İSTANBUL - Andaç Hongur
Metro İstanbul'un 9 kadın makinisti, milyonluk nüfusuyla ülkeleri geride bırakan dev metropolde, her sabah, her akşam, her an hayatı, hayalleri, umudu çelik çubuklar üzerinde bir yerden başka bir yere taşıyarak, anne şefkatiyle demirden vagonları bir istasyonda azat edip bir diğer istasyonda dizginleyerek hayat mücadelesine devam ediyor.
23 yıldır makinistlik yapan Serpil Çiğdem, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, iş başvurusunda bulunduğunda seçenekler arasında bulunan makinistliğin ilgisini çektiğini ve forma da tercihini makinistlikten yana kullandığını dile getirerek, şunları anlattı:
"Görüşmelere çağrıldım ve önceliğim 'makinistlik' dedim. Başta 'Bu iş erkek işi, bir kadın için zor bir iş. Yapabilir misin?' diye soruyorlar. Ben de 'Deneyeyim. Neden olmasın dedim. Öncesinde dikkat, refleks, ışığa ve sese duyarlılığı ölçen psikoteknik sınavına tabi tutulduk. Bunu geçtikten sonra 3 ay süren, aracın çalışma sistemi, arızalarını içeren bir eğitim aldık. Sınavları geçtikten sonra da stajyerlik dönemi başladı. Stajyerlik sınavını geçip yol sınavını da başarıyla tamamladıktan sonra göreve başladık. Göreve başladığımda da çok sayıda kadın makinist yoktu. Ben de treni bir kadın makinistin kullandığını hiç düşünmemiştim. Staj dönemi başladığında bu işi yapan kadınların olduğunu öğrenmiştim."
"İlerleme açısından çok da fazla şansımız olmuyor"
Metro İstanbul'da 600 makinistin sadece 9'unun kadın olduğunu kaydeden Çiğdem, "Vardiyalı çalışan personel olduğumuz için İstanbul halkı dışarıya çıkmadan ayakta ve görevimizin başında olmak zorundayız. İstanbul halkı uyumadan bizim de nöbetimiz bitmez. Şöyle bir pozitif ayrımcılık var şirkette. Kadın olduğumuz işbaşı saatimiz sabah 05.00'te değil 6.30'da başlıyor. Akşam vardiyasında çalıştığımızda da görevimiz gece 01.00'de değil 23.00'te bitiyor. Çalışma saatimiz aynı. Negatif ayrımcılığı da şöyle özetleyebilirim: 600 çalışan içerisinde sadece 9 kadın olunca ilerleme açısından çok da fazla şansımız olmuyor." dedi.
Çiğdem, yolculardan gelen tepkilere ilişkin şunları anlattı:
"Mesleğe ilk başladığım yıllarda anonsları biz yaptığımız için aracı kullananın kadın mı erkek mi olduğunu anlıyordu yolcular. İstasyonda indiklerinde herkes koşarak öne bakıyordu. 23 yıldır hala araçtan indiğinde koşup teşekkür eden, 'Helal olsun, sizinle gurur duyuyoruz' diyen, çiçek veren yolcumuz var. Sabah araca girdiğinizde bir yolcunun gülümsemesi ya da teşekkür etmesi gününüzün çok güzel geçmesini sağlıyor. Örneğin bir arıza olduğunda aldığımız eğitimden dolayı donanımlı bir şekilde bütün arızalara müdahale ediyoruz, müdahale ederken o koşuşturmada bazen 'Kadın kullanırsa böyle olur', 'Kadına araç verirlerse bu olur' diyen sesler de az da olsa çıkıyor."
"İşimiz erkek işi gibi görünüyor çünkü çalışan erkek sayısı fazla"
Makinist Hatice Gül Üstündağ da 20 yaşında makinist olduğunu dile getirerek, "Bu şirkette başka bir birimde çalışıyordum. Makinistleri gördüğümde 'Ben de bu işi yapabilirim' dedim ve başvurdum. 2007 yılının başlarında makinist oldum." dedi.
İlkokula gittiği dönemde yaşadıkları yerde "Metro buraya geliyor" yazılarını gördükten sonra metronun ne olduğunu merak edip sorduğunda "Tramvayın yer altında gideni" yanıtını aldığını anlatan Üstündağ, yıllar sonra çocukluk döneminde gördüğü yapım çalışmasını gördüğü o metronun açılışında çalıştığını belirtti.
Üstündağ, kadınların her alanda her işi yapabilecek kapasitede olduğunu belirterek, "Bizim işimiz erkek işi gibi görünüyor çünkü çalışan erkek sayısı fazla. Kadınlar da gayet rahat bu işi yapabilir. Eşit şartlarda çalışıyoruz, aldığımız eğitim, yaptığımız iş aynı. İşe başlama ve bitiş saatleri dışında ayrıcalığımız yok hepimizin çalışma saat süresi aynı." diye konuştu.
"Kızım yeter artık peronda doğum yapacaksın"
Makinistliği kadınlara tavsiye eden Üstündağ, şunları söyledi:
"İşimi yaparken çok mutlu oluyorum ve çok severek yapıyorum. İlk tanıştığım birine mesleğimi söylediğim zaman ne iş yaptığımı anlamıyor. 'Makinist ne iş yapar?' diye sorduklarında, tren sürdüğümü söylüyorum. O zaman tebrik ediyorlar, durup durup 'Gerçekten bu aracı kullanıyor musun? diye soruyorlar. Yaptığım işle gurur duyuyorum ve her anlamda kendimi güçlü hissediyorum bu işi yaptığım için. İnsanlarda da farklı bir izlenim yaratmış oluyorum. Yolcularla diyaloglarımız da oluyor. Uç istasyonlarda kabin değiştirirken, genelde bazı yolcular çok teşekkür ediyor, bazıları ilk defa kadın makinist gördüğü için şaşırıyor ve tebrik ediyor."
Üstündağ, hafta içi genellikle işe gidip gelen yolcuların aynı saatlerde aynı araçlara bindiğini dile getirerek, "Belirli bir süre sonra selamlaşmaya başlıyoruz. Hamilelik dönemimde 'Kızım yeter artık peronda doğum yapacaksın' diyenler oluyordu. 2 hamileliğimde de son ayıma kadar çalıştım. Liseli çocukların 'Abla cinsiyeti ne?' diye bağırdığını unutmuyorum. Doğum izinden döndükten sonra bazı kadın yolcular merak edip çocuklarımın nasıl olduğunu sormuştu." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com