Erzurum
İl Müdürlüğünde tercüman olarak çalışan Dursun, ülkelerinde yaşanan iç savaş nedeniyle yaklaşık 2 yıl önce Türkiye'ye gelen ve derslerinde başarılı olan Afganistanlı Fazıl Ahmad, Özmuhammed Bağri ve Amir Kasimi'nin koruyucu ailesi olmak istediklerini kurum yetkililerine iletti.
Başvurunun kabul edilmesinin ardından eşi Rafiye ile ÇODEM'e giden Dursun, 16 yaşındaki Ahmad, Bağri ve Kasimi'yi aldıktan sonra aracıyla kurumdan ayrıldı.
İl Müdürü Cemil İlbaş, AA muhabirine, kentte 56'ncı koruyucu aileye kavuştuklarını, kimsesiz çocukların koruyucu ailelere verilmesi konusunda çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Koruyucu aile olmak isteyenlerin başvuruları incelendikten sonra çocukların ailelerin yanına yerleştirildiğini belirten İlbaş, "Tabii bunların izleme süreçleri oluyor. Bizim ailelere küçük de olsa bir desteğimiz söz konusu." dedi.
"Çocuklar onu baba gibi gördü"
Bakanlığın, "kimsesizlerin kimsesi olma" konusunda önemli çalışmalar yaptığını vurgulayan İlbaş, şöyle devam etti:
"Dezavantajlı kimselere hizmet etmekten gurur duyuyoruz. Koruyucu aile de hizmet alanlarımızdan birisi, belki de en güzeli diyebilirim. Çünkü çocuklar ailelere kavuşuyor. Bir balığın suya duyduğu ihtiyaç kadar bir çocuk da aileye ihtiyaç duyuyor. Hem fiziksel hem de kişilik ve ahlaki gelişimini aileden çok şeyler alarak bütünleştiriyor. Kurumumuzda tercüman olarak çalışan arkadaşımız çocuklarla çok güzel bir muhabbet kurdu. Çocuklar da onu baba gibi gördü, o da bir baba gibi davrandı. Aile olarak çok ciddi ilgi gösterdiler. Bugün 3 çocuğumuzu bu ailemizin yanına mutlu ve heyecanlı şekilde yerleştiriyoruz. Çocuklar lise 1 ve 2. sınıfta okuyor. Bu çalışmalarla çok güzel sonuçlar elde ediyoruz. Onlar artık bu ailemizin çocukları."
"Eğitimleri süresince sevgi bağı daha fazla gelişti"
Fatih Dursun ise 2 yıldır eğitimlerini üstlendiği gençlerin derslerinde başarılı olmalarının koruyucu aile sürecinde önemli etken olduğunu dile getirdi.
Çocukların eğitimleri sırasında aralarında bir sevgi bağı oluştuğunu anlatan Dursun, şu ifadeleri kullandı:
"Onların gösterdiği sıcaklık, okullarındaki başarı ve bu süre içindeki iletişimimiz sonucu karşılıklı duygusallık gelişti. Biz de bunu aynı çatı altında devam ettirmek istedik. Çocuklar da bundan mutlu olacak. Eşimle çok heyecanlıyız. Kurumda onların tercümanlığını yaptım, bundan sonra farklı bir şekilde tercümanları olacağız. Herhangi bir sıkıntı yaşamadan onları eve götürüyor olmamız çok hoş bir duygu. Çok şanslıyız diyebilirim. Okuldaki eğitimleri sırasında onlara yardımcı olmaya çalışıyordum. Eğitimleri süresince sevgi bağı daha fazla gelişti. İnşallah diğer çocukları da başka aileler alır ve sahipsiz çocuklara evlerinde bakarlar."
"Bir anda üçüzlerim oldu"
Rafiye Dursun da gençlere öz evladı gibi bakacağını vurgulayarak, "Ben onlara üçüzlerim diyorum, bir anda üçüzlerimiz oldu. Allah hayırlı etsin, gururluyuz. Eşim bana durumu anlattığında hiç farklı bir tepki göstermedim, olgunlukla karşıladım. Bu bir emanet sonuçta, Erzurum'a geldiklerinde biz zaten bu emaneti üstlenmişiz." diye konuştu.
Fazıl Ahmad ise yaklaşık 2 yıl önce geldiği Erzurum'da ÇODEM'e yerleştirildiğini anlatarak, "Hem eğitim hem de diğer konularda herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Zamanımızı iyi bir şekilde değerlendirdik. Koruyucu aileye gittiğimiz için mutluyuz." ifadesini kullandı.
Özmuhammed Bağri ise Türkiye'de bir ailesi olduğu için mutluluk yaşadığını belirterek, "Hocamız hep yanımızda olacak. Önce tercümanımızdı, şimdi hem anne hem de babamız var. Allah'a şükür çok iyi oldu." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com