USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BÄ°ST 0.000
Sağlık

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kara: Aşı en erken 25-26 Aralık'ta yapılmaya başlanır

Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye'ye 11 Aralık'ta gelmesi planlanan Kovid-19 aşısının ilk uygulamasının, testler için en az 14 güne ihtiyaç olduğundan 25-26 Aralık'ta yapılabileceğini söyledi.

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kara: Aşı en erken 25-26 Aralık'ta yapılmaya başlanır
04-12-2020 19:54
Google News

ANKARA (AA) - Ä°nsanlık, ölümcül Kovid-19 virüsüne çare bulmak için yarış içinde. Salgından çıkışın umudu olan aşı çalışmalarında önemli mesafeler kaydedildi. Türk bilim adamları da aşı çalışmalarını tüm hızıyla sürüyor. Bir taraftan da aşıyla ilgili ortaya atılan iddialar, kamuoyunun gündeminden düÅŸmüyor. Türkiye'ye 11 Aralık'tan sonra gelmesi planlanan Çinli SinoVac firmasının geliÅŸtirdiÄŸi Kovid-19 aşının özellikleri ve güvenilirliÄŸi de merak konusu.

SaÄŸlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. AteÅŸ Kara, , gelecek günlerde Türkiye'de uygulanmaya baÅŸlanması planlanan aşının nitelikleri, etkisi ve diÄŸer aşı çalışmalarıyla ilgili AA'nın sorularını ÅŸöyle yanıtladı:

Soru: Kaç çeÅŸit aşı türü var?

Canlı ve ölü (inaktif) aşılar var. Bazı mikroorganizmaları tembelleÅŸtirebiliyor, bazılarını zayıflatabiliyoruz. Böyle olunca hastalık yapabilme kapasiteleri azalıyor. Daha doÄŸrusu tamamen ortadan kalkıyor ya da yaÅŸamını devam ettirebiliyor. Nerede devam ettirebiliyor? Uygun bir ortamda. Ortam bozulduÄŸu zaman da kendi kendine ölebiliyorlar. Bunlar canlı aşılardır.

Soru: Canlı aşının avantajı nedir?

Bir kere bile verseniz insan vücudunda çoÄŸalmaya çalıştığı, hareket ettiÄŸi için bizim savunma sistemimiz onu hemen görüyor. Yabancı ve düÅŸman olarak algılıyor. Çok ciddi bir cevap veriyor. Ömür boyu neredeyse koruyucu oluyor. Canlı aşıları zayıflatırken mikroorganizmalara ÅŸöyle diyoruz. Siz mikroorganizma olarak ne istiyorsunuz? Onların da temel amacı üremek ve çoÄŸalmak. Biz ona istediÄŸi yiyeceÄŸi ve gıdayı verdiÄŸimiz anda da hızla çoÄŸalmaya baÅŸlıyor. Böyle olunca da ihtiyaç duymadığı, gerek görmediÄŸi ÅŸeyleri zaman içerisinde kaybediyor. Çünkü onları taşımak bir yük getiriyor. Nedir o? Bizde hastalık yapabilme kapasitesi. Bunları kaybediyor ve zayıflamış oluyor. Biz onları canlı aşı olarak uyguluyoruz.

Soru: İnaktif aşı nedir?

Bazı mikroorganizmaları zayıflatamıyoruz. Ne yaparsak yapalım o mikroorganizmalar hastalık yapma özelliklerini devam ettiriyor. Böyle bir durumda da bu mikroorganizmayı öldürerek veriyoruz. Mikroorganizmayı canlı vermiyoruz ama insan vücuduna ölü olarak veriyoruz. Buna da inaktif halde diyoruz. Ölü olarak verdiÄŸimizde bizim temel olarak istediÄŸimiz; aşıda hastalık yapabilme gücü olmayan ama vücudun savunma sistemi tarafından tanınacak, bağışıklık sistemimiz tarafından öÄŸrenilecek ve ona cevap verecek bir ÅŸekilde immün yanıtımız olsun istiyoruz. Savunma askerimiz onu görsün, öÄŸrensin istiyoruz. Aşılarda da mümkün olduÄŸu kadar mikroorganizmaları tanıtmak istiyoruz.

Canlı verdiÄŸimizde hareket ettiÄŸi ve kımıldadığı için immün sistem onu çok iyi tanıyor, çok güçlü cevap veriyor ve belki bir kere aşı yapmak yetiyor. Ölü olarak verdiklerimizdeki sıkıntımız, bu mikroorganizma hareket etmiyor, ölü. Vücut görüyor ama bazı durumlarda almıyor. O zaman da birkaç doz yapmak gerekiyor. Çocukluk çağındaki aşılarımıza dikkat edecek olursak üç doz yapıyoruz. Hatta arada da hatırlatıyoruz. O mikroorganizmayı öldürerek insan vücuduna herhangi bir ÅŸekilde zarar vermeyeceÄŸinden emin olduktan sonra vermemiz, Louis Pasteur'dan itibaren bildiÄŸimiz ve bugün de çok yaygın uygulanan bir teknoloji. Buradaki problem nedir? Öncelikle bu mikroorganizmayı üretmeniz gerekiyor. Ürettikten sonra öldürmeniz gerekiyor. Böyle bir sıkıntımız var yeterli sayıda üretebilmek için.

Ä°naktif aşıda bir bütünü vermekten ziyade sadece, insan vücudu olarak düÅŸünün, baÅŸ kısmını göstersek tanınabilir mi? Tanınabilir. Böyle olduÄŸu durumlarda da sadece o kısımları veriyoruz. O kısımları vermenin yolu, onu dışarıda üreteceksiniz. Virüslerde de bizde de bütün bilgi bir koda yazılmış vaziyette. O kodlanan kısmı versek, bizim vücudumuz da o parçayı üretse, vücudumuzun da immün kısmı onu görüp cevap verse olur mu? Olur. Ya bütün virüsü öldürüp, verip tanıtacağız ya da bunu üreten bilgiyi insan vücuduna vereceÄŸiz. Bilgi dediÄŸimiz kısım; mRNA. Ä°nsan vücudunda bu üretiliyor, buna cevap veriyor. Ä°naktifte virüsü öldürüyoruz. Tamamen ölü ÅŸekliyle veriyoruz.

Bu yöntemlerden bugün için ülkemizde konuÅŸulan iki aşı ön planda. Bu kodlamayı direkt deÄŸil de bir baÅŸka virüsün içine koyup onun vücudumuzda bunu üretmesini saÄŸlamaya çalışırsak o da AstraZenaca'nın Oxford Üniversitesi ile geliÅŸtirdiÄŸi aşı. Bunların üçü de inaktif aşılar ama birinde bütün mikroorganizmayı veriyoruz, diÄŸerinde bilgiyi direkt mRNA olarak veriyoruz, bir diÄŸerinde ise o mRNA'yı bir baÅŸka virüse, baÅŸka mikroorganizmaya verip onu insan vücudunda çoÄŸaltmasını saÄŸlayarak uyguluyoruz.

Soru: Ä°naktif aşı ile mRNA arasındaki en büyük fark nedir?

Ä°naktif aşının en büyük dezavantajı, üretimi zor ve pahalı. Neden? Çünkü sizin çok miktarda bunu üretmeniz gerekiyor. Onu öldürüp ondan sonra da bunu aşı haline getirmeniz gerekiyor. Çok miktardaki virüsü ürettiÄŸiniz ortamı oluÅŸturmak zor ve maliyeti çok yüksek.

mRNA aşısının teknolojisi zor ama üretimi kolay. Arada böyle bir fark var. O nedenle maliyet avantajı mRNA aşısında ve o virüsün taşıyıcı olduÄŸu aşılarda maliyet avantajı var.

Soru: Aşılar değerlendirilirken hangi kriterlere bakılıyor?

Bu dönemdeki en büyük isteÄŸimiz, aşıya erken ulaÅŸabilmek. Ana kriterimizin de güvenlik olması gerekiyor. Genel olarak baktığımızda inaktif aşı yıllardır kullandığımız, teknolojisini bildiÄŸimiz, ölü olarak verdiÄŸimiz için en avantajlısı gibi görünüyor. mRNA aşısının üretimi kolay, teknolojik olarak belki daha iyi cevap verecek, onu görüyoruz. Bugüne kadar alışkın olduÄŸumuz bir aşı deÄŸil. Yeni bir teknoloji. Güvenlik tarafında mutlaka verilerinin çok net olması ve bilgilerin ortaya konulmuÅŸ olması gerekiyor.

Aşıya bakarken ilaç gibi düÅŸünmemek lazım. Aşılar çok sık ve detaylı incelenir. Çünkü saÄŸlıklı kiÅŸiye yapacaksınız. Sadece bugün deÄŸil 3, 6 ay ya da 1 yıl sonra da herhangi bir etkisinin olmadığından emin olmamız gerekiyor. Bu bakımdan deÄŸerlendirdiÄŸimiz zaman, Türkiye'nin ÅŸu dönemde kayıpları yükseliyor, önümüzdeki dönem de kayıpların yüksek olma ihtimali olduÄŸu için öncelikle aşıyı eriÅŸilebilir kılmak lazım. Bu bakımdan tüm üreticilerle görüÅŸülüyor. Bundan sonraki basamakta, aşının çok güvenli olması lazım ya da güvenliÄŸinden sizin bir ÅŸekilde emin olabileceÄŸiniz bir tarafta durmanız lazım. Sonra da etkinliÄŸine bakmanız lazım.

Soru: Bu bilgiler ışığında aşılar ne kadar güvenli?

Dünya SaÄŸlık Örgütünün aşı yüzde 50 bile etkili olsa kabul edileceÄŸine yönelik açıklaması oldu. Böyle bir salgın döneminde aşıyı uyguladığınızda ne kadar baÅŸarı elde ediyorsanız o kadar iyidir. Bugün için elde ettiÄŸimiz veriler ve araÅŸtırıcıdan gelen bilgiler bu aşıların etkinliÄŸinin yüzde 90'lar civarında olduÄŸunu gösteriyor. En önemli kriterimizin güvenlik olması lazım. Ülkemiz her iki aşı grubuyla dünyada önde olanlarla ilgileniyor. Temin ve güvenlik kısmından bakarak hareket ediyor.

Soru: Türkiye'ye gelecek aşının güvenilirliÄŸi nasıl test edilecek?

Türkiye tüm aşı üreticileriyle görüÅŸüyor. Ä°lk etapta tedariÄŸi garantiye alınmış inaktif aşı var. Aynı zamanda mRNA aşısı var. Ä°naktif aşının tarihi ve geliÅŸ zamanı belli. mRNA aşısının görüÅŸmeleri de ÅŸu anda devam ediyor. Bunlardan mümkün olduÄŸu kadar da temin edilmeye çalışılıyor. Hızlı temin kadar güvenlik tarafı önemli. Türkiye ÅŸu kararı net olarak söylemiÅŸ deÄŸil. "Bu aşıyı hemen alıyorum." demedi. Türkiye, verilerine bakıyor. Faz 3 çalışmalarını Türkiye de yapıyor. Bu konuda çok yetkin bilim insanları çalışıyor.

Faz 3 çalışmasındaki verilerine bakacak. Bunlar çok olumlu geliyorsa, önümüzdeki günler içerisinde dünyadaki verileri de bu ÅŸekilde olumluysa o zaman "O aşıyı artık bana gönderebilirsiniz." diyecek. Türkiye, ön görüÅŸmelerini yaptı ve ön ÅŸartlarını da ayarladı. Bunları gördükten sonra onların gönderilmesine izin verilecek. Ä°lk gelebilecek aşı, inaktif aşı. Ä°lk deÄŸerlendirmelerde de her ÅŸey olumluysa Türkiye önümüzdeki hafta diyecek ki gelsin.

Aşı gelince hemen yapılacak mı? Hayır. Onun da temel nedeni hangi aşı olursa olsun her ülke kendi testlerini ve uygulamalarını mutlaka yapıyor. Tüm testleri yapılmış olmasına raÄŸmen bir kere daha yapılacak. Bu standartlar saÄŸlandıktan sonra bu aşı kullanılabilecek. Bu testlerin uygulama süresi 7 günden kısa deÄŸil. Bir kısmının süresi 2-3 gün. Bu testi geçerse, bir sonraki test yapılacak. Onun için de bu sürenin 14 günün altında olması mümkün deÄŸil. Türkiye'ye ilk aşı 11 Aralık'ta gelebilecek gibi görünüyor. Geldikten sonra en az 14 gün testleri sürecektir. Bu süre 15 gün ya da 20 gün olabilir. Aradaki testte bir sorun çıkarsa tekrar yapılır, deÄŸerlendirilir. Testin iÅŸleyiÅŸi sırasında tereddütte kalınırsa o test tekrar yapılır. Bizim aşı 11 Aralık'ta gelince en erken yapılacağı tarih 25-26 Aralık gibi olur.

Soru: Aşı geldikten sonra nasıl bir yol izlenecek?

Türkiye hazırlıklarını yaptı, sözleÅŸmelerini imzaladı, ÅŸartlarını belirledi. Herhangi bir sıkıntı çıkarsa sözleÅŸme feshedilir. Türkiye, giriÅŸimlerinde bulundu. Aşı en erken ne zaman gelecek? Birisi 11'inde birisi belki 20'sinde gelecek. Bunların da hazırlıkları yapıldı. Kendi verilerinde bir problem çıkar ya da bir iÅŸaret gelirse o zaman "Göndermeyin." denilebilir.

Her ÅŸey olumlu giderse, 11 Aralık'ta gelmesi planlanan aşı, inaktif aşı. Çin'den gelecek aşı. 11 Aralık'ta geldi, bu hemen Türkiye'ye dağıtılacak, tüm noktalara gidecek. Testler yapılmaya devam edilecek. Testler sonunda "tamam" denilirse "Elinizdeki aşıları uygulayın." denilecek. Testlerde bir ÅŸey çıkarsa, tüm aşı geri alınıp Çin'e ya da Moderna'ya geri gönderilecek."

Soru: Gönüllüler üzerinde yapılan aşılarda yan etki görüldü mü?

Bu bir ön veriydi. Onun detay verileri henüz daha tam oluÅŸmadı. Önümüzdeki günlerde oluÅŸup da hepsi iyiyse, hiçbir sıkıntı yoksa o zaman "Aşıyı gönderin." denilecek. Aşı o zaman 11 Aralık'ta gelecek. O sonuçların da 7-8-9 Aralık gibi çıkması planlanıyor. Her ÅŸey tamam denilirse ancak o zaman aşı gelecek. Kendi güvenlik verilerimize bakılarak hareket ediliyor. Aynı deÄŸerlendirme BioNTech Pfizer aşısı için de yürüyor. Onun için de giriÅŸimde bulunuldu. Oranın güvenlik verileri de uygun gelirse o ÅŸekilde oradan da istenecek. Ä°naktif aşıdaki miktar biraz daha yüksek, buradaki miktar biraz daha düÅŸük olacak. Türkiye karar verip "uygun" derse bu aşıların güvenilir olduÄŸunu söylememiz lazım.

Soru: Aşılar nasıl saklanacak?

Ä°naktif aşı, ölü aşı olduÄŸu için o normal buzdolabı koÅŸullarında saklanabiliyor. Daha rahat dağıtımı var. 2-8 derecede saklanabiliyor. Onu mutlaka deÄŸerlendirmemiz lazım. Öyle bir avantaj var. mRNA aşısı bilgiyi taşıdığı için, bu da çok kolay yıkıldığı için eksi 70 derecenin altında saklanması gerekiyor. Bu biraz lojistik açıdan kısıtlayıcılık olabilir. Bunun altyapısı da yapılabilir mi? Evet yapılabilir. Türkiye için çok zor olmayacaktır.

Soru: Türkiye neden Çin aşısını kullanacak?

Türkiye nüfus olarak büyük bir yapıya sahip. Aşı büyük bir gruba uygulanacak. mRNA teknolojisi, yaygın bir uygulama deÄŸil. Verileri var, elimizdeki verilere baktığımız zaman hepsi olumlu.

Ä°naktif aşı teknolojisine geldiÄŸimizde çok uzun yıllardır uygulanıyor. Sonuç olarak ölü. Ölü bir mikroorganizmayı veriyoruz. Orada olabilecek istenmeyen yan etkileri biliyoruz. Ölü mikroorganizma olduÄŸu için kolda biraz aÄŸrı, kızarıklık olur. Bunun ötesinde çok büyük bir yan etki bekler miyiz? Hayır beklemeyiz. Nadir istisnalar olabilir. Böyle bir fark olduÄŸu için güvenlik çok önemli. Etkinlikte de birbirlerine yakın olduklarını açıkladılar.

Soru: Aşıların maliyeti nedir?

Çin aşısının, inaktif aşının maliyeti, mRNA aşısından bir miktar daha yüksek. Aşıda "pahalı" dememek lazım. SaÄŸlıklı kiÅŸiye yaptığımız bir uygulama. Korumak amaçlı yapıyoruz. ÖnceliÄŸin güvenlik olması, arkasından da etkinlik gelmesi lazım. Güvenlikte çok emin, etkinliÄŸinde de iyiyseniz onu tercih edebilirsiniz. Çok etkili olabilir, çok yüksek koruyucu olabilir ama güvenlik tarafında sıkıntısı varsa, istenmeyen etkileri fazlaysa bu istenmeyen etkiler kızarıklık, hafif ateÅŸse kabul edilebilir. Daha ağır yan etkilere neden olabilme ihtimali varsa o zaman etkinliÄŸi düÅŸük de olsa "Bu tarafa kayabilirim." dersiniz. Erken dönem güvenlik verileri, klasik üretim yöntemi olduÄŸu için uzun. Marta ve nisana geldiÄŸimizde iki aşıda da uzun dönem verilerini birbiriyle karşılaÅŸtırabilir hale gelebiliyoruz.

Soru: Aşıda öncelik hangi kriterlerle belirleniyor?

Koronavirüsün geniÅŸ bir yelpazesi var. Bir taraf neredeyse ayakta bulgusuz geçirebiliyor, bir taraf da çok ağır. Öncelikle her iki tarafa hizmet edebilmesini saÄŸlayabilmek için saÄŸlık çalışanlarının aşılanması gerekiyor. Tüm dünyayı aşılayabilecek kadar bir aşıya sahip olunamayacak. Kısıtlı, basamak basamak ilerlenecek.

Salgının en kötü gideceÄŸi dönem bizim için önümüzdeki aylar olacak. Ne kadar aşıya erken kavuÅŸursak o kadar iyi. Belirli sayıda gelecekse bu kısıtlı olan miktarla ben en fazla kime avantaj saÄŸlayabilirim? En kritik gruba.

Salgının en başından itibaren özellikle büyüklerimizi korumaya çalıştık. "Virüsü alırsanız, hastaneye yatma ihtimaliniz yüksek." dedik. Hep 65 yaşın üzerinden özveri istedik. O zaman aşı geldiÄŸinde ilk korumamız gereken, en yüksek riski olan o gruba aşı yapmamız lazım.

Türkiye aşıyı, mümkün olduÄŸunca yüksek miktarlarda elde etmeye çalışıyor. Bunu da mümkün olduÄŸu kadar hızla, saÄŸlık çalışanlarıyla aynı anda 65 yaşın üzerine yapacak.

Ä°kinci aÅŸamada kolluk kuvvetlerinin öncelikli olması gerekiyor. 65 yaşın üzerinde büyüklerimiz çok riskli ama sonrasında genç ama altta hastalığı olanları bunun içine alıyoruz.

Bunun hemen arkasından öÄŸretmenlerimizin gelmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bizim geleceÄŸimiz, Türkiye'nin geleceÄŸi. Hepimiz için, çocuklarımız için en önemlisi. Onların yaÅŸamını da bir an önce normal ÅŸartlara getirmemiz gerekiyor. ÖÄŸretmenlerimizin de bizim listelerimizde daha yukarıda olması gerekiyor.

YaÅŸamın gerekliliÄŸi için tarım ve gıdada çalışanlarla bu devam edecektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi