USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

Kılıçdaroğlu Maliye Bakanına cevap verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in CHP’nin vaatleriyle ilgili "Kaynağını açıklasınlar ikna olayım, ben de CHP’ye üye olurum” açıklamasına cevap verdi.CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, NTV’de gündeme ilişkin soruları ce

Kılıçdaroğlu Maliye Bakanına cevap verdi
20-04-2015 20:57
Google News

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in CHP’nin vaatleriyle ilgili "Kaynağını açıklasınlar ikna olayım, ben de CHP’ye üye olurum” açıklamasına cevap verdi.
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, NTV’de gündeme ilişkin soruları cevapladı. CHP’nin seçim bildirgesi ve vaatleriyle ilgili Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Eğer böyle olursa bu 150 milyara denk geliyor. Türkiye hemen IMF’nin kapısına gider. Kaynağını açıklasınlar, ikna olayım bende CHP’ye üye olurum” açıklamasına ilişkin, “Sayın bakanı bekliyoruz, gelip üye olursa mutlu oluruz. Ama ben size bugüne kadar hiç konuşulmayan rakamları vereceğim. Kaynak var mı, yok mu bu ülkede? Sayın Maliye Bakanı unutmasın ben eski bir hesap uzmanıyım. Uzun yıllar Maliye Bakanlığı’nda çalıştım. Devlet bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi topladım. Bu konuda hiç mütevazi değilim. Şunu açık ve net söyleyebilirim. Maliye camiası da bunu çok iyi bilir, sosyal güvenlik camiası da çok iyi bilir. Eğer bu ülkede 10 kişi ben vergi toplamasını, bütçe yapmasını, nasıl harcanmasını biliyorum diyorsa o 10 kişiden birisi benim. Sayın bakanın hiç maliye deneyimi yok, benim maliye deneyimim var. O verginin nasıl toplandığını bilmez, ben nasıl toplandığını bilirim. O nasıl harcandığını bilmez, ben nasıl harcandığını bilirim” diye konuştu.

“CHP’YE ÜYE OLMAK İSTİYORSA ÖNCE KISACA BİR BİZİM EĞİTİMİMİZDEN GEÇMESİ LAZIM MALİ KONULARDA KONUŞACAKSA”
“CHP’ye üye olmak istiyorsa önce kısaca bir bizim eğitimimizden geçmesi lazım mali konularda konuşacaksa” diyen Kılıçdaroğlu, “Bakın, sayın bakana rakam vermek isterim ve bütün vatandaşlarımızda bizi dikkatle dinlesinler. 1923-2002; toplam 57 hükümet bu ülkeye hizmet verdi. Hepsini şükranla anıyoruz. 57. hükümetin harcadığı kaynak ne kadar 79 yılda? 546 milyar dolar vergi harcamışlar. Vergi toplayıp harcamışlar. 95 milyar dolar iç borç yapmışlar. 130 milyar dolar dış borç yapmışlar, 8 milyar dolarda özelleştirme geliri elde etmişler 79 yılda. Toplam 779 milyar dolar para harcanmış. Ne yapılmış? Sümerbanklar yapılmış, Etibanklar yapılmış, Kebanlar yapılmış, Erdemirler yapılmış, Kardemirler yapılmış, İsdemir yapılmış, limanlar yapılmış, yollar yapılmış 779 milyar lirayla, Atatürk Barajı yapılmış. GAP’ın önemli bir kısmı yapılmış. Geliyorum AK Parti iktidarına. Yani 2003- 2014, 12 yılda harcanan para. Vergi gelirleri 1,5 trilyon dolar. İç borç 96 milyar dolar. Dış borç 273 milyar dolar. Özelleştirme geliri 52 milyar dolar. Toplam harcanan para 1 trilyon 900 milyar dolar. Tam rakamı isterseniz size. 1 Ocak 2003’le 31 Aralık 2014 arasındaki rakam 1 trilyon 869 milyar dolar. Biz buna 1 trilyon 900 dedik ama yine rakamı ya bunlar gene şişirdiler demesinler diye 1 trilyon 869 milyar dolar. 79 yılda harcanan paradan çok daha büyük bir para son 12 yılda harcandı. 2015 rakamları yok bunun içinde. Harcanan fazla para ne kadar? 1 trilyon 90 milyar dolar. 57. hükümetten 1 trilyon 90 milyar dolar daha fazla para harcadılar. Şimdi bütün vatandaşlarım elini vicdanlarına koyup şu sorunun yanıtını versinler. 12 yılda ne yapıldı? Bir Atatürk Barajı mı yapıldı? Bir Keban mı yapıldı? İsdemir mi yapıldı? Erdemir mi yapıldı? Kardemir mi yapıldı? Ne yapıldı? Tabi biz hiçbir şey yapılmadı diye böyle ucuz bir şeyin içine de girmek istemiyorum. Elbette bir şeyler yapıldı. Ama 1 trilyon 90 milyar dolar eğer deneyimli, bilgili, liyakatli bir hükümetin elinde olsaydı bugün Türkiye bilgi toplumunu yakalamıştı” ifadelerini kullandı.

“BÜTÜN MESELE KAYNAĞI YERİNDE KULLANMAK”
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi bana dönüp para var mı diye soruyorlar. 12 yılda siz 1 trilyon 90 milyar dolar para harcadınız. Üstelik o daha önceki yıllarda, yani 79 yılda yapılan bütün tesisleri de satarak bunu yaptınız. Şimdi dönüp bana deniyor ki, parayı nereden bulacaksınız? Türkiye onların düşündüğünden daha zengin bir ülke. Türkiye’de kaynak var. Bütün mesele kaynağı yerinde kullanmak. Bu rakamları şunun için verdim. Hükümet parayı nereden bulacağız diyor. Siz 1 trilyon 90 milyar doları nasıl buldunuz? Demek ki var. Daha önceki hükümetlerin tamamının kullandığı kaynaktan çok daha fazlasını kullandınız. Ayrıca bir şey söyleyeyim 31 milyar dolarlık net hata ve noksan burada yok. Yani kaynağı belirsiz 31 milyar dolar para daha kullandılar. Şimdi ne için bu kaynak yok diyorlar? Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz. Vay kaynağı nereden bulacaksınız? Efendim aile sigortasını getireceğiz, yoksulluğu 21. yüzyılın Türkiye’sinde tarihe gömeceğiz diyorum. 720 lira veriyoruz aileye. 3 milyon 750 bin hane yaklaşık. Vay efendim parayı nereden bulacağız. Türkiye’de para var. Soru paradan değil, soru parayı nerede kullanacağında yatıyor. İşin özü bu. Bakın bu rakamların hiçbirisine, bir kuruşuna bile Maliye Bakanı itiraz edemez. Çünkü onun rakamları. Demek ki bu ülkede kaynak var, bu ülkede para var. Bu ülkede kaynak yerli yerinde kullanılmıyor. Bu ülkede kaynak verimlilik anlayışıyla kullanılmıyor. Bu ülkede kaynak Türkiye’nin geleceği düşünülerek kullanılmıyor. Sorun budur.”

“BİZİM AMACIMIZ SOSYAL DEVLETİ İNŞA ETMEK VE SOSYAL DEVLETİ GÜÇLÜ KILMAK”
Yoksul kesime verilen vaatler üzerine kurulmuş bir bildirge görüldüğü belirtilerek, “Hem AK Parti’yi yoksulluğu yönetmekle suçluyorsunuz ama sizde bir taraftan yoksullara yapılacak yardımlar üzerinden seçim vaatlerini şekillendiriyorsunuz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Bizim amacımız sosyal devleti inşa etmek ve sosyal devleti güçlü kılmak. Biz yoksulluğu idare etmeyeceğiz, yoksulluğu bitireceğiz. Bu bizim başlangıç noktamız. Ben 4 yıllık süre istiyorum. 1 yıllık ya da 100 günlük süre istemedim. Ama 100 günde ve 1 yılda neler yapacağımızı tek tek açıkladım. 4. yılın sonunda çok farklı bir tablo çıkacak Türkiye’de. Aile sigortası; Amerika’da gidin bütün AB ülkelerinde var aile sigortası. Niye bizde yok? Sosyal devlet nedir biliyor musunuz? Sosyal devlet ailenin, çocuğun, yaşlının, işsizin geleceğini güvence altına alan devlettir. Biz buradan yola çıkıyoruz. İşsizlik sigortası var mı? Var. Ama işsizlikte var. Hastalık sigortası var mı? Var. Ama hastalıkta var. İş kazası, meslek hastalığı sigortası var mı? Var. Analık sigortası var mı? Var. Neden 9. sigorta dalı Türkiye’de yok? Onun adı aile sigortası. Nereden çıktı bu? Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kabul ettiği 102 sayılı uluslararası sözleşme. 102 sayılı. Türkiye bu sözleşmeyi ne zaman kabul etmiş? 1974 yılında kabul etmiş. Neden o sözleşmenin son maddesi olan aile sigortası hayata geçirilmiyor? Çünkü yoksullar siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürülmek isteniyor. Biz bunu reddediyoruz. Aile sigortasını getireceğiz, aile sigortası sosyal devletin korunması demektir. Yoksulluğun idare edilmesi demek değildir. Nasıl hastalanan gidiyorsa, ailenin geliri düşebilir” değerlendirmesinde bulundu.

“60 YAŞINA GELEN BİRİSİ İŞSİZ KALDIĞINDA SOSYAL DEVLET ONA AİLE SİGORTASINDAN BAKACAK”
Bir örnek vererek konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Emeklilik yaşı kaç? 65’e çıktı. Diyelim ki 60 yaşındasınız ve patron dedik ki kusura bakma senin iş akdini feshediyorum, kıdem tazminatını al ve ayrıl. Emekli olmak için kaç yıla ihtiyacınız var? 5 yıl. 60 yaşında iş arıyorsunuz kimse size iş vermiyor. Nasıl geçineceksiniz? Aile sigortası orada devreye girecek. Bakın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 102 sayılı sözleşmesi çocuğun doğumundan insanın vefatına kadar bütün yaşamını güvenceye alan bir alandır 102 sayılı sözleşme. Biz bu sözleşmenin gereğini yapıyoruz. 1974 yılında parlamentoda kabul edilen sözleşmenin gereğini yapıyoruz. Onun için diyoruz AK Parti bunu yapmak istemiyor. Ben sana şunu şunu vereceğim ama sen hep benim arkamda dur ama hiçbir zaman ben senin sayını azaltacağım demiyor. 2002’ye bakın, 2015’e bakın. Yoksul sayısı arttı mı? Arttı. Bizim iktidarımızda yoksul olmayacak. Kimse böyle hele yoksulluğu teşhir etmek gibi bir düşüncemiz asla ve asla olmayacak. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Asıl hedefimiz bu. Sosyal devleti bunun için güçlü kılacağız. Dediğim gibi 60 yaşına gelen birisi işsiz kaldığında sosyal devlet ona aile sigortasından bakacak. Güvence verecek ona, iş verecek. Daha bunun devamı da var tabi. Yani aile sigortasından ömür boyu yararlanacak diye bir kural yok. İstihdam politikalarımızı da buna göre oluşturuyoruz. Devlet işçimi istihdam edecek? Bu ailelerin çocuklarını alacak işe önce. Pozitif ayrımcılık yapacağız. Çocuk işe girince veya anne veya baba işe girince aile sigortası kapsamından zaten çıkıyor. Asgari ücret zaten bin 500 lira olacak. Dolayısıyla hani aile sigortası ömür boyu olan bir sigorta dalı değil. Nasıl hastalık sigortası tedavi ediyorsunuz bitiyor, gereğini yapıyor. Aile sigortası kişinin asgari yaşam düzeyini sürdürmesi için sosyal devletin getirdiği bir kural olacak. Bizim hedefimiz bu.”

“TÜRKİYE’DE OLAĞANÜSTÜ BİR GELİR DAĞILIMI BOZUKLUĞU VAR”
Vaatlerin maliyeti için kaynağın nereden bulunacağı sorusuna Kılıçdaroğlu, “Kaynak bütçe. Bir devletin kaynağı bütçedir. Bütün mesele şu; bütçede hangi kaynağı ya da hangi harcamaya öncelik vereceksiniz. Sorun orada zaten. Eğer bunu yaparsanız, devleti iyi yönetirseniz kaynak var az önce söyledim size. 12 yılda elde edilen kaynak 1 trilyon 869 milyar dolar. Bundan daha büyük kaynak mı olur Türkiye Cumhuriyeti için? Ne yapıldı bununla ilgili? Hiçbir şey yapılmadı. Biz yapacağız ama. Bu kaynak Türkiye’de yeteri kadar kaynak var. İki; Türkiye’de olağanüstü bir gelir dağılımı bozukluğu var. Ben size onun da örneğini vereyim. Bu da devletin rakamı. 2002; Türkiye nüfusunun yüzde 1’i Türkiye servetinin yüzde 39.4’üne sahip. Geliyorum 2014’e; Türkiye nüfusunun yüzde 1’i toplam servetin yüzde 54.3’üne sahip. Kim yaptı bunu? İzlenen ekonomi politikaları. Biz yapacak mıyız? Asla. Refahı tabana yayacağız. Biz kaynağı nereden bulacağız? Üç ana eksen vardır dünyadaki her politika ya da her siyasal parti bu üç kaynağa başvurur. Daha doğrusu üç ana yola başvurur. Bir vergi politikası, bütçe politikası, sosyal harcamalar. Bunlarla yapar. Yani gelir dağılımını, yani refahı tabana yayma bu politikalarla olur. Başka bir politikası yoktur bunun” yanıtını verdi.

“BİZİM SEÇİM BİLDİRGEMİZLE İLGİLİDE SAYIN BAŞBAKAN KUŞKUYA DÜŞÜYORSA, HAYALİ VAATLER DİYORSA BURADA OTURUR BERABER TARTIŞIRIZ”
Daha fazla vergi tahsilatının yapılıp yapılmayacağına ilişkin ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Kayıt dışı ekonomiyi kontrol ederek biz alacağız. Bakın, şu projemiz çok önemli. Bizim bütün projelerimiz bir pazılın parçaları gibi birbirini tamamlayan projeler. KOBİ’lere ne dedik? Ödediğin vergi ve sigorta primi kadar, borcu olmayacak vergi ve sigorta primi borcu olmayacak, ödediği vergi ve sigorta primi kadar 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi açacağız. 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi. Bir; üretim artacak mı? Artacak. İki; işini büyütecek mi? Büyütecek. Üç; istihdam yaratacak mı? Yaratacak. Dört; devlet şuanda en az 30 milyar lira tahsil edemediği vergi ve sosyal güvenlik primi var. 30 milyar lira. Ne oluyor 30 milyar lirayı alamayınca? Gidiyor yüksek faizle devlet borçlanıyor. Bizim projemizde ne? Bakın üretimi artırıyoruz, istihdamı artırıyoruz, vergi tahsilatını sorun olmaktan çıkarıyoruz, kayıt dışı ekonomiyi patron artık diyecek kayıt dışına gerek yok. Ne kadar vergi ödüyorsam o kadar sıfır faizli kredi alacağım diyecek. Hepsi birbirini tamamlayan projeler. Vergimiz artacak, istihdamımız artacak. Özellikle de katma değeri yüksek ürün üreten KOBİ’lere ek teşvikler vereceğiz. Ben bir toplantıda şunu söyledim. Bizden saygın bir işadamı çip üretmek istedi ve dedi ki bunun için benim 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var. Emin olun ben Başbakan olsaydım 1 milyar dolar parayı verirdim. Ne olurdu biliyor musunuz? Türkiye teknolojide müthiş bir sıçrama yapacaktı. Ama bunlar yapmadılar. Biz gözü kapalı proje hazırlamadık. Türkiye’nin çok iddialıyım bu konuda, Türkiye’nin en iyi iktisatçıları, en iyi sosyologları, en iyi uygulamacılarıyla çalıştık ve bu projeleri böyle oturup bir gecede hazırlamadık. Her kuruşun hesabını yaptık. Bakın, konut için 277 lira taksitle diyoruz. Bunu sadece biz yapmadık. Biz müteahhitlere gönderdik birde test ettirdik bu olur mu, olmaz mı diye. Çünkü sonuçta bir vaatte bulunuyorsunuz ve bu vaadin şu veya bu şekilde kendi içinde tutarlılığı esastır. Biz onu da test ettik evet bu olabilir, bu yapılabilir, çok iyi de yapılabilir dendi bize. Biz bunların hepsini yapacağız. Kaynak sorunumuz yok. Bunu açık ve net söylüyorum kaynak sorunumuz yok. Eğer kaynak konusunda Sayın Başbakan kuşkuya düşüyorsa, bizim seçim bildirgemizle ilgilide Sayın Başbakan kuşkuya düşüyorsa, hayali vaatler diyorsa burada oturur beraber tartışırız. Bizim projelerimiz mi daha tutarlı, yoksa kendilerinin projesi mi daha tutarlı oturur tartışırız uygar iki insan olarak.”
“Vaatlerle ilgili bir maliyet rakamı çıkardınız mı?” sorusu üzerine Kııçdaroğlu, “Bütün onların hesabı yapıldı. Her kuruşun hesabı yapıldı. Nerede ne kadar, nasıl toplanacak, nereye harcanacak bunların hepsi yapıldı. Yani biz bir anlamda bir seçim bildirgesinin ötesinde bir vizyon çerçevesinde bir hükümet programı sunduk. Bu bizim hükümet programımızdır aynı zamanda” dedi.

“KREDİ KARTI VE TÜKETİCİ KREDİSİ BORÇLARINI SİLECEĞİZ”
“Bütçeye gerçek anlamda yük diye tanımladığımız harcama 720 lira olacak aile sigortası” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunun da rakamı ben hemen size söyleyeyim 720 ile 3 milyon 750 bin haneyi çarparsanız rakam çıkar ortaya. Ve bununda öyle çok abartılacak bir rakam olmadığı yine gün gibi açık bir rakam. En ciddi rakam. Borçları sileceğiz dedik, faizlerini sileceğiz. Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını sileceğiz. Sayın Maliye Bakanı yani hayret ediyorum çıkardıkları kanundan bile haberleri yok. Sayın Maliye Bakanı diyor ki sabah televizyonda. Efendim diyor bunu nasıl yapabilirler diyor. Bunu nasıl gerçekleştirebilirler diyor. İki kez yaptı bunu AKP hükümeti. Bir 2003’te, bir 2009’da yaptı. Efendim bu olursa muhalefet anayasa mahkemesine gidermiş. Biz gitmedik. Yani vatandaşın lehine olan bir konu için niye anayasa mahkemesine gidelim. Yani kendi yaptıklarından bile haberdar olmayan bir maliye bakanı CHP’ye üye olacaksa vay halimize. Kendi yaptığından haberi yok. Nasıl o koltukta, hangi gerekçeyle niçin oturuyor ben gerçekten anlamakta zorlanıyorum” diye konuştu.

“5 MİLYON VATANDAŞ RAHAT BİR NEFES ALACAK”
Borçların silineceğini bildiren Kılıçdaroğlu, “Evet borçların faizini, altını özenle çizdim. En az yüzde 80’ini dedim, bakın en az yüzde 80’ini sileceğiz. Soru şu; nasıl sileceğiz? Bakın, 2008-2014; satın alınan batık alacak tutarı, varlık yönetim şirketleri tarafından bankalardan satın alınan miktar 19 milyar lira. Eski parayla 19 katrilyon liralık vatandaşın borcunu bankalar varlık yönetim şirketine sattılar. Bankalar kaça sattı? 19 milyar liralık alacağı varlık yönetim şirketlerine 2 milyar 800 milyon liraya sattılar. Aradaki fark 16 - 17 milyar lira. Yani 16-17 milyar liralık bir alacağından banka kendi isteğiyle vazgeçiyor zaten. Bunun devlete yükü var mı? Hiçbir yükü yok. Varlık yönetim şirketleri ne yapıyorlar? 19 milyar liralık alacağı devralıyor, bir avukat ordusu kuruyor, bütün vatandaşların üzerine gidiyorlar borcunuzu ödeyeceksiniz yoksa sizi hapse atacağız. Bizde bundan vatandaşı kurtarmak istiyoruz. Niye vatandaş hapse girsin? Üstelik uyguladıkları faiz çok özür dilerim ama tefeci faizi yüzde 34. Yüzde 34 bir faiz ödenebilir bir faiz mi? Merkez bankasının uyguladığı yüzde 7 faize itiraz ediyorsunuz, vatandaşa uygulanan yüzde 34 faize ağzınıza bant çekiyorsunuz ve konuşmuyorsunuz. Bunu kabul etmeyeceğiz. Buradan da kurtaracağız vatandaşı. Bakın, bunun devlete maliyeti kocaman bir sıfır. Hiçbir maliyeti yok. Bu da büyük bir proje. 5 milyon vatandaş rahat bir nefes alacak. 800 bin civarında vatandaş hapse girmekten kurtulacak. Bunlar önemli rakamlar” ifadelerini kullandı.

“SEÇİM BİLDİRGESİ BİR VİZYON BELGESİ OLMANIN DA YANINDA AYNI ZAMANDA BİR HÜKÜMET PROGRAMIDIR”
Vatandaşın gerginlikten de, kavgadan da bıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Şunu öğrenmek istiyor vatandaş. Hepiniz siyasi partisiniz gayet güzel. Uygarca tartışın. Buda gayet güzel. Ama bize vatandaşa, ülkeye ne yapacaksınız çıkıp bunları bize anlatın. Niye kavga ediyorsunuz, huzurumuzu bozuyorsunuz diye. Vatandaş evimde televizyonu açmaktan bile korkuyorum diyor. O zaman hepimizin ders çıkarması lazım. CHP’nin de ders çıkarması lazım. Ülke bu haldeyse bizim ufuk açacak, güzellik vaat edecek, onun için dedik yaşanacak bir Türkiye projesi hazırlıyoruz diye ve Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar böyle devam ederse çok şey kaybedecek Türkiye. Bilgi toplumunun dışına itilecek Türkiye. Eğer yine bunu üzülerek ifade ediyorum İran’daki üniversiteler Türkiye’deki üniversitelere göre daha fazla bilimsel yayın yapıyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne oldu 13 yılda bu ülkede? Neden benim üniversitelerim bilgi üretmekten vazgeçtiler? Oturup düşünmemiz lazım. Sosyal demokrasiye gelince, sokaktaki vatandaşın derdi dert edinen parti zaten sosyal demokrat partidir. Onun inancını, etnik kimliğini, yaşam tarzını sorgulamayan parti zaten sosyal demokrat partidir. Biz böyle bakıyoruz ve öyle kendimizi konumladık. Seçim bildirgemizi de bu çerçevede hazırlardık. Seçim bildirgesi az öncede ifade ettim bir vizyon belgesi olmanın da yanında aynı zamanda bir hükümet programıdır.”
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ