ANKARA - Şerife Çetin/Seçkin Yavuz
Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) üyelerinin Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde silah bırakma ve topluma geri dönme süreci için hazırlanan toplanma alanlarına ulaşmasıyla FARC ile Kolombiya'nın 50 yıllık savaşını bitirmeye yönelik müzakereler çerçevesinde önemli bir adım daha atılmış oldu.
Latin Amerika'nın en uzun silahlı mücadelesini veren FARC üyelerinin toplanma alanlarına en geç 31 Ocak'ta gitmesi konusunda sağlanan anlaşmanın ardından gecikmeli de olsa FARC üyelerinin 21 Şubat'ta toplanma alanlarına ulaştığı bildirildi.
Ancak örgüt yönetimi, BM Kolombiya Misyonuna toplanma alanlarının halen tam anlamıyla hazır olmadığını belirterek, silah bırakma takviminin yeniden düzenlemesi konusunda talepte bulundu.
Yaklaşık 7 bin örgüt üyesinin silah bırakma işlemlerine 1 Mart itibariyle başlanması öngörülüyor.
Müzakere süreci
Küba'nın Havana kentinde Marksist-Leninist örgüt FARC'ın liderleri ve Kolombiya hükümeti arasında 4 yıl süren müzakereler sonrasında taraflar 250 binden fazla kişinin hayatına mal olan çatışmaları bitirmek için Haziran 2016'da ateşkes imzaladı.
Geçen yıl ağustos ayında müzakerelerde anlaşmaya varan Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ve "Timochenko" olarak tanınan FARC lideri Rodrigo Londono, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un da katılımıyla 26 Eylül 2016'da, henüz anlaşma halk oylamasına sunulmadan sembolik bir törenle barış anlaşmasını imzaladı.
Ekim ayında halk oylamasına götürülen barış anlaşması için yaklaşık 13 milyon Kolombiyalı sandık başına gitti ve referandumda sürpriz şekilde yüzde 50,2 "hayır" sonucu çıktı.
Referandum sonrasında FARC ve Kolombiya ordusu, ateşkesi sene sonuna kadar uzattıklarını açıkladı. Santos, "hayır" kampanyasını destekleyen eski devlet başkanı Alvaro Uribe ve kampanyanın diğer temsilcileriyle görüşmeler yaptı.
Halk oylamasının hemen ardından "yıllardır süren çatışmaya son vermek için çaba gösteren" Santos'a Nobel Barış Ödülü verildi.
Havana'da müzakere masasına tekrar oturan taraflar, 12 Kasım 2016'da bir kez daha anlaşmaya vardıklarını açıklayarak yeni barış anlaşmasına imza attı.
Bu sefer anlaşmayı halk oylamasına götürerek yeni bir yenilgiyle karşılaşmak istemeyen Santos, "bir öncekinden daha iyi bir anlaşmaya varıldığını" belirterek, anlaşmayı müttefiklerinin çoğunlukta olduğu kongreye sundu ve 1 Aralık'ta anlaşmanın Kolombiya Kongresinde onaylanmasını sağladı.
Yeni anlaşmada neler değişti?
Santos, FARC'ın müzakere masasını terk etmesini engelleyerek, yeni barış anlaşmasında daha iyi sonuçlar elde edildiğini savundu. Halka seslenen devlet başkanı, ilk barış anlaşmasında bulunan 57 maddede değişikliğe gidildiğini açıkladı.
Yeni anlaşmada, FARC'ın tüm mal varlığını beyan ederek bunları devredeceği kararlaştırıldı. Örgütün mal varlığının çatışmadan etkilenenlere tazminat ödemesi için kullanılacağı bildirildi.
Barış anlaşması çerçevesinde, dini gruplar arasında aile değerlerine zarar verildiğine yönelik endişeleri giderecek adımların atıldığı açıklandı.
Adalet sisteminin geçiş dönemi için 10 yıllık bir süre tanındığı belirtilerek, FARC üyelerinin bağlantı kurdukları uyuşturucu kaçakçılığı yapan gruplarla ilgili kapsamlı bilgi sağlayacağı bildirildi.
Barış anlaşmasının Kolombiya anayasasının bir parçası olmayacağına yönelik teminat verildi.
Referandumda yürütülen "hayır" kampanyasının en önemli dayanak noktalarını oluşturan hususlar, FARC'ın parlamentoda temsil edilmesi, suçluların hak ettikleri şekilde cezalandırılmaması ile örgüt mensuplarının toprak ve mülk sahibi olması yönündeki endişelerdi. Santos, bu endişeleri giderecek adımların atıldığını söyleyerek ayrıntı vermekten kaçındı.
Yeni anlaşmada insanlığa karşı suç işleyen ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan FARC üyelerinin yargılanabileceği belirtildi.
Referandumda neden "hayır" çıktı?
Kolombiya'da yapılan anketlerin neredeyse hepsinde "evet" kampanyasının kazanacağı sonuçları çıkıyordu. Öyle ki Kolombiya hükümeti halk oylaması henüz yapılmadan önce halka açık bir törenle barış anlaşmasına imza attı.
Anket sonuçlarına aldanan hükümetin, halkı oy kullanmaya gitme konusunda ikna edici bir tavır sergileyemediği değerlendiriliyor. Bu nedenle anlaşmayı destekleyen bölgelerde seçimlere katılım oranının çok düşük kaldığı belirtildi.
"Hayır" kampanyasını yürüten iki eski devlet başkanı Alvaro Uribe ve Andres Pastrana oldu. İki lider de daha önce FARC ile barış müzakereleri yürütmüştü.
Halkın referandumu "barış ya da adalet" arasında bir seçim olarak gördüğü düşünülüyor.
Kolombiya halkının barış anlaşmasına karşı çıkmasının temel nedenleri ise FARC'ın siyasi temsil hakkı edinmesi, suçluların ceza almadan ya da hafif cezalarla kurtulması ve FARC üyelerinin toprak ve mülk sahibi olma hakkı kazanması olarak özetleniyor.
Ülkeye "zarar veren kişilere bu kadar fazla hak tanınmasının" yanlış olduğunu savunan "hayır" cephesi, hükümeti FARC üyelerine çok fazla taviz vermekle suçluyor. Hükümet ise varılabilecek "en iyi anlaşmaya" vardığını, FARC'a siyasi temsil hakkı vermeden ve cezai yaptırımlar hafifletilmeden, örgüt üyelerini müzakere masasında tutmanının mümkün olmadığını savunuyor.
FARC'ın geçmişte çatışmalarını yoğun şekilde yürüttüğü bölgelerdeki halkın artık savaş istemediği ve bu nedenle barışı desteklediği bildiriliyor. Öte yandan, örgütün faaliyetlerinden birebir etkilenen aile üyelerinin, örgüte verilen imtiyazlarla suçluların ödüllendirilmesine karşı çıkarak "hayır" oyu verdiği de düşünülüyor.
dikGAZETE.com