Dr. Can Kinalp, kronik böbrek hastalığı ile ilgili evreler hakkında şu bilgileri verdi:
"Evre 1; kronik böbrek hastalığı glomerüler filtrasyon hızının korunduğu (90 ml/dak) en az 3 ay süren objektif böbrek hasarının gösterildiği durumdur. Evre 2; kronik böbrek hastalığı, böbrek hasarı ile birlikte azalmış glomerüler filtrasyon hızının bulunması (60-89 ml/dak) durumudur. Evre 3; glomerüler filtrasyon hızında orta derecede azalma (59-30 ml/dak). Evre 4; ciddi glomerüler filtrasyon hızı azalması (29-15 ml/dak) söz konusudur. Evre 5; son dönem böbrek hastalığı aşamasıdır. Glomerüler filtrasyon hızının 15 ml/dak'nın altına indiği, periton diyalizi, hemodiyaliz ve böbrek naklini içeren renal replasman tedavilerinin gerekli olduğu evredir. Türk Nefroloji Derneği verilerine göre ülkemizde bugün son dönem böbrek hastalığı nedeniyle renal replasman tedavileri ile yaşamını sürdüren 70 binin üzerinde insan vardır. 2014 yıl sonu itibarıyla hemodiyaliz ile 55890, periton diyalizi ile 4 bin 306 hasta tedavideyken, fonksiyonel böbrek nakilli hasta sayısı 11 bin 122'dir."
Belirtileri
"Kronik böbrek yetmezliği ileri aşamaya gelinceye kadar genellikle ciddi belirti vermeyebilir" diyen Dr. Kinalp, ''Ancak aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçına sahip olan kişilerde kronik böbrek yetmezliği olabileceği akla gelmelidir. Özellikle uzun süreli diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, böbrek taşı ve ailede böbrek hastalığı öyküsü olan kişilerin bu konuda daha da dikkatli olmaları gerekmektedir. Belirtileri; halsizlik, yorgunluk, solukluk, iştahsızlık, kilo kaybı, ayak ve bacakta şişlik olması, ayaklarda ve göz çevresinde şişlik olması ciltte kuruluk ve kaşıntı geceleri daha sık idrar çıkma. Kronik böbrek yetmezliği herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Bununla beraber aşağıdaki durumlardan birisine sahip olanlarda böbrek yetmezliği gelişmesi ihtimali daha fazladır. Diğer bir deyişle bu durumlardan birisine sahip olanlarda böbrek hastalığı riski yüksektir; şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, şişmanlık, sigara içenler, yaşlılık, ailesinde şeker hastalığı, hipertansiyon ve böbrek hastalığı bulunanlar'' şeklinde konuştu.
Böbrek yetmezliği riskini arttıran faktörler
Böbrek yetmezliğinde riski arttıran faktörlere değinen Dr. Kinalp, "Kronik böbrek hastalığı, diyabetes mellitus, hipertansiyon, ve kardiyovasküler hastalıklar toplumun çoğunluğunu ilgilendiren kronik hastalıklardır. Kronik böbrek hastalığı sıklığındaki artış özellikle batı dünyasında gözlenen artan yaşlı nüfus yoğunluğu, diyabetes mellitus, hipertansiyon ve obezite sıklığı ile ilişkilidir. Diyabetes mellitus, hipertansiyon ve obezite yaşam tarzı ile yakın ilişkili hastalıklar olup böbrek fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Bu yüzden diyabetes mellitus, hipertansiyon ve obeziteden korunmak aynı zamanda böbrek yetmezliğinden de korunmak anlamındadır. Kan şekeri düzeni bozuldukça ve kan basıncı arttıkça böbrek yetmezliği riski artmaktadır. Bu nedenle yaşam tarzı değişiklikleri ile diyabetes mellitus ve hipertansiyondan korunmak, bu iki önemli hastalığı iyi kontrol etmek ve sonuç olarak kronik böbrek yetmezliğinden korunmak mümkün olacaktır'' dedi.
"Düzenli ve hareketli yaşama geçin"
Böbrek yetmezliğinden korunmak, oluşmuş böbrek yetmezliğinin ilerlemesini önlemek ya da yavaşlatabilmek için daha hareketli bir yaşama geçmenin ve düzenli egzersiz yapmanın altını çizen Dr. Kinalp, ''Kilo almamaya, eğer kiloluysanız mutlaka kilo vermeye çalışın. Yeterli su tüketin, tuzu sofranızdan kaldırın, ezbere ağrı kesici ve antibiyotik kullanımından kaçının. Sigaradan mutlaka uzak durun. Sağlıklı beslenmeye çalışın. Öğünleriniz sebze ağırlıklı olsun, doymuş yağ ve şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun. Aile büyüklerinizde Diyabetes Mellitus ya da hipertansiyon hastaları varsa bu hastalıklar için risk grubunda olduğunuzu bilerek şikayetiniz olmasa da kan ve idrar tetkikleri ile kontrolünüzü mutlaka yaptırın. Ayrıca aile öyküsü olmasa bile 40 yaş üzerindekilerin böbrek fonksiyonları açısından tarama testlerini yaptırmaları mutlaka önerilmektedir. Diyabetes Mellitus ya da hipertansiyon hastasıysanız; tedavinizi kesinlikle aksatmayın. Düzenli kontrollerinizi yaptırın'' diye konuştu.