Malatya
Turgut Özal Tıp Merkezinde Kovid-19 tanısıyla tedavi altına alınan 46 yaşındaki Gıyasettin Bakır, sağlığına kavuştuktan sonra merkeze ilk immün plazma bağışını yapan kişi oldu.
Bakır'ın 19 yaşındaki oğlu Semih Bakır da Kovid-19'u yendikten sonra babası gibi bağış yapma kararı aldı.
Baba ve oğul bugün Turgut Özal Tıp Merkezi'ne giderek immün plazma bağışladı.
Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre Nakli ve Aferez Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk kez yeni tip koronavirüse yakalanıp iyileşmiş ve sonrasında testleri negatif gelen bir hastadan plazma toplayarak başka bir hastanın tedavisinde yararlandıklarını belirtti.
Türkiye'de ilk defa baba ve oğlundan aynı anda plazma toplandığını belirten Erkurt, "Baba, daha önce plazma topladığımız donörümüzdü, bugün tekrar topluyoruz. Oğlu ise klinik iyileşmeden 14 günü geçen sağlıklı bir vericimiz.
Baba ve oğlundan aynı anda ilk defa plazma topluyoruz. Türkiye'deki plazma bağışının büyümesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Plazma daha önce MERS, SARS, Ebola, Kırım Kongo salgınlarında kullanıldı.
Bu bir ilaç değildir. Plazma, iyileşmiş hastaların antikorlarını alıp bunu normal hastalara vererek bu antikorların virüsü etkisiz hale getirmesi mekanizmasına dayanıyor. Güvenilir bir tedavi yöntemidir. Sağlık Bakanlığımız tarafından onaylanmıştır, izin verilmiştir." diye konuştu.
"Bağışın daha fazla olması lazım"
Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, 6 vericiden plazma toplayıp 8 hastanın tedavisinde kullandıklarını söyledi. Erkurt, sözlerini şöyle tamamladı:
"Plazma, yoğun bakımdaki kritik hastalara kullanılmaktadır. Plazma alan hastalarımızdan gördüğümüzde ve Türkiye'den gelen haberlere baktığımızda ilk sonuçları olumlu olarak görülmektedir. Yoğun bakımdaki ve kritik durumdaki hastalarımıza etkili bir tedavi olarak durmaktadır.
Tabii ki daha çok hastamıza kullanarak daha net sonuçlar almamız lazım. Bu yüzden plazma bağışının daha fazla olması lazım. Şu an için bağış yeterli değil o bakımdan iyileşmiş hastalarımızın plazma bağışı için öncelikle Kızılay'a ve diğer ruhsatlı aferez merkezlerine başvurarak plazma bağışında bulunmasını öneriyoruz. Plazma bağışının donöre hiçbir zararı yoktur."
Baba Gıyasettin Bakır ise bağış yaptığı için mutlu olduğunu belirterek "Bir hayat kurtarırsak ne mutlu bize. İyileşen hastalar plazma versin. Oğlum iyileşti oğlumu da getirdik. Şu an mutluyuz. Doktorlarımız çok şükür bizi kurtardı, diğer hastalar için çalışıyorlar. Allah razı olsun." dedi.
Semih Bakır da herkesi plazma vermeye davet ederek "Bir hayat, bir hayattır. Elimizden geldiği kadar vermeye çalışıyoruz. Ben ilk defa plazma veriyorum alırlarsa daha da vereceğim." ifadelerini kullandı.
Turgut Özal Tıp Merkezi Kan Bankası ve Aferez Ünitesi Teknik Sorumlusu Mustafa Özgül ise plazma bağışının kandaki uygunluk durumuna bakılarak alındığını, daha sonra hastalara nakledildiğini söyledi.
Plazma tedavisinde tecrübeli oldukları dile getiren Özgül, farklı hastalıklarla mücadelede yılda yaklaşık 5 bin plazmeferez tedavisi uyguladıklarını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com