşullarının, ulaşımın çok zor olduğu 635 kişinin yaşadığı Qaanaaq'a gittik. Burası sadece yılda 2-3 ay, buzların erimesinin ardından geminin gelip burada yaşayan insanların bütün ihtiyaçlarını bırakıp gittiği ve bir daha gelemediği bir yer. Oradaki buzla kaplı vadiye, köpeklerle çekilen kızakla, biraz daha kuzeye doğru 5 saatlik yolculukla gittik. Bu bölge 23 saat tamamen karanlık 1 saat de hafif alaca karanlık olan bir yer." diye konuştu.
"Buzların erimesi oldukça hızlandı"Kuzeydeki gezilerini tamamladıktan sonra daha güneye, Ilulissat denilen bölgeye geçtiklerini belirten Hınçer, "Orada donmuş bir deniz var ve deniz gittikçe içeriye çekiliyor. Bizim oradaki balıkçılardan edindiğimiz bilgilere göre bundan 20 sene önce tamamen buz tutmuş bir alandı ve insanlar buzu kırarak avcılık yapıyorlardı. Şimdi artık hiç buz tutmuş bir deniz yok. Dolayısıyla insanlar bundan etkileniyor. Mesela avcılık yapamayan insanlar denize açılmak zorunda kalıyorlar. Tekne sahibi olmak zorunda kalıyorlar." ifadelerini kullandı.
Hınçer, eskiden uzun yıllarda görülebilen erime miktarının şimdilerde 15-20 yıla kadar indiğini belirterek, buzulların erimesinin oldukça hızlandığını gözlemlediklerini vurguladı.
Buzulların erimesinin sadece Grönland'ı etkilemediğini, ilerleyen zamanlarda bazı bölgelerin sular altında kalacağı yönünde bilimsel tespitlerin olduğunu anımsatan Hınçer, Iceberg'lerin, kırıldıklarında ya da ters döndüklerinde o bölgenin insanlarını çok olumsuz etkilediğini anlattı.
Sisimiut bölgesinde de dalış faaliyetini yaptıklarını anlatan Hınçer, "Su altında da su üstünde de doğal yaşamı gözlemlerken canlı göremedik. Kutup ayısı, kurt, balina gibi herhangi bir canlı göremedik. Sadece bir kere yürüyüşümüz esnasında kutup tilkisinin ayak izlerini görebildik. " dedi.
Hınçer, Grönland'a gitmek için Danimarka'nın başkenti Kopenhag'a gitmek gerektiğini ifade ederek, "Danimarka'dan vize alma zorunluluğu var. Orada da Grönland'a gideceğinizi belirtmek gerekir çünkü orası için özel izin veriliyor. Vize almak biraz zor bir süreç oldu." diye konuştu.
"İlkleri başardık"Buzulların yıllar içindeki durumunu çok net gözlemleme şansı olduğu için Grönland'ı tercih ettiklerini anlatan Hınçer, bundan sonraki projelerinden birinin büyük yangınların meydana geldiği Avustralya'ya gitmek olduğunu söyledi.
Hınçer, Qaanaak bölgesine kış şartlarında giden "ilk" Türk ekibi olduklarını ifade ederek, "Yine oradaki buzulları köpeklerin çektiği kızaklarla geçen ve denizin arasında donmuş buz dağlarına tırmanan ilk Türk ekibi olduk. Yine o bölgede eksi derecelerde suya dalış yapan ilk Türk ekibi olduk. Bunlar bizim ilklerimizdi. İlkleri gerçekleştirdik." dedi.
Qaanaak'taki tek otelde dünyanın her yerinden gelen insanların haritaya işaret bıraktıklarını dile getiren Hınçer, ekip olarak o haritada boş olan Türkiye'nin üzerine de işaret koyduklarını söyledi.
Hınçer, bu ilkleri gerçekleştirirken takım bayraklarının yanında Türk bayrağını da yanlarında taşıdıklarını anlatarak, "Bunları her yerde, dağların tepesinde yürüyüş yaparken, suyun altında, buzulların üstünde kızaklarımızda açtık. Ülkemizi de bir yandan tanıtmış olduk. Türk bayrağını oralarda tanıtmaktan da gurur duyduk" diye konuştu.
"Turistik amaçlı 'nisandan sonra gelin' önerisi"Müge Erinanç da bölgenin yaşam koşulları anlamında zorlu olduğunu dile getirerek, turistik amaçlı gitmek isteyenlerin nisandan itibaren eylül ayına kadar gidebileceğini söyledi.
Bu mevsimde turistik amaçlı gidenlerin, buzullar arasında tekne turları, kar motorları ile yürüyüş gibi bir çok aktivite yapabildiğini ifade eden Erinanç, bölgenin ulaşım, konaklama ve yiyecek anlamında pahalı olduğu uyarısını da yaptı.