1566’da Zigetvar kuşatmasında hayatını kaybeden Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının defnedildiği yerin arkeolojik çalışmalarına yeniden başlanıyor.
Türkiye Kalkınma Ajansı (TİKA) ve Macaristan’ın Pecs Üniversitesi tarafından 2 yıldan bu yana süren kazı çalışmaları geçtiğimiz yıl sonu sonuç vermiş ve Kanuni’nin iç organlarının gömüldüğü yer Zigetvar şehrinin 5 kilometre uzağındaki Üzüm Tepesi’nde tespit edilmişti. Araştırmayı yürüten ekibin başındaki Pecs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Norbert Pap ve Budapeşte Bilimler Akademisi Profesörü Türkolog Pal Fodor Üzüm Tepesi’ndeki kazıda inceleme yaptı. Mezar hakkında mezar alanını ziyaret eden heyete açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Türkolog Pal Fodor, “İşte bu yer 1566 yılının Eylül ayın 7’si gece yarısı 01.00-02.00 sularında vefat ettiği yerdir. Bu sırada askerleri kale kuşatmasındaydı. Resmi Türk kaynaklarında yazan ‘Emaneten toprağa verildiği yer’ 42 gün boyunca burada yattı. Ortada gördüğünüz bölüm sandukanın gömüldüğü yerdir. 42 gün sonra cesedini çıkartarak ceviz ağacından yapılan bir sandukaya yerleştirdiler ve İstanbul’a taşıdılar” ifadesini kullandı. Kanuni’nin oğlu Sultan Selim’in emriyle 1575-1577 yılları arasında emaneten toprağa verildiği yerde türbe yapılmasını emrettiğini ve türbenin işte bu yerde olduğunu açıkladı.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Pal Fodor, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1566 yılında gömüldüğü yerin önünde olduklarını, Zigervar Kalesi’nin alınmasından yarım gün önce çadırında vefat eden Sultan Süleyman’ın cenazesi yıkanarak buraya gömüldüğünü, 42 gün toprakta kalan ve buradan çıkarılarak Macar krallarının kullandığı ağaçlarından yapılan tabutla ve top arabasına konarak İstanbul’a götürüldüğünü belirtti.
Araştırmaların başındaki ekibin başkanlığını yapan Prof. Dr. Pap, “Kazılarda ortaya çıkartılan altıgen formların 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesinde ve camilerde yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Kazılarda bulunan altıgen formlar buranın sultani bir yapı olduğunu da kanıtlıyor. Cami ve türbe yan yana yapılmış. Yapılan ilk kazıda minarenin bulunamaması buranın türbe olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Türbenin büyüklüğünün 8 metreye 10 metre büyüklüğünde olduğunu söyleyen Pap, Türbenin gün yüzüne çıkarılması için teknik çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, kazıların ise önümüzdeki ay sonundan itibaren başlayacağını, Avusturya Hasburg İmparatorluğu’nun paralı askerleri mezardaki her şeyi talan ettiği için mezardan değerli bir eşya çıkmayacağını açıkladı.
(İHA)
Türkiye Kalkınma Ajansı (TİKA) ve Macaristan’ın Pecs Üniversitesi tarafından 2 yıldan bu yana süren kazı çalışmaları geçtiğimiz yıl sonu sonuç vermiş ve Kanuni’nin iç organlarının gömüldüğü yer Zigetvar şehrinin 5 kilometre uzağındaki Üzüm Tepesi’nde tespit edilmişti. Araştırmayı yürüten ekibin başındaki Pecs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Norbert Pap ve Budapeşte Bilimler Akademisi Profesörü Türkolog Pal Fodor Üzüm Tepesi’ndeki kazıda inceleme yaptı. Mezar hakkında mezar alanını ziyaret eden heyete açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Türkolog Pal Fodor, “İşte bu yer 1566 yılının Eylül ayın 7’si gece yarısı 01.00-02.00 sularında vefat ettiği yerdir. Bu sırada askerleri kale kuşatmasındaydı. Resmi Türk kaynaklarında yazan ‘Emaneten toprağa verildiği yer’ 42 gün boyunca burada yattı. Ortada gördüğünüz bölüm sandukanın gömüldüğü yerdir. 42 gün sonra cesedini çıkartarak ceviz ağacından yapılan bir sandukaya yerleştirdiler ve İstanbul’a taşıdılar” ifadesini kullandı. Kanuni’nin oğlu Sultan Selim’in emriyle 1575-1577 yılları arasında emaneten toprağa verildiği yerde türbe yapılmasını emrettiğini ve türbenin işte bu yerde olduğunu açıkladı.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Pal Fodor, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1566 yılında gömüldüğü yerin önünde olduklarını, Zigervar Kalesi’nin alınmasından yarım gün önce çadırında vefat eden Sultan Süleyman’ın cenazesi yıkanarak buraya gömüldüğünü, 42 gün toprakta kalan ve buradan çıkarılarak Macar krallarının kullandığı ağaçlarından yapılan tabutla ve top arabasına konarak İstanbul’a götürüldüğünü belirtti.
Araştırmaların başındaki ekibin başkanlığını yapan Prof. Dr. Pap, “Kazılarda ortaya çıkartılan altıgen formların 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesinde ve camilerde yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Kazılarda bulunan altıgen formlar buranın sultani bir yapı olduğunu da kanıtlıyor. Cami ve türbe yan yana yapılmış. Yapılan ilk kazıda minarenin bulunamaması buranın türbe olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Türbenin büyüklüğünün 8 metreye 10 metre büyüklüğünde olduğunu söyleyen Pap, Türbenin gün yüzüne çıkarılması için teknik çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, kazıların ise önümüzdeki ay sonundan itibaren başlayacağını, Avusturya Hasburg İmparatorluğu’nun paralı askerleri mezardaki her şeyi talan ettiği için mezardan değerli bir eşya çıkmayacağını açıkladı.
(İHA)