Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “22 Mayıs 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımından 6 ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülen Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği 22 Kasım 2015 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle birlikte tüketicilerin korunması amacıyla birçok yeni düzenleme getirildi. Tüketici kredisi sözleşmeleri için tüketiciye ilk defa 14 gün içinde cayma hakkı tanındı.
Tüketici, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahip hale gelmektedir. Cayma hakkına ilişkin olarak getirilen düzenlemelere göre; tüketiciden, hesaplanan akdî faiz ve bir kamu kurum veya kuruluşuna veya üçüncü kişilere ödenmiş olan ücretler dışında herhangi bir bedel talep edilemez. Bu bedeller dışında kalan ve tüketiciden tahsil edilen her türlü ücret, tüketicinin anapara ile tahakkuk eden faizi kredi verene geri ödediği tarihten itibaren yedi gün içinde tüketiciye iade edilir” denildi.
BİLEŞİK FAİZE SON
Tüketicilere, kredilere ilişkin sağlıklı ön bilgilendirmeyi verebilmek adına konuyla ilgili önemli düzenlemeler getirildiğinin belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Örneğin; kredi veren, kredi talebinin olumsuz sonuçlanması halinde tüketicinin derhal ve ücretsiz olarak bilgilendirileceğine ilişkin bilgiyi, kurulan sözleşmenin bir örneğini düzenlenme tarihinden sonraki ilk yıl için tüketicinin ücretsiz olarak alma hakkı olduğuna ilişkin bilgiyi, temerrüt hali de dahil olmak üzere kredi sözleşmelerine dayanılarak yapılan her türlü işlemde bileşik faiz uygulanamayacağına ilişkin bilgiyi tüketiciye vermekle yükümlü olacak. Kredi bağlantılı sigortalarda; tüketicinin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağı düzenlendi. Tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi hâlinde, istediği sigorta şirketinden sağladığı teminat, kredi veren tarafından kabul edilmek zorundadır.
Bu sigortanın; kredi konusuyla, meblağ sigortalarında kalan borç tutarıyla ve vadesiyle uyumlu olması gerekmektedir. Meblağ sigortalarında, poliçedeki teminat tutarı kalan kredi tutarından yüksek olamayacağı ve sigorta vadesinin kredi vadesinden uzun olamayacağı düzenlenmektedir. Kredi verenin, tüketicinin temerrüde düşmesi ya da geç ödemede bulunması durumunda, geç ödenen tutar içinde yer alan anapara tutarı üzerinden gecikme faiz oranı ile geç ödenen gün sayısı dikkate alınarak bulunacak faiz ve bu faiz üzerinden hesaplanacak vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükler toplamını tüketiciden talep edebileceği, tüketiciden talep edilebilecek gecikme faizi hesaplanırken tüketicinin ödemeyi yaptığı tarih esas alınacağı ve bu sürenin hiçbir şekilde tüketici aleyhine olacak şekilde değiştirilemeyeceği düzenlendi.”
ERKEN ÖDEME HALİ PEŞİN FAİZLİ KREDİLERİ DE İÇERECEK ŞEKİLDE AÇIKÇA DÜZENLENDİ
“Tüketicisi kredisi sözleşmelerinde tüketicinin, vadesi gelmemiş bir veya birden çok taksit ödemesinde bulunabileceği veya kredi borcunun tamamını ya da bir kısmını erken ödeyebileceği düzenlendi” denilen açıklamada, “Bu hallerde kredi veren erken ödenen tutara göre gerekli tüm faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlü olacaktır. Faizin tamamının veya bir kısmının tüketiciden peşin olarak tahsil edildiği kredilerde, tüketicinin erken ödeme yapması halinde kredi veren akdi faiz oranı üzerinden gerekli indirimi yapmak üzere bir sistem kurmakla yükümlü olacak. Böylece ilk defa tüketiciler için peşin faizden indirim hakkı getirildi.
Tüketici kredisi sözleşmeleri için tüketicilerin krediye ilişkin olarak aydınlatılması ve doğru bilgilendirilmesini sağlamak adına sözleşme öncesi bilgi formlarının içermesi gereken koşullar düzenlenmiş ve bu bilgilerin kredi verenlerce tüketiciye makul süre içerisinde verilmesi zorunlu tutuldu. Ayrıca ilgili sözleşmelerde yer alması gereken zorunlu hususlar da hüküm altına alındı. Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği kapsamı, faiz veya benzeri menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlayan kredi kartı sözleşmeleri de dahil olmak üzere her türlü tüketici kredisi sözleşmesini içerecek şekilde genişletilerek AB Yönergesine uyumlu hale getirildi. Tüketiciler tarafından sıklıkla başvurulan taksitli nakit avans kredisi, Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlendi.
İlgili hükümlere göre; taksitli nakit avans kredisinin tüketici tarafından kullanılmasından önce; kredinin toplam tutarı, taksit tutarları ve taksit sayısı ile akdi faiz oranı bilgisinin tüketiciye bildirilmesi zorunlu hale geldi. Taksitli nakit avans kredilerinde taksit tutarı, kredinin kullanıldığı tarih ile son ödeme tarihi arasında geçen gün sayısı dikkate alınarak hesaplanacak olan akdi faize göre belirlenecek. Kredilerin geri ödenmesinde gecikme olması durumunda, gecikme faizi son ödeme tarihinden başlamak üzere hesaplanacak ve kredilerde, kredi veren tarafından anapara ve faiz ayrı olarak izlenecek. Geri ödemede gecikme olması durumunda sadece anapara üzerinden gecikme faizi uygulanacak” ifadeleri yer aldı.
BAĞLI KREDİLERDE TÜKETİCİLERE ÖNEMLİ HAKLAR SAĞLANIYOR
Açıklamanın devamında şunları kaydedildi:
“Tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu bağlı kredi sözleşmelerinde; tüketicinin mal veya hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca yazılı ya da kredi verenin erişebileceği kalıcı veri saklayıcısı ile kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesinin de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona ereceği, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumlu olacağı düzenlendi.
Tüketici kredisi sözleşmelerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılacak ve tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılacak. Tüketicinin açık talimatı olmaksızın tüketici kredisi sözleşmeleri ile ilişkili bir kredili mevduat hesabı sözleşmesi yapılamayacağı düzenlendi. Tüketici kredisi sözleşmelerine ilişkin bir hesap açılması ve bu hesaptan sadece kredi ile ilgili işlemler yapılması durumunda, tüketiciden bu hesaba ilişkin herhangi bir isim altında ücret veya masraf talep edilemeyeceği ve bu hesabın, tüketicinin aksine yazılı talebi olmaması hâlinde kredinin ödenmesi ile kapanacağı açıkça düzenlendi.
Böylece uygulamada kredi veren ile kredi ilişkisi sona eren tüketicilerin ilgili hesaplar nedeniyle ortaya çıkabilecek maliyetlere katlanmasının önlenmesi hedefleniyor. Taksit vadesi veya ödeme gününün, kanunlarda tatil olarak kabul edilen bir güne rastlaması durumunda kendiliğinden bu günü izleyen ve tatil olmayan ilk güne geçeceği düzenlenerek tüketicilerin ödemelerinde yaşayabilecekleri mağduriyetlerin önlenmesi amaçlanıyor.”
dikGAZETE.com