USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

KTÜN, "Kahramanmaraş Merkezli Depremleri İnceleme Raporu"nu yayımladı

Raporda, "Yıkılan binaların yüzde 95'ini 2000 yılından önce inşa edilen yapılar oluşturmaktadır." denildi.

KTÜN,
22-03-2023 18:27
Google News
Konya

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) öğretim üyeleri tarafından hazırlanan "6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş Merkezli Depremleri Teknik İnceleme ve Gözlem Raporu" yayımlandı.

KTÜN'ün açıkladığı raporda, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat'ta meydana gelen iki deprem ile bölgede çok sayıda bina yıkıldığı, depremin 11 ilde büyük yıkıma ve 50 bini aşan can kaybına sebep olduğu hatırlatıldı.

Depremden iki gün sonra bölgeye giden KTÜN ekibinin İskenderun Teknik Üniversitesi ile Hatay'ın Antakya ve İskenderun ilçelerinde faaliyet gösterdiği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kontrolünde hasar tespiti yaptığı belirtildi.

Yapılan incelemede yumuşak alüvyon tabakanın geniş bir alana yayıldığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Yıkılan binaların yüzde 95'ini 2000 yılından önce inşa edilen yapılar oluşturmaktadır. Denetimden uzak, mühendislik hizmeti almamış, beton ve donatıdaki malzeme kalitesinin düşük olması gibi nedenlerden 2000 öncesi yapılar depremde hiçbir dayanım gösteremeden yıkılmıştır. Yıkılan binaların çoğunluğunu 2000 yılı öncesinde inşa edilen binaların oluşturmasının ana
nedeni, beton kalitesizliği ve düz donatı kullanılmasıdır. Deprem süresinin 60 saniye gibi uzun bir sürede gerçekleşmesi, esnek yapılarda rezonansa ve dolayısıyla yıkıma neden olduğu düşünülmektedir."

Yapıların kolon ve kirişlerinin kırılarak tesisat borularının geçirildiğinin gözlemlendiği vurgulanan raporda, şu bilgilere yer verildi:

"Hemen hemen tüm binalarda uygulanan çıkmalar da yapıda meydana gelen hasarın artmasına neden olmuştur. Ayrıca alt katında iş yeri bulunan yapılarda, dolgu duvarlar bulunmaması veya kat yüksekliklerinin uygun olmaması nedeniyle yumuşak kat oluşumu meydana gelmiştir. Tasarımda bitişik nizam olan yapıların aralarında yeterli dilatasyon boşluklarının bırakılmamasından kaynaklı çekiçlemeye bağlı hasarlar oluşmuştur. Birçok binada; asma katlarda bulunan kolonlarda, merdiven sahanlıklarının birleştiği kolonlarda, zemin katta havalandırma ve ışık ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan bant pencerelerin birleştiği kolonlarda kısa kolon etkisi gözlemlenmiştir. Bu gibi örneklerde kolon boyu kısaldığından, deprem sebebiyle meydana gelen kesme gerilmelerinde artış meydana gelmiş ve bu sebeple de kısalan kolon boyunca hasar oluşumları gözlemlenmiştir."

"Yeni yapılacak binaların yatay mimariye uygun olarak yapılmasına dikkat edilmeli"

Raporda ayrıca yeni yapılacak binalarla ilgili öneriler sıralandı.

Yeni yapılacak yapıların zemin etütlerinin kapsamlı bir şekilde yapılması, gerekliyse zeminde güçlendirme uygulanması ve buna uygun temel sisteminin dizayn edilmesi gerektiği vurgulanarak, şöyle devam edildi:

"Deprem riski yüksek bölgelerde diri faylara yakın olan yapıların zemin araştırmaları tekrar yapılarak, mühendislik hesaplamaları kontrol edilmeli ve yapı güvenilirlikleri gözden geçirilmelidir. İmar planlarına altlık olmak üzere, zemin bölgelendirme çalışmalarına hız verilmelidir. Kentsel dönüşümler parsel bazından kurtarılarak adaları ve mahalleleri kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Yapı yaklaşma mesafelerinin çekiçleme etkisi ve güvenli kurtarma mesafelerini de dikkate alarak yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Mevcut yapı stoklarının deprem güvenliklerinin bir an önce gözden geçirilmeli ve gerekliyse güçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Yeni yapılacak binaların yatay mimariye uygun olarak ve depreme dayanıklı tasarım yapılmasına dikkat edilmelidir. Hazır beton şirketlerinin denetiminin artırılması, dayanımı artırmak için yüksek oranlarda beton katkı maddesi kullanımının önüne geçilmesi ve minimum çimento dozajlarına mutlaka
uyulmasının sağlanması durabilite açısından hayati öneme sahiptir. Yapılarda kullanılacak donatı kalitesi ile ilgili takip ve kontrolün sağlanması gereklidir. Yapılarda zemin katların iş yeri olarak tasarlanmasından mümkün olduğunca kaçınılması gereklidir. Su, elektrik, kanalizasyon ve iletişim gibi altyapı tesislerinin depremden etkilenmeyecek şekilde tasarlanması gerekmektedir. Türkiye’de deprem gerçeği doğrultusunda illerimizde Deprem Master Planları yapılarak acil ulaşım yolları ve tahliye koridorları belirlenmelidir."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ