İl merkezine 46 kilometre uzaklıkta ve Bayburt sınırında yer alan köy denizden 2 bin 170 metre yükseklikte kurulu. Yaz aylarında 40 hanenin yaşadığı köyde bulunanlar ısınma ihtiyaçlarını yüzyıllardır hayvan gübresinden yaptıkları “kokar yakıt” olarak adlandırılan tezekle karşılıyor.
Son dönemde devletin kömür yardımı yapması nedeniyle kısmen azalsa da vatandaşlar kadınıyla erkeğiyle birlikte harmana kış boyu yığdıkları ve loğ taşıyla sıkıştırdıkları hayvan gübresinden kalın kütleler halinde tezeği kürekle kesip kurutarak, evlerinin bacasına taşıyıp yıl boyu yakmaya devam ediyor.
Yapımı 2 ay sürüyor
Tezeği yakmak için doğadan geven toplayan ve bununla tutuşturan vatandaşlar yılın 9 ayı soğuk geçen köyde ısınmak ve yemek için daha kullandıkları tandır ve kovalı sobalarda tezeği kullanırken, tezeğin yapım süreci ise tam 2 ay sürüyor.
Köy muhtarı Ekrem Hayal, tek gelirlerinin köyde uğraştıkları hayvancılık olduğunu belirterek, “Hayvanların gübrelerini kış boyunca yığıyoruz. Mayıs ayının sonlarında yağmurlar kesildikten sonra süpürüp altını temizleyip basma işlemini yapıyoruz. Daha sonra yayma dönemine geçiyoruz. Harmanın altına saman serip yayma yapıyoruz. 2-3 boyunca da loğ taşıyla eziyoruz iyice. Havanın durumuna göre 1 ay kadar kurumaya bırakıyoruz. Daha sonra kesme aşamasına geçiyoruz. 10 gün kesme işini bitirdikten sonra kurutup zincir aşamasına geçiyoruz. Burada kuruyanları alıyoruz, kurumayanları kumul aşamasına geçirip kurutuyoruz. 2 ayda bu sezon kapanıyor” dedi.
“Ormanımız yok, mecburuz. Tezek bizim en ideal yakacağımız”
Tezeği niçin yaptıklarını “Ormanımız yok, mecburuz. Tezek bizim en ideal yakacağımız” diyerek açıklayan Hayal, “Ekmeğimizi tandırda yapıyoruz. Burada da en önemli yakıtımız tezek. Tandır yakanlar tezek kullanınca zehirlenme tehlikesi olmadığı için tezek bizim için çok ideal” diye konuştu.
Koyun gübresinin tezeğinin çok daha kaliteli olduğunu hatta olsaydı kömüre ihtiyaçlarının olmayacağını beyan eden Hayal, “Eskiden evlerin tavanları davlumbaz şeklinde yapılırdı. Davlumbaz şeklinde olduğu için baca var. Eskiden evlerde gaz lambası yanardı. Eğer o şekil baca olmasaydı herkes zehirlenirdi. O davlumbaz yapı tezeğin dumanını, lambanın gazını alıp çekiyor havaya" ifadelerini kullandı.
“Bunsuz olmaz bu dağın başında”
Köy sakinlerinden 80 yaşındaki Nadiye Hayal de “Bunsuz olmaz bu dağın başında” diyerek ürettikleri tezekleri 12 ay boyunca kullandıklarını belirterek, “Şimdi kalkıp İstanbul’a gittik diye yapmamazlık yapmıyoruz. Anamızdan doğalı yapmasını biliyoruz ve bunu yakıyoruz. Dağdan geven toplar getirir tutuşturur yakarız. Yine tezeğimiz var” şeklinde konuştu.
Recep Ergin
dikGAZETE.com