Tokat’ta 1972 yılında doğan Ersoy Ayçelik, Almanya’nın Hamburg kentine işçi olarak çalışmaya giden gurbetçi bir ailenin 3 çocuğundan birisi olarak spora çok genç yaşlarda başladı. Ayçelik, başta futbol olmak üzere 10 yıl üç ayrı takımda oynadıktan sonra sakatlığından ötürü branş değiştirip iki sene boks eğitimi aldı. Bokstan sonra 2 yıl da muay thai eğitimi alan Ayçelik, yaşıtlarına göre daha zayıf ve sıska görünümünün etkisi altında kalıp, daha dolgun ve güçlü bir görüntüye sahip olmak için 17 yaşında fitness branşına yöneldi. Yaklaşık 4 yıl fitness yapan Ayçelik, istediği görünüme adım adım yaklaşmaya başladı.
GÜVENLİK OLARAK ÇALIŞTI
Bir taraftan eğitimini tamamlamakta bir taraftan da yoğun geçen antrenmanlar için maddi kaynak bulmak zorunda olan Ayçelik, hafta sonları gece kulübü ve diskolarda güvenlik olarak bu ihtiyacını karşıladı. Zaman geçtikçe kasları da gelişen ve o sıska ve zayıf vücuttan eser kalmayan Ayçelik, hayalindeki yapılı, iri vücuda sahip olmak için yıllarını vermiş olduğu fitness salonunu bırakarak, vücut geliştirme (bodybuilding) salonunda spor yapmaya başladı. Vücut geliştirme sporunun en yüksek mertebesi olan hard bodybuilding yapmayı hedefleyen Ayçelik, bir dergiden koparmış olduğu posterde yer alan Hamdullah Aykutlu’yu kendine örnek aldı. Anavatanına dönerek memleketi Tokat’a yerleşen Ayçelik, Türkiye’de profesyonel olarak vücut geliştirme camiasına 2010’da giriş yaptı. Kocaeli’nde artı 90 kiloda Türkiye şampiyonu olup 2013 milli takım kafilesi ile Moğolistan’da yapılan Dünya Şampiyonası'na bir zamanlar posterini duvarına astığı Hamdullah Aykutlu ile beraber gitti. 36 ülkenin katıldığı Dünya Vücut Şampiyonası'nda 90 kiloda 10. olan Ayçelik’in başarısında Mahmut Irmak en büyük faktörlerden birisi oldu. Son olarak 2015 yılında Polonya'nın Varşova kentinde düzenlenen Dünya Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda 3. olan Ayçelik, spor hayatına antrenör olarak devam ediyor.
"KİLO ALMAK İÇİN BAŞLADIM"
Ayçelik, vücut geliştirme sporuna genç yaşlarda Almanya’da başladığını ifade ederek, “O zamanlar bir işçi ailesi olarak gittiğimiz Hamburg’ta gurbetçiydik. Hali ile kendimize fazla bakamadığımız için biraz fiziksel olarak Almanlar'dan dezavantajlıydım. Dolayısı ile bu spora başladım. Kendimi geliştirerek hak ettiğim yere geldiğimi düşünüyorum. Bu aşama aşama oldu. Kimse 2-3 sene salona gidip de ben dünya şampiyonu olacağım, podyuma çıkacağım diye hayal kurmuyor. Benim ilk başlarda hedefimde kilo almak vardı, 60 kiloyu geçemiyordum. Yıllarca 75-80 kilo olmayı hayal ettim. Sonra zamanla olduğunu görmekle beraber bu işin de bir şekilde formülünü bulduğumuzu düşünerek kolları sıvadık. Nitekim 45 yaşında hala bu işe devam etme zevkini yaşıyorum. Geçen sene hedefimi tamamladım. Dünya derecesi istiyordum. Polonya’da düzenlenen Nac Dünya Şampiyonası'nda 3. oldum. Bundan sonra yaşım itibariyle daha fazla kendimi zorlamamakla beraber neler yapabileceğime bakıyorum. Önümüzde Kıbrıs’ta ev sahibi olacağımız uluslararası yarışmada ülkemizi tekrar temsil etmeyi düşünüyorum” dedi.
“BU İŞİ TÜRKİYE'DE YAPMAK DAHA FAZLA PARA GEREKTİRİYOR”
Vücut geliştirmenin zor, aşırı disiplin isteyen bir spor olduğunu ifade eden Ayçelik, “Maddi olarak vitaminler, beslenme önemli yer tutuyor. Türkiye'de etin kilosu 40 lira. Yurt dışında insanlar bu paraya 4 kilo et alıyor. Onların 4 kilo et yediği yerde aynı paraya 1 kilo et yiyoruz. Aynısı protein ürünleri için de geçerli. O nedenle Türkiye’de bu işi yapmak çok daha fazla para gerektiriyor” diye konuştu.
dikGAZETE.com