Manisa'nın Kula ilçesinde yöreye özgü parlak nohutların kendir çuvallarda dinlendirilmesi ve üç aşamalı kavrulmasıyla elde edilen Kula leblebisi, iç pazarın yanı sıra Orta Doğu ve Balkan ülkelerinden talep alıyor.
İlçede asırlık bir gelenek olan leblebi üreticiliği yaklaşık 60 işletmede sürdürülüyor. Yılda ortalama 2 bin 400 ton nohudun leblebiye dönüştüğü Kula'da ürünün yaklaşık bin 600 tonu iç piyasaya satılıyor, 800 tonu ise Balkan ve Orta Doğu ülkelerine ihraç edilerek ilçe ekonomisine 3 milyon dolar civarında katkı sağlanıyor.
Kula'da ticaret ve sanayi odası olmadığı için en yakın ilçe Salihli'nin ticaret ve sanayi odasına bağlı olan leblebi üreticileri, leblebinin coğrafi tescil alması için 2 yıl önce Salihli Ticaret ve Sanayi Odası ile Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurdu.
Temmuz ayında sonuçlanan başvurunun ardından, tadı, kokusu, üretiminde kullanılan nohudun doğallığı ve parlaklığı gibi özellikleriyle Türkiye'deki diğer leblebi türlerinden ayrılan Kula leblebisi, coğrafi işaret almaya hak kazandı.
Kendir çuvallar, doğallığı koruyor, lezzeti artırıyorKula ve çevresinde yetiştirilen nohutların leblebiye dönüşmesi yaklaşık iki ayı buluyor. İşletmelere gelen nohutlar, ilk kavurma işleminin ardından kendir çuvallara konularak yaklaşık 15 gün dinlendiriliyor. Bu bekleme süresinde çuvallarda hava alan nohutlar, ikinci kavurma işleminden sonra 30 gün beton sergide bekletiliyor. Beton sergiden alınan nohutlar son kavurmadan sonra boyutlarına göre ayrılıp satışa sunuluyor.
Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yüksel, AA muhabirine, Kula leblebisinin Türkiye'nin diğer bölgelerinde üretilen leblebilerden farklılıkları olduğunu belirterek, "Burada üretilen leblebilerimiz, Kula, Selendi ve Uşak kırsalında yetiştirilen nohutlardan üretilmektedir. Bunlar, gübre vermeden tamamen doğal koşullarda yetiştirilir. Bu şekilde yetişen nohutlardan leblebi yaptığımız için Kula'nın leblebisinin kendine özgü nefaseti var. Diğer leblebi türlerine göre daha kabadır ve parlaktır." dedi.
Yüksel, Kula leblebisine iç piyasanın yanında özellikle Balkan ve Orta Doğu ülkelerinden artan bir talebin söz konusu olduğunu, coğrafi işaretle birlikte tanınırlığı arttıkça iç ve dış piyasa satışlarının da artacağını dile getirdi.
Kula leblebisini yöresel bir lezzet olmaktan ülkeye mal olan bir ürün haline getirmeye çalışacaklarını ifade eden Yüksel, "Kula'daki yaklaşık 60 işletme yılda 2 bin 400 ton leblebi üretiyor. Bunun üçte ikisi iç piyasaya veriliyor. Kalan 800 tonluk kısım ise ihracata gidiyor. Bunun da Kula'ya getirisi 2,8 ile 3 milyon dolar arasındadır. Coğrafi işaretin alınmasının ardından bu rakamları ikiye, üçe katlamayı düşünüyoruz." dedi.
"Dünya çapında tanıtım yaparak ihracatımızı katlayacağız"Kula Leblebiciler Kooperatifi Başkanı İbrahim Karcıoğlu da Kula leblebisinin coğrafi işaretle tescillenmesini uzun yıllar beklediklerini anlatarak, "Aldığımız coğrafi işaretle artık dünya çapında tanıtım yaparak ihracatımızı katlayacağız. Doğal nohuttan hiçbir katkı maddesi kullanmadan ürettiğimiz leblebimiz, midedeki su oranını düzenlediğinden çok yararlı. 100 yıldan fazla yaptığımız bu zanaatı coğrafi işaretle daha çok tanıtacağız." ifadelerini kullandı.
İlçedeki leblebi üreticilerinden Fatih Erdil de dedelerinden miras kalan leblebiciliği 4. kuşak olarak sürdürdüğünü belirterek, farklı lezzet özellikleri bulunan Kula leblebisinin daha fazla tanınmasını istediklerini söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com