32 yaşındaki Kumru Konak, çok sevdiği mesleğini yapmak için İzmir’den Hakkari Yüksekova’ya Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak gitti. Mesleğinde bir yılını doldurmak üzereyken, evinde uyuduğu sırada yan binadaki inşaat harcının üzerine dökülmesi sonucu yatağa bağımlı kalan Kumru öğretmen, şimdi İzmir’deki ailesinin yanında evde tedavi görüyor.
ÇARE ALMANYA'DA Türkiye’de bilinci kapalı hastaları tedavi edecek kliniklerin olmaması sebebiyle kardeşini Almanya’daki bir klinikte tedavi ettirmek istediğini ifade eden Ali Ekber Konak, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden ‘yurt dışında tedavi için uygundur’ raporu aldı, ancak Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yurt dışında tedavi için uygun olmadığı raporunu verdi.
EVDE İLERLEME SAĞLANDI Kardeşinin sağlık durumunu, evdeki imkanlarla bile çok daha ileriye götürdüklerini, Almanya’daki tedavi ile mevcut durumundan daha iyi bir konuma gelebileceğini söyleyen Ali Ekber Konak, “Sağlık, adalet, güvenlik konusunda evinizde bile olsa güvende olmadığınızı görüyorsunuz” diye konuştu. İnşaat firması ile davalık olduklarını ancak hala sonuçlanmadığını da söyleyen Konak, "Ailesinin, sevdiklerinin, öğrencilerinin umutlarını çaldı. Ne uğruna? ‘3-5 metrekare daha kazanayım’ diye” dedi.
DİRİ DİRİ BETONA GÖMÜLDÜ Üzerine tüm harcın dökülmesi nedeniyle kardeşinin kollarını ve bacaklarını kullanamadığını söyleyen ağabey Ali Ekber Konak, Kumru öğretmenin başından geçen olayı şöyle anlattı: “Kardeşimin oturduğu evin yan binasında inşaat yapılırken, bitişik nizam inşaat yapıldığı için üç tarafına kolon çakıp dördüncü tarafı da Kumru öğretmenin duvarına yaslamışlar. Artık mikserin fazla basıncından mı yoksa döktükleri harçtan mı kaynaklı bilmiyoruz ama Kumru’nun duvarı patlıyor. Bütün harç Kumru’nun üstüne boca oluyor. İşçiler ilk başta ne olduğunu anlamıyor. Duvarın delindiğini ve harcın içeri doğru gittiğini anlıyorlar. Öncelikle inip kapıyı zorluyorlar. Kimse açmayınca tekrar 4. kata çıkıp Kumru’yu kendi çabalarıyla çıkarıyorlar. Kalbi durma noktasındayken hastaneye götürüyorlar. İlçe milli eğitim müdürünün yoğun çabasıyla helikopterle Van’da özel bir hastane getiriyorlar. Biz Van’da karşılaştık Kumru’yla ve 9 aylık bir yoğun bakım süreci oldu. Ardından eve gönderdiler.”
YURT DIŞINDA TEDAVİ ONAYI GELMEDİ Hakkari’nin, Kumru öğretmenin ilk görev yeri olduğunu belirten Konak, şöyle devam etti: “Daha birinci yılını doldurmamıştı. Biz kendi çabamızla Kumru’yu aldığımız noktanın çok önüne getirdik. Almanya’da bir kliniğin bilinci kapalı hastaları tedavi edebileceğini tespit ettik. Öncesinde orada yaşayan kuzenimle görüştük. Ege Üniversitesi’nden ‘yurtdışında tedavi edilebilir’ diye rapor aldık. Ancak Ankara Numune Hastanesi bize onay vermedi. Ama ben Almanya’ya gittim görüştüm. Hekim bana ‘evde bu kadarın yaptıysanız biz daha iyisini yaparız’ dedi. Biz hekimden neyi gördüysek ne kadarını becerebildiysek yapıyoruz. Kumru öğretmen emekli sandığına bağlı çalışan bir insan. Yani sosyal güvencesiyle gitmesi daha iyi bir şey ama sistem bir şekilde bir yerleri tıkıyor. Uygunluk vermeyince ileri gidemiyorsunuz. Biz ikinci basamakta kaldık.”
“EVİNİZDE BİLE GÜVENDE DEĞİLSİNİZ” Almanya’daki kliniğin 8 haftalık bir tedavi önerdiğini, 8 haftanın sonunda hastanın durumuna göre yeni bir tedavi sürecinin başlayabileceğini kaydeden Konak, bu tedavinin ilk aşamadaki maliyetinin ise Türk parasıyla 100 bin TL olduğunu belirtti. Tedavinin ilk aşamasında ağızdan beslenmenin sağlanabileceğini ve konuşabileceğini ifade eden Konak, Kumru öğretmen gibi yığınla insanın bu tip kazalara maruz kaldığını dile getirdi. Konak, “2 yıldır devam eden bir mahkeme sürecimiz var ama henüz sonuçlanmadı. O inşaat devam etti ve bitti. Başka bir yerde olsa devam eder miydi? Bir insanın hayatını umutlarını çaldı. Ailesinin, sevdiklerinin, öğrencilerinin umutlarını çaldı. Ne uğruna? ‘3-5 metrekare daha kazanayım’ diye. Söylenecek daha çok şey var ama ortada olan bir gerçek var; sağlık, adalet, güvenlik konusunda evinizde bile olsa güvende olmadığınızı görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
dikGAZETE.com