AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Zeynep Alkış, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul seçimini yenileme kararı alan YSK üyelerine yönelik sözlerinin “eleştiri” değil “hedef gösterme”, “tehdit” ve “hakaret” olduğunu belirterek, "Kılıçdaroğlu’nun sözleri demokratik siyaseti şiddetin dili ile öldürme girişimidir” dedi.
AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Zeynep Alkış, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine yönelik sözlerini eleştirerek, Kılıçdaroğlu’nun üslubunun birlik ve beraberliği sarsıcı boyuta ulaştığını ifade etti. Alkış, “Kılıçdaroğlu’nun YSK üyeleri hakkındaki sözleri, Cumhuriyet Halk Partisi’nin hakaret ve nefret diline son örnektir. Kılıçdaroğlu’nun sözleri demokratik siyaseti şiddetin dili ile öldürme girişimidir. Birlik ve beraberliğimize suikast girişimidir” dedi.
’’KEMAL BEY TEHDİT EDİYOR, SAYGI DUYMUYOR DİYE KANUNSUZLUK MU YAPILACAK?’’
Kılıçdaroğlu’nu YSK’nın kararına saygı duymaya davet ettiğini belirten Alkış, “Olay aslında açık ve net. Sandık kurulu başkanları ve kurulun en az bir üyesinin kamu görevlisi olma şartı var. Ama askeri personel hariç. İlçelerin mülki idareleri, o ilçede görev yapan kamu görevlilerinin listesini ilçe seçim kurullarının talebi üzerine teslim etmektedir. İlçe seçim kurulları da bu liste üzerinden kura ile sandık kurulu başkanı ve sandık kurulu memur üyesi ataması yapmaktadır. Ancak 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’da kanunun bu hükmü açıkça ihlal edildi. Bunu Kemal Bey kendisi de biliyor. Şöyle ki İstanbul’da 31 bin 280 sandık bulunmaktadır, bu da 31 bin 280 devlet memuru sandık kurulu başkanı ve 31 bin 280 tane memur üye demektir. YSK’nın tespitlerine göre İstanbul seçimlerinde görevlendirilen 6 bin 644 kişinin sandık kurulu başkanı ve 13 bin 98 sandık kurulu üyesi olması kanunen yasaktır. Kemal Bey tehdit ediyor, saygı duymuyor diye kanunsuzluk mu yapılacak? Kemal Bey kanunsuzluğa göz yumulmasını isteyerek, kanun tanımazlığını gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.
Kanuna aykırı olarak sandık kurulu başkanı ve memur üyesi atanan 22 sandıktaki oy sayım ve döküm cetvelinin kayıp olduğunun ve YSK sistemine boş olarak işlendiğinin tespit edildiğinin altını çizen Alkış, “Yine Yüksek Seçim Kurulu kanuna aykırı olarak sandık kurulu başkanı ve memur üyesi atanan 101 sandıktaki oy sayım ve döküm cetvelinin imzasız mühürsüz ve yazıları eksik olarak YSK sistemine işlendiğini tespit etmiştir. Kanunun aradığı iki konuda usulsüzlük yapılan sandık sayılarının toplamı 123’tür. Bu sandıklardaki toplam oy sayısı ise yaklaşık 42 bin oy pusulasıdır. YSK, hem sandık kurulu başkanı ve memur üyesi kanunsuz atanan hem de oy sayım ve döküm cetveli olmayan ya da boş olan 123 sandıktaki yaklaşık 42 bin oy pusulasının kontrol ve denetiminin yapılamayacağından dolayı şüpheli hale geldiğine hükmetmiştir. Ve YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye seçiminde adaylar arasındaki oy farkının 13 bin 729 olması, denetlenemez ve kontrolü sağlanamaz yaklaşık 42 bin şüpheli oy pusulasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin sonucunu doğrudan etkileyeceğine hükmetmiş ve seçimin yenilenmesine karar vermiştir. Görüldüğü gibi YSK sadece ’sandık başkanları ve sandık kurulu memur üye’ konusundaki kanunsuz atamaları ya da ’oy sayım ve döküm cetvellerine’ ilişkin usulsüzlükleri ayrı ayrı değerlendirmemiş ya da yeterli bulmamış, kanuna aykırı iki önemli usulsüzlüğün birarada olduğu sandıkları tespit etmiş ve bu sandıkların İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerine etki edip etmeyeceğini değerlendirerek sonuçta yaklaşık 42 bin denetlenemez ve kontrol edilemez şüpheli oy pusulasından dolayı seçimin yenilenmesine karar vermiştir” dedi.
(İHA)