KONYA (AA) - ABDULLAH DOĞAN - Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Beşparmak Dağları'nda bin 24 metre yükseklikte dik ve sarp kayaların üzerinden ilerleyerek düşman tahkimatını püskürten ve efsaneleşen tankın Konya'da hayatını sürdüren nişancısı, 43 yıl sonra gittiği Kıbrıs'ta o anları bir kez daha yaşadı.
Kıbrıs Barış Harekatı'na, vatani görevini yaptığı 28. Tümen Tank Taburu 2. Bölük'te tank nişancısı olarak katılan Onbaşı Gürler Erdağı, Konya Büyükşehir Belediyesince düzenlenen programla 43 yıl sonra görev yaptığı yerleri ziyaret etme imkanı buldu.
Yaşadıkları destansı mücadeleyi bugüne kadar sadece çocukları ve torunlarıyla paylaşan Erdağı, AA muhabirine, kazanılan zaferin nişanı haline gelen tankın hikayesini ve ziyarette yaşadıklarını anlattı.
Erdağı, harekat devam ederken 2 Ağustos gecesi Beşparmak Dağları'nda ilerlediklerini, tankın Rumlar tarafından daha önce yola döşenmiş kara mayınının patlaması sonucu hasar gördüğünü aktardı.
Paleti parçalanan tankın olduğu yerde kaldığını ifade eden Erdağı, kendisiyle beraber 5 kişilik mürettebatın korkuya kapılmadan son mermi bitene kadar düşmanla mücadele ettiğini belirtti.
"O anda en önemli görevi üstlenen kişiydim"Erdağı, Rumların ateşli taarruz karşısında geri çekilmek zorunda kaldığına işaret ederek şöyle konuştu:
"Bir tarafımız uçurum, diğer yanımız mayın. Onları püskürterek ilerlememiz devam ediyordu. Akşam 20.30-21.00 civarını buldu. Karşıdan ateş açılıyor, 3-4 saat sürdü ilerlememiz. Komutanımızın 'İlerleyin' emri üzerine 200 metre kadar sonra mayına isabet ettik. Tankımız yara aldı. Katıldığımız birlik bizim etkisiz hale geldiğimizi düşünerek geri çekilmek zorunda kaldı. Allah'ın izniyle durum öyle değildi. Tankın nişancısıydım, elle manevra yaparak, ateş edilen yere topu çevirerek düşman istikamete mühimmatımızı boşalttık. Adeta akşam karanlığı gündüz halini aldı. Düşman geri çekilmek zorunda kaldı. Paletlerin dağılmasından dolayı tankı orada bırakarak terk ettik. Birliğe bir müddet sonra ulaşabildik. O anda en önemli görevi üstlenen kişiydim. Onlara esir düşmektense son kurşuna kadar savaşma kararı almıştık. Bu duruma da düşmeden karşı taraf çekilmek zorunda kaldı."
"43 yıl sonra gördüm orayı"Yaşadıklarını anlatırken aynı heyecanı yeniden duyan Erdağı, şöyle devam etti:
"Tankın bulunduğu yer yüksek bir nokta, araçların çıkması çok zor. Sabahki taarruzda şehitlerimiz olmuştu. Şehitlerimizi de görünce her şeyi unutuyorsun. Tankın yakıtı olduktan sonra hesabını yaptın mı çıkmayacağı yer yok. Allah'ın izniyle o zirveye çıktık. Mayına basması da aslında Allah'ın hikmeti. Çünkü sol tarafımız sarp kayalık. 43 yıl sonra gördüm orayı. Sağ tarafımız büyük uçurum. Eğer ki 200 metre geride olsa aşağıya düşmemiz kesin. O anda bunları görmemiz mümkün değildi. Komutan bize dönerek 'Bu nasıl oldu' diye sordu. 'Komutanım o an gelsin yine çıkarız.' dedik. Yeter ki o an gelsin."
Savaştıkları yerleri yeniden ziyaret ettiğinde duygu dolu anlar yaşadığına değinen Erdağı, şunları söyledi:
"Konya Büyükşehir Belediyesinin misafiri olarak gittim. Anılarım tazelendi. Tankın şoförü Abdülkadir Kurt ile görüştük. O alanda çok duygulu anlar yaşadık. Güzel bir anı oldu. Gazi arkadaşlarla bir araya gelmiş olduk. Kayalıklarda asılı kalan tankı ve çevresini uzun uzun inceleme fırsatı buldum. Tahrip olmuş tankı 43 yıl sonra görmenin buruk heyecanını yaşadık."
Kıbrıs Barış HarekatıKıbrıs Barış Harekatı esnasında Beşparmak Dağları'nda 2 Ağustos 1974'teki Lapta muhaberelerinde Rumlar tarafından pusuya düşürülen tanklardan biri dağın zirvesinde kalmıştı. Tank mürettebatında Üsteğmen Mahmut Şanlıtürk, Tank Onbaşı Güler Erdağı ile erler Hamdi Bal, Abdülkadir Kurt ve Recep Dağanyiğit bulunuyordu.
15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cuntanın desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmişti. Bu hareket karşısında Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde önce İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunmuştu.
Türkiye, İngiltere'nin olumsuz cevap vermesi üzerine adadaki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974'te Barış Harekatı’nı başlatmıştı. Böylece Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenmiş, Kıbrıs Türk halkının varlığı güvence altına alınmıştı. Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın ardından Yunanistan'daki cunta idaresi de iktidarı kaybetmişti.