Sivas’ta 2002 yılında başı kesilerek öldürülen uzman çavuş Adem Keleş davasında, mahkeme heyeti, katil zanlısının aklı sağlığının yerinde olup olmadığının tespit edilmesini istedi.
Yenidoğan Mahallesi 22. Sokak’ta bulunan Eser Evler’de 13 yıl önce işlenen ve kamuoyunda ’kesik baş’ cinayeti olarak bilinen, Uzman Çavuş Adem Keleş’in öldürülmesi olayının faili meçhul kalmıştı. Uzman çavuşun eşi Meryem Şule Erdemir Keleş’in dini nikahlı eşi Dinçer Kara’nın ihbarı üzerine dosya 13 yıl sonra yeniden açıldı. Sivas Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonrası cinayetin şüphelisi olarak Murat Arısoy (37), cinayetin azmettiricisi olduğu iddiasıyla da uzman çavuşun eşi Meryem Şule Erdemir Keleş (40), 7 ay önce gözaltına alındı. Mahkemece tutuklanarak Sivas Cezaevi’ne konulan sanıklar hakkında ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
"EŞİMİN BENİ ALDATTIĞINI DÜŞÜNEREK İHBAR ETTİM"
Davanın 3’üncü duruşması bugün yapıldı. Mahkeme reisi duruşmaya, Meryem Şule Erdemir Keleş’in resmi nikahsız eşi Dinçer Kara’nın mahkemeye gönderdiği dilekçeyi okuyarak başladı. Dinçer Kara’nın dilekçede, "Eşimin beni aldattığını düşünerek kendisini ihbar ettim. Yaptığım bu ihbar tamamen uydurmadır. Eşim tutuklandıktan sonra pişmanlık yaşadım" ifadelerine yer verdi. Kara ayrıca ifadesinde, uzman çavuş Adem Keleş’in geçmişte baldızı A.K.’ye tecavüz ettiğini belirterek konudan haberdar olan Arısoy’un cinayeti işlerken bu durumdan da etkilenmiş olabileceğini öne sürdü.
"EŞİM KIZ KARDEŞİME TECAVÜZ ETMİŞ OLABİLİR"
Adem Keleş’i öldürtmeye azmettirmekle suçlanan Meryem Şule Erdemir Keleş ise, "Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Eşim, kız kardeşim A.K.’ye tecavüz etmiş olabilir. Ailemiz içinde zaten bu durum biliniyordu. Ben kardeşime sorduğumda, abla bana fazla bir şey sorma deyip ağlıyordu. Ama ben Murat Arısoy’a kesinlikle öldürmesini söylemedim" dedi.
"MERYEM BENİ KORKU TÜNELİNE SOKTU, ’ÖLDÜR’ DEDİ"
Sanık Murat Arısoy da kandırıldığını belirterek, Meryem Şule Erdemir Keleş’in eşinde tabanca ve bıçak olduğunu söyleyip kendisini bir korku tüneline soktuğunu ifade etti. Meryem Şule Erdemir Keleş ve yakınlarının her mahkemeye ayrı bir senaryoyla geldiğini söyleyen Arısoy, "Dinçer Kara tarafından mahkemeye sunulan ifade okununca bir kez daha hayrete düştüm. Dilekçe içeriğinde bulunun A.K. yönündeki olayla ilgili, gerek Meryem gerekse kız kardeşi Elif, A.K.’nın tacize uğradığını daha doğrusu olayın sarkıntılık olduğunu söylediler. Tecavüzden hiç bahsetmemişlerdi. Savunmamda da dile getirdim ama ben Meryem’in çocuklarıyla savunmasızlığına acıdığım ve bende şefkat içinde büyümediğim için kendimi bu olayların içinde buldum. Maktulü ben öldürdüm ancak Meryem de bana sürekli eşiyle ilgili bilgi aktarımında bulundu. Hatta kendisi bana direk olarak ’öldür’ demişti" dedi.
Daha sonra mahkeme heyeti tanıklar Halil ve Bekir Keleş’i dinledi. İfadelerin ardından savcılık makamı tarafından TCK’nın 32’inci maddesi kapsamında sanığın akıl hastası olup olmadığını tespiti için adli tıp kurumuna sevki ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamı istendi. Daha sonra mahkeme heyeti sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 6 Eylül’e erteledi.
(İHA)
Yenidoğan Mahallesi 22. Sokak’ta bulunan Eser Evler’de 13 yıl önce işlenen ve kamuoyunda ’kesik baş’ cinayeti olarak bilinen, Uzman Çavuş Adem Keleş’in öldürülmesi olayının faili meçhul kalmıştı. Uzman çavuşun eşi Meryem Şule Erdemir Keleş’in dini nikahlı eşi Dinçer Kara’nın ihbarı üzerine dosya 13 yıl sonra yeniden açıldı. Sivas Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonrası cinayetin şüphelisi olarak Murat Arısoy (37), cinayetin azmettiricisi olduğu iddiasıyla da uzman çavuşun eşi Meryem Şule Erdemir Keleş (40), 7 ay önce gözaltına alındı. Mahkemece tutuklanarak Sivas Cezaevi’ne konulan sanıklar hakkında ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
"EŞİMİN BENİ ALDATTIĞINI DÜŞÜNEREK İHBAR ETTİM"
Davanın 3’üncü duruşması bugün yapıldı. Mahkeme reisi duruşmaya, Meryem Şule Erdemir Keleş’in resmi nikahsız eşi Dinçer Kara’nın mahkemeye gönderdiği dilekçeyi okuyarak başladı. Dinçer Kara’nın dilekçede, "Eşimin beni aldattığını düşünerek kendisini ihbar ettim. Yaptığım bu ihbar tamamen uydurmadır. Eşim tutuklandıktan sonra pişmanlık yaşadım" ifadelerine yer verdi. Kara ayrıca ifadesinde, uzman çavuş Adem Keleş’in geçmişte baldızı A.K.’ye tecavüz ettiğini belirterek konudan haberdar olan Arısoy’un cinayeti işlerken bu durumdan da etkilenmiş olabileceğini öne sürdü.
"EŞİM KIZ KARDEŞİME TECAVÜZ ETMİŞ OLABİLİR"
Adem Keleş’i öldürtmeye azmettirmekle suçlanan Meryem Şule Erdemir Keleş ise, "Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Eşim, kız kardeşim A.K.’ye tecavüz etmiş olabilir. Ailemiz içinde zaten bu durum biliniyordu. Ben kardeşime sorduğumda, abla bana fazla bir şey sorma deyip ağlıyordu. Ama ben Murat Arısoy’a kesinlikle öldürmesini söylemedim" dedi.
"MERYEM BENİ KORKU TÜNELİNE SOKTU, ’ÖLDÜR’ DEDİ"
Sanık Murat Arısoy da kandırıldığını belirterek, Meryem Şule Erdemir Keleş’in eşinde tabanca ve bıçak olduğunu söyleyip kendisini bir korku tüneline soktuğunu ifade etti. Meryem Şule Erdemir Keleş ve yakınlarının her mahkemeye ayrı bir senaryoyla geldiğini söyleyen Arısoy, "Dinçer Kara tarafından mahkemeye sunulan ifade okununca bir kez daha hayrete düştüm. Dilekçe içeriğinde bulunun A.K. yönündeki olayla ilgili, gerek Meryem gerekse kız kardeşi Elif, A.K.’nın tacize uğradığını daha doğrusu olayın sarkıntılık olduğunu söylediler. Tecavüzden hiç bahsetmemişlerdi. Savunmamda da dile getirdim ama ben Meryem’in çocuklarıyla savunmasızlığına acıdığım ve bende şefkat içinde büyümediğim için kendimi bu olayların içinde buldum. Maktulü ben öldürdüm ancak Meryem de bana sürekli eşiyle ilgili bilgi aktarımında bulundu. Hatta kendisi bana direk olarak ’öldür’ demişti" dedi.
Daha sonra mahkeme heyeti tanıklar Halil ve Bekir Keleş’i dinledi. İfadelerin ardından savcılık makamı tarafından TCK’nın 32’inci maddesi kapsamında sanığın akıl hastası olup olmadığını tespiti için adli tıp kurumuna sevki ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamı istendi. Daha sonra mahkeme heyeti sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 6 Eylül’e erteledi.
(İHA)