Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2010 yılı KPSS’sinde usulsüzlük yapıldığı haberlerine ilişkin, "Çalınan sorularla elde edilen makamlar aynen GDO’lu ürünler gibidir. İşte, bizim tam da paralel çete dediğimiz husus bu" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Biyoteknoloji Araştırma Merkezi açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bugün heyecan verici bir projenin tamamlanmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Heyecan verici dedim çünkü 12 yıllık iktidarımız döneminde Türkiye ekonomisinin asli merkezi olan tarım sektörümüzde olağanüstü adımlar attığımız bir banka. Dün, Konya fuarında konuşurken inşallah dünyanın ilk 3 tarım merkezi haline geleceğiz. Dünyanın coğrafi bakımından insanlık tarihinin tarımsal merkezi olan bir coğrafyada bulunuyoruz. Bu, bize büyük bir nimettir. Bu coğrafya stratejik birçok risk getirmenin yanında farklı iklim şartlarıyla yetişen son derece zengin doğal kaynaklara sahip. 62. hükümeti kurarken, 12 yıllık büyük ekonomik başarının üstünde şimdiki hedefimizin bu ekonomik başarının niteliksel dönüşümünü sağlamak olduğunu ifade etmiştim. Ne kastediyoruz; teknolojik alanda bir başka düzleme çıkarak ekonomiyi büyütmek. Şimdiye kadar niceliksel büyümenin çoğu var olan paradigmanın içinde atıl kapasitesinin kullanımı ve bunun verimli bir şekilde üretime dönüştürülmesiyle sağlanıyor. Bütün programlarımızda 12 yıl içinde bu niteliksel dönüşümü öngörerek 2023 hedeflerini belirledik. 2023 hedeflerine giderken ekonominin genelinde ve tarımsal niteliksel dönüşümün ana odağı Ar-Ge çalışmaları ve teknolojik yeniliktir. Büyük bir gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı.
TARIMIN ÖNEMİNE VURGU YAPTI
Son bir hafta içinde savunma sanayi ve tarımda üç büyük Ar-Ge merkezinin açılışını yaptığını belirten Davutoğlu, "Savunma sanayi ne kadar önemliyse onun kadar önemli olan alan ise tarım sektörüdür. Tarımsal üretim olmadan sabahleyin bilgisayar olmazsa güne başlayabilirsiniz, akşam bilgisayar olmadan da uyuyabilirsiniz ama sabah kahvaltı yapmadan güne başlayamazsınız, akşam yemeği yemeden 3 gün-2 gün dayanabilirsiniz ama dördüncü gün vücut iflas eder. O zaman öyle bir tarımsal zemine sahip olacaksınız ki bu tarımsal alan ülkenin geleceğini de teminat altına alacak. Tarım sadece ekonomik bir sektör değildir, tarım varoluşsal bir sektördür. Onun için de tarım alanında bazen yürütülen stratejik mücadeleler gözardı ediliyor ve zannediliyor ki tarım geleneksel bir sektördür, tarımda çalışanlar geleneksel kırsalda yaşayan köylülerdir. Tarım geleneksel bir sektördür, hayır. Tarım şuanda küreselleşmenin süregitmekte olan varoluş mücadelesinin ve stratejik savaşların en temel sektörüdür. İklim değişiklikleri, bundan kaynaklanabilecek riskler ülkeler için o kadar önemli ki, su konusu ülkeler için o kadar önemli ki. Bunları kaybettiğinizde sadece geleneksel sektörde gerilemiş olmazsanız. En küresel sektörde de büyük rekabet gücü kaybına uğrarsınız" dedi.
BİYOTEKNOLOJİNİN ETİK BOYUTU
Biyoteknolojinin etik boyutuna da değinen Davutoğlu, "Sadece bir tekniğin geliştirilmesi, onun üzerinden adımlar atılması değil, aynı zamanda büyük bir etik ve ahlaki boyut da getiriyor. O da klonlanma üzerinden bunun yol açabileceği, insan neslinin tahribatına yol açacak boyutlar ya da tarımda GDO’lu ürünler üzerinde insanın dokusunu, doğasını da değiştirebilecek yediğiniz şeyler. Eskiden bilinirdi, yediğiniz şeyler karakteri etkiler. O karakterle birlikte insanın varlığını da etkiler. Bir doktor, eski kadim tıp ile modern tıp eğitimi almış doktora bir gün birisi ’bunu nasıl kontrol altına alabilirim’ diye sorduğunda eşiyle ilgili eşiniz büyükbaş hayvan eti mi yiyor, küçükbaş hayvan eti mi, ona göre cevap verdi. Biz, bazen hayatı bütüncül görmekten kopuyoruz. Biz, istediğimizi seçer yeriz ve o bizi etkilemez, insanoğlu sıradan bir depo değildir. İnsanoğlu o doğa içindeki ritmi, onu şekillendiren onun tarafından da şekillendirilen bir varlığı sahiptir. Sürekli GDO’lu ürünler yiyen neslin suni, 2-3 nesil sonra görünüşü güzel, içi kof elmalara geçildiği gibi nesillerimiz de bozulur. Biz, o bozulmayı fark ettiğimizde bir daha asli nesle dönemeyiz. Biyoteknolojinin olduğu yerde etik boyut, hatta felsefi boyutu da içine katmak ve özünde onu vermek gerekir" diye konuştu.
Bilgi ile üretimin, teknolojiyle verimliliğin biraraya getirildiğini anlatan Davutoğlu, mobil güneş enerji sistemiyle çalışan mobil sulamanın önemli olduğunu ve bunun devrim mahiyetinde bir adım olduğunu ifade etti.
2010 YILI KPSS’SİNDE USULSÜZLUK YAPILDIĞI İDDİALARI
2010 yılı KPSS’sinde usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin de Davutoğlu, "Mesele, bilgiyi yeniden üretebilmek ve kendinizin ürettiği bilgi üzerinde teknolojiyi yükseltmek. Bugünlerde hepimizi üzen bir konuyla da bunu ilişkilendirmek istiyorum. Çalınan sorularla elde edilen makamlar aynen GDO’lu ürünler gibidir. Bir sürü insanın hakkına, hukukuna tecavüz edeceksiniz, kendi yakınınızı, tanıdığınızı bu sorularla bir yerlere getireceksiniz ve bu yolla devleti denetim altına almaya çalışacaksınız. İşte, bizim tam da paralel çete dediğimiz husus bu. Bilginin paralelini, sorunun paralelini oluşturacaksınız ve kendine has bir dünya kuracaksınız. Biz buna izin vermedik, vermeyeceğiz. Bilginin gerçeğine de saygı duyarız, sınavın da gerçeğinin sonuçlarına hepimiz saygı duyarız ama bir öğretim üyesi olarak da ilk bilgiler bana geldiğinde KPSS, ÖSYM ile ilgili emin olun büyük bir hicap ızdırap duydum. Bir hoca ya da bir öğrenci, en ufak ilke almış olan birisi nasıl böyle bir şeye tenezzül eder, nasıl böyle bir şeyi örgütler, nasıl böyle bir şey üzerinden mevki ve makama gelir ve bunu da içine sindirir? Eğitim ve devlet hayatının da en önemli ilkesi adalettir. Adalet söz konusu olduğunda kendi oğlunuz, kızınız, kardeşinizle hiç tanımadığınız vatandaşınız arasında eğer bir an ayrımcılık yaparsanız işte o anda adaleti de, devleti de yok edersiniz, bütün bir ilkesel çerçeveyi de ayaklar altına alırsınız. Bunu bilgi temelli bir teknoloji, teknoloji temelli bir ekonomi, verimlilik üzerine oturmuş bir sosyal hayat için etik boyutu öne çıkararak söylüyorum. Etik boyuttan arındırılmış bir bilgi ahlaktan, bilgi, teknoloji, siyasetin yaşama şansı yoktur. Hepimizin öncelikli ve tek hedefi toplumdaki bu niteliksel dönüşümü teknoloji alanında gerçekleştirirken ahlaki yozlaşma ve dönüşüme izin vermemektir. Niteliksel olarak biz teknolojiyi geliştireceğiz, ahlaki özünü, varoluşsal, ilkesel, etik boyutunu en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz" dedi.
Törene, Başbakan Davutoğlu’nun yanısıra, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de katıldı. Törende, araştırma merkezinin faaliyetlerini anlatan kısa film gösterildi. Tören sonrası araştırma merkezinin bahçesine fidan diken Davutoğlu, burada Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’e dönerek, “Ağaca hukukun eli değerse bi daha güzel olur" dedi. Davutoğlu, fidan dikmesinin ardından Tohum Gen Bankası’nı gezdi.
(İHA)