Türkiye'de Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerine projeler geliştiren Burak Mukaddes Mekanları Tanıtma ve Kültür Derneği, "Kudüs Kumbarası Projesi" kapsamında gençleri Kudüs'e götürüyor.
Burak Derneği, geçen yıl hayata geçirdiği "Kudüs Kumbarası" projesi kapsamında bugüne kadar 60 genci Kudüs'e götürdü.
Proje kapsamında geçen günlerde Kudüs'e düzenlenen tura katılan 10 genç de Kudüs ve çevresindeki mekanları ziyaret fırsatı buldu.
AA muhabirine proje hakkında bilgi veren Kudüs Kumbarası Proje Koordinatörü Gönül Ayyıldız, projeyi, "Bize yapacağınız en büyük yardım, buraya gelmenizdir." diyen Filistin halkının talebi ve Hazreti Muhammed'in Mescid-i Aksa hakkındaki sözleri doğrultusunda hayata geçirdiklerini anlattı.
Projenin Kudüs'e yaptığı ziyaretle başladığını ifade eden Ayyıldız, "Oraya gittiğim ilk gün, gördüğüm ilk andan itibaren içimden 'Eğer bir gün çok zengin olursam, imkanı olmayan gençleri Kudüs'e götüreceğim.' diye geçirdim. Sonra bu işi zenginliğe bırakmamaya, kimsenin başına yıkmamaya, gücüm nispetinde ayağa kalkmaya karar verdim. Projeyi hayata geçirmek için işin ehli olan Burak Derneği ile görüştüm ve bugün ortaya benim hayal ettiğimden çok daha güzel bir proje çıktı." diye konuştu.
"Gençleri oraya götürerek aydınlatabiliriz"Ayyıldız, proje kapsamında Kudüs'e gitmek isteyen 18-30 yaş arası gençlerin öncelikle "kuduskumbarasi.com" internet sitesi üzerinden form doldurması gerektiğini belirterek, şartları uyan kişilerle mülakat yaparak tura katılacakları belirlediklerini dile getirdi.
Amaçlarının özellikle genç insanları Kudüs konusunda bilinçlendirmek, Türkiye'den bölgeye giden insan sayısını artırmak olduğunu vurgulayan Ayyıldız, şu ifadeleri kullandı:
"Peygamber Efendimiz 'Gidin ve orada namaz kılın. Şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız, bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.' diye buyuruyor. Biz de bu buyruğa uyarak oraya gidiyoruz. Bugün Mescid-i Aksa'yı aydınlatmak için zeytin yağına ihtiyaç yok ama gençleri oraya götürerek aydınlatabiliriz. Çünkü bizler biliyoruz ki; Kudüs'ün aydınlanması, Mescid-i Aksa'nın ümmet ile dolup taşmasıyla mümkündür. Kudüs'ün aydınlanması, ümmet olarak maddi ve manevi oradaki kardeşlerimizin yanında olmamızla mümkündür."
"Sadece namaz kılıp Kur'an okumaya gitmemelisiniz"Proje kapsamında Kudüs'e giden öğrenci Selva Astan, geçen yaz pasaportunu çıkarttığında ilk gideceği yerin Kudüs olması için dua ettiğini söyledi.
Başvuru yaptığı Kudüs Kumbarası'nda yedek listede yer alması nedeniyle tatil için memleketine bilet aldığını belirten Astan, ancak koordinatör Ayyıldız'ın telefonu ile Kudüs'e gideceği müjdesini aldığını aktardı.
İlk yurt dışı gezisinde Filistin'e gittiği için çok mutlu olduğunu, hatta ağladığını anlatan Astan, şunları kaydetti:
"Kudüs'e gideceğimi öğrenen herkes mesaj attı. 'Dikkat et, ne işin var oralarda, kiminle gittin?' diyenler oldu. Mescid-i Aksa'nın kapısında silahlı İsrail askerleri var. Bu bir tehditten öte işgalin simgesi. Ancak gidilmeyecek, görülmeyecek bir yer değil ki. Ben insanlara 'Gidebildiğiniz noktaya kadar gidin Filistin'de.' diyorum. Gidip Kubbet-üs Sahra'nın avlusunda namaz kılın, zeytin ağaçlarının esintisini hissederek dua edin. Sadece namaz kılıp, Kur'an okumaya gitmemelisiniz. Filistinli esnafla muhabbet edip 'Kardeşim biz varız, yalnız değilsiniz.' demelisiniz. Mescid-i Aksa'nın içerisinde minik elleri tutun, onlarla oyun oynayın. Sırf bunu yapmaya bile değer."
"İçten sarılmaları kelimelerle anlatılacak bir olay değil"Üniversite öğrencisi İbrahim Haggı Yıldırım, yıllardır hayalini kurup dua ettiği Kudüs'ü görüp, toprağına ayak basmanın bambaşka bir duydu olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, üniversiteden bir arkadaşı sayesinde haberdar olduğu Kudüs Kumbarası'na başvurduğunda gidebileceğine pek ihtimal vermediğini ancak Kudüs’e gideceği haberi verildiğinde çok mutlu olduğunu ifade etti.
Kudüs'ün kendisi için çok önemli anlamlar içerdiğini belirten Yıldırım, "Kudüs, peygamberlerin yollarında yürüdüğü, insanlara Allah'ı anlattıkları, şehit oldukları, kabirlerinin bulunduğu, Hazreti Muhammed'in Miraç'a çıktığı, ferruh, güzide, mekanı mahsus olması ile her şeyi ifade ediyor." diye konuştu.
Kardeşliğin, yalnızca insanın yaşadığı çevrede oluşan bir şey olmadığını aktaran Yıldırım, bunu Kudüs’e gittiğinde daha iyi anladığını söyledi.
Kudüs ve gezdiği diğer şehirlerde insanların kendilerine çok sıcak davrandığını ifade eden Yıldırım, "Orada bulunan kardeşlerimizin baskılara ve zorlamalara karşı bizleri gördüklerinde verdikleri tepkiler, içten sarılmaları kelimelerle anlatılacak bir olay değil. 'Burada olmanız yeter.' diyen kardeşlerimizin yanlarında olmak ve onlarla omuz omuza mücadele edeceğimizi bizzat göstermek büyük bir önem arz ediyor." değerlendirmesini yaptı.
"Mescidimize giderken sanki suçlu gibi sürekli askerlerin arasından geçiyorduk"Bir diğer üniversite öğrencisi Melisa Rahmiye Demirci, Kudüs Kumbarası'na defalarca başvuru yaptığını ve sonunda isminin listede yer almasıyla çok mutlu olduğunu söyledi.
Görmeyi çok istediği Kudüs'e tanımadığı birçok insanın katkısıyla gittiğini belirten Demirci, şunları aktardı:
"Kudüs benim için hep görmeden hasret olduğum bir yerdi. Kudüs benim için ümmetin kalbidir. Ziyaretim çok güzel ve hüzünlü geçti. Çok güzeldi, çünkü kutsal topraklarda bulunmanın, orada namaz kılmanın verdiği his bambaşka. Filistinlilerle konuşmak ve onların Türkiye'den geldiğimizi öğrendiklerinde gösterdikleri tepki, gözlerinin içinin gülmesi bambaşka. Hüzünlüydü, çünkü bizim kutsalımıza, mescidimize giderken sanki suçlu gibi sürekli askerlerin arasından geçiyorduk. Her yerdeydiler ve bu kesinlikle bir Müslüman tarafından kabul edilebilecek bir şey değil. Bu yüzden Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın biz Müslümanların olduğunu ve oraya giderek sahip çıktığımızı onlara göstermeliyiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com